Gazi Üniversitesi Yaşam Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Ertit Taştan, orman yangınları sırasında fazla ısıya maruz kalarak zehirli forma dönüşen krom elementinin birçok yönden sağlığı olumsuz etkilediğini söyledi.
Ekolojik zararının yanında orman yangını dumanına maruz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirirken, toprakta doğal olarak bulunan bazı metallerin yangının etkisiyle zehirli hale dönüşmesi ise bu problemleri artırıyor.
Bilimsel dergi Nature’da yayımlanan çalışmaya göre, orman yangınından az ve fazla etkilenen alanlarda inceleme yapan bilim insanları, fazla yanan bölgelerdeki zehirli krom miktarının diğer bölgelere kıyasla 6,5 kat daha yüksek olduğunu tespit etti.
Amerika Birleşik Devletleri’nin batısı, Brezilya, Avustralya, Güney Afrika, Avrupa ve Endonezya’daki tropikal ve ılıman iklim bölgeleri de dahil olmak üzere Antarktika hariç tüm kıtalarda bulunan krom, her zaman zehirli bir etki göstermiyor. Fakat, özellikle kontrol altına alınamayan yangınların neden olduğu aşırı ısı, metal çeşidi kromu canlı yaşamı için risk oluşturan zehirli partiküllere çeviriyor. Toprakta bulunan ve insan sağlığı için risk oluşturmayan krom 3 bin 200 derece sıcaklıkta zehirli formu olan hekzavalent kroma (krom 6) dönüşerek başta kanser, organ hasarı ve solunum yolu rahatsızlıkları olmak üzere maruz kalan kişide hastalıklara neden oluyor.
Alevlere müdahale esnasında itfaiyeciler, sağlık ekipleri, arazi çalışanları ve bölge halkı için tehdit oluşturan krom 6, yangının söndürülmesinin ardından da risk faktörü olmayı sürdürüyor. Yangının neden olduğu küllerde ve havadaki partikül maddelerde varlığını devam ettiren krom 6, rüzgarın etkisiyle taşınarak tehdit ettiği bölgeyi de genişletiyor.
Çalışmada ayrıca orman yangını dumanıyla taşınan ve PM2,5 olarak bilinen ince parçacıklı maddelerin solunum yoluyla akciğerlere, hatta kan dolaşımına girerek astım, kronik bronşit, solunum ve kalp hastalıklarına yol açabileceğine de değinildi.
Konuyla ilgili, AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Gazi Üniversitesi Yaşam Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burcu Ertit Taştan, krom elementinin krom 2, krom 3, krom 6 gibi formları bulunduğunu ve her formun da kendine özgü renk ve karakteristik özelliğe sahip olduğunu söyledi.
– “Krom 6 suda kolay çözülebiliyor ve hücre zarlarından da kolaylıkla geçebiliyor”
Doğada yaygın bulunan 6 değerlikli kromun fosil yakıtların yakılması sonucu atmosfere salınarak çevre ve halk sağlığını tehdit ettiğini belirten Taştan, “Krom 2 genellikle mavi, kararsız bir yapıya sahip ve bu nedenle de krom 3 ve krom 6 doğada daha fazla bulunuyor. Krom 3 zararsız olan formu, krom 6 en zararlı formu diyebilirim. Krom 3 mordan yeşile kadar, krom 6 sarı turuncu renk skalası arasında değişiyor. Krom 6 suda kolay çözülebiliyor ve dolayısıyla da hücre zarlarından da kolaylıkla geçebilen bir yapısı var. Bu yüzden bizi en çok uğraştıran krom bileşiği krom 6.” dedi.
Krom 3’ün vücutta yağ, asit, glikoz ve kolesterol mekanizmaları tarafından belli ölçüde ihtiyaç duyulan bir element olduğunu ancak krom 6’nın sahip olduğu zehirli etki nedeniyle organlarda hasara yol açtığını ifade eden Taştan, özellikle kromat ve dikromat formdaki krom 6 bileşiklerinin topraktaki en zehirli formlar olduğunu kaydetti.
Havada ince parçacıklar halinde bulunabilen krom bileşiklerinin rüzgar yoluyla sucul ve diğer karasal sistemlere taşınabildiğini vurgulayan Prof. Dr. Taştan, şöyle devam etti:
“Havaya genellikle metal endüstrilerinden ve fosil yakıtların yanması neticesinde çok miktarda krom salınmış oluyor. Krom oksitin içindeki 3 değerlikli krom, 200-300 derecede, 12 saatte ve yüzde 50 oranında, en zararlı form olan krom 6’ya dönüşebiliyor. Ama çalışmalar bu dönüşümün geçici olduğunu, oluşan krom 6’nın çeşitli indirgeyici maddeler ile karşılaştığında yeniden krom 3’e indirgendiğini gösteriyor. Bu da doğada aslında olması gereken doğal bir süreç.”
California’daki orman yangını sonrası bölgede yapılan çalışmalarda, kromun hem toprak hem de külde 6 değerlikli formda tespit edildiğini ve farklı noktalardan alınan örneklerde de kilogram başına 300-13 bin mikrogram arasında krom bulunduğunu anlatan Taştan, krom 6’nın uzun süre toprakta kalabildiğini dile getirdi.
– Çevre dostu biyolojik arıtım ile krom 6’yı yok etmek mümkün
Prof. Dr. Taştan, geçen yıllara kıyasla 3’te 1 daha az yağış alan California’da, orman yangınından 1 yıl sonra bile reaktif 6 değerlikli krom konsantrasyonlarının topraktaki varlığının yüksek olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
Kromun insan sağlığı üzerindeki etkilerine de değinen Taştan, “Farklı canlılar üzerinde kromun maruziyeti ilişkilendirmiş ve astım, solunum yollarında tahriş, deri lezyonları ve kanser ile ilişkili olduğu bulunmuştur. En çok da krom endüstrisinde çalışan işçiler etkilenmiş.” diye konuştu.
Krom 6’nın bertarafına yönelik küften faydalanarak yaptıkları arıtım yönteminden de bahseden Taştan, arıtımın genellikle fiziksel, kimyasal ve biyolojik yollarla yapılabildiğini aktardı.
Taştan, “Biyolojik arıtımı, daha çevre dostu ve ikincil kirleticilerin açığa çıkarılmadığı bir arıtım olması neticesiyle biz tavsiye ediyoruz. Aspergillus versicolor fungus’u kullanarak krom 6’nın yüzde 99,89 oranında giderimini yaptık ve çevreye hiçbir ikincil zarar vermedi. Bunu Batman’da petrol rafinerisinin bulunduğu kirli bir alandan izole ettik, çevresel kirleticilere karşı çok toleranslı bir organizma. Bu yöntemle krom 6’yı sucul ortamdan temizledik ve bu kirliliği bertaraf ettik.” ifadelerini kullandı.