Çok değil, birkaç ay önce Çankaya Belediyesi’nin özellikle gece mesaisi yapan ebeveynlerin faydasına çocuklar için bir gece bakım evi açması haberini okuyunca bu düşünceyi takdir etmiş, mutlu olmuştum. Ne çocuk bakımıyla, ne de bizzat ebeveyn olmakla yakından bir ilgim olmasına rağmen, sadece insani olarak böyle bir hizmet sunmanın altında yatan sağduyuyu görmek, bunu bilmek beni mutlu etmişti.
Bildiğim kadarıyla farklı semtlerde 15 gündüz çocuk bakımeviyle çalışan anne-babalara ve çocuklarına hizmet veren Çankaya Belediyesi, bu hizmetini geliştirerek mevcut bakımevlerinden birini (Maltepe’deki) aynı zamanlarda 19.00-07.00 saatleri arasında da faal kılarak özellikle geceleri çalışmak durumunda olan çocuk sahibi kadınlara büyük bir kolaylık sağlamıştı. Hakeza, Ankara özelinde 32 çocuk etkinlik merkeziyle Ankara Büyükşehir Belediyesi anne ve babalara maddi güçlerini sarsmadan gün içinde çocuklarını güvenle bırakabilecekleri bir bakım hizmeti sunuyor.
Ancak gelgelelim söz konusu kendi çıkarı, ikbali ve kompleksleri olunca memlekette ne amaçla olursa olsun gerçekleşen, vatandaşlara destek olan hayattaki her iyi, güzel, yararlı şeyi varlığından edip, amacından saptıran birtakım kişiler, böyle bir icraate bile kendi karanlık gölgelerini düşürmeyi vazife bildiler.
Bu hafta başında, Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın belediyelerin kreş, anaokulu gibi okul öncesi eğitimi destekleyen kurumlar açamayacağı konusunda genelgeler yayımlayarak ilgili idari birimlere bildirim yaptığının ortaya çıkması, iktidar ve muhalif parti temsilcilerini adeta birbirine düşürdü. Ama ben bugün bu köşede hafta boyunca siyasiler tarafından son derece çirkin bir üslupla süren tartışmalara, yaşanan gerilimlere ve kurumsal çekişmelere girmek, bunları konu etmek niyetinde değilim. Açıkçası o seviyelere inmeyi kendime zül sayarım. Öte yandan, bu ülkenin aklı selimini olabildiğince, binbir emekle muhafaza etmeye çalışan bir vatandaşı, dahası çocukları çok seven ve geleceklerini önemseyen biri olarak olan bitene susacak da değilim. Var elbet bir çift sözüm çoluk çocuğun istikbalini kendine oyuncak edenlere…
Pedagog, psikolog yahut psikiyatr değilim; ancak 0-6 yaş döneminin bir insan evladının yaşamında ne kadar önemli bir aşama olduğunu, bu dönemdeki bilişsel ve psikolojik gelişimin bireyin sonraki hayatında önemli yer tutacağını bilecek kadar bilgim, fikrim ve donamımım var. Patriyarkal (ve haliyle muhafazakar) toplum yapısının, çocuk bakımını ve sorumluluğunu meselenin tek öznesi gördüğü annelere yüklediğini görmek için de illa anne olmaya gerek yok. Mebzul miktarda örneğine ve yaşattıklarına etrafımızda sıkça rastlıyor, kolaylıkla gözlemleyebiliyoruz; tabii şayet görmek istersek…
Vaziyetler böyleyken, bu ikili durum, yani anne-çocuk ilişkisi için, okul öncesi eğitim fırsatı yaratılmasının hem anneyi, hem de çocuğu ciddi olarak desteklediği bu konudaki otoritelerin, bilim insanlarının dünden bugüne muhtelif çalışmalarıyla kanıtlanmış bir gerçek. Annenin erken yaşlarındaki çocuğuyla ilişkilenme biçimini regüle etmesinin yanında, kreş ve anaokulları küçük çocukların akranları ve öğretmenleriyle vakit geçirirken bilişsel, psikolojik gelişimlerini aktive eden ve onları sosyalizasyon sürecine katan en önemli eğitsel aşamalardan biri. Dolayısıyla modern bir devletin vatandaşına karşı en büyük sorumluluk ve ödevlerinden biri; ülkenin evlatları için bütün kaynaklarıyla bu tür temel eğitim, bakım kurumlarının çağcıl şekilde varlığını desteklemek, ayrıca bu kurumları maddi ve fiziki olarak toplumun her kesimi için erişilebilir kılmaktır.
Bir insan hayatı için bu kadar mühim, temel bir mevzuyu yapıcı ve yenilikçi olmak yerine, durduk yere hiç olmayacak bir tartışma gündemine sokmanın, konuya dair hukuki ve bürokratik mevzuatları çarpıtıp çatıştırmanın art niyetlilikten, özellikle dar gelirli olup ayakta kalmak için her gün mücadele eden, direnen insanlarımızı mağdur etmekten başka bir maksadı olmadığı düşüncesindeyim.
Buradan konunun muhatabı bütün siyasilere ve sorumlulara çağrımdır. İnsanların hayatlarını ve geleceklerini doğrudan etkileyen (tuzunuzun kuru olduğu) hususları kendi çamur balçık arenalarınızdaki küçük hesaplı, süfli cenginize silah ve/ya kalkan etme alışkanlığınızı derhal terk ediniz. Hayatlarımız, hele ki küçük masum çocuklarınki, oyuncağınız değildir.