Özel sektör öğretmenleri sorunlarına çözüm arıyor

Özel okullarda görev yapan öğretmenler, maaş zammı ve taban maaşlarının düzenlemesi talebi ile Ankara’da yürüyüş yaptılar ve Meclis önünde isteklerini dile getirdiler. Özel okul öğretmenleri ücret artışının yanı sıra ek ders ücretlerinin ödenmemesi; ara tatil, yarı yıl tatili ve resmi tatillerde çalışma baskısı, mesai ücretlerinin verilmemesi ve sigorta primlerinin eksik yatmasından da şikayetçi oldular. Öğretmenler, “Asgari Ücret Düzenine Son” pankartları da açtı. Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan öğretmenler, velilerden yüz binlerce lira alan okul sahiplerinin kendilerine asgari ücret düzeyinde maaş ödendiğini savundular.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası adına açıklama yapan Ceylan öğretmen, “Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçileri, asgari ücrete hatta birçok kurumda asgari ücretin de altındaki ücretlere mahkûm edilmek isteniyor. Patronların öğretmenleri mahkûm etme çabası, yalnız ücretlerle de sınırlı kalmıyor. Kendimizi asla geçindiremeyeceğimiz bu ücretlerle, kamudaki dengi çalışan meslektaşlarımızın iki üç katı derse giriyoruz. Bu da yetmez gibi ücret karşılıkları olmaksızın zorla yazılan etüt ve özel dersleri yapıyor; haftada iki, kimi zaman üç kez nöbet tutmak zorunda bırakılıyoruz. 12 aylık belirli süreli iş sözleşmeleri bizi mevsimlik işçi statüsüne sokuyor. Dahası yasal olan bu sözleşmenin de çiğnenip sözde 10 aylık sözleşmelerin dayatılması, bizi ülkedeki en güvencesiz emekçiler arasına sokuyor. Özel sektör eğitim emekçisi, bizzat Millî Eğitim Bakanlığı tarafından soluksuz bırakılmak isteniyor. Boğazımıza yapışan ve bizi iliğimize kadar sömürmek isteyen sermayenin türlü hukuksuzluklarına karşı, en sorumlu Kurum olarak kılı kıpırdamayan Millî Eğitim Bakanlığıdır. Bakanlığı en üst derecede temsil eden Sayın Bakan Yusuf Tekin, çıktığı her kanalda patronları sahiplenici tavır takınmaktadır. Bundan dolayı özel sektör eğitim emekçileri bu fiziksel, maddi sıkıntılarının yanında bir de psikolojik travmalarla boğuşup derin düş kırıklıklarına boğuluyor” dedi.
Taban maaş hakkının yeniden yasalaşmasını istediklerini belirten Ceylan öğretmen, “Millî Eğitim Bakanlığı, tabelasında MEB yazan tüm kurumların bakanlığıdır ve bunların tamamından bilfiil sorumludur. Oysa bugün, emeğimiz doğrudan doğruya MEB tarafından patronların insafına terk ediliyor. 2014’te elimizden çalınan taban maaş hakkımızı istiyoruz. Bu hak, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 9. Madde 2. fıkrasında 2014’e kadar var olan bir hükümdü. Taban maaş hakkımız, patronların isteği ve Meclisteki yasa yapıcıların kararıyla bir gecede elimizden çalındı. Bunun sonucu olarak bugün ataması yapılmayan yüz binlerce eğitim emekçisi tabanda yığılarak özel öğretim kurumu sahiplerinin ücretli köleleri haline getirilmiştir. Bakan Tekin bir kanalda ‘Anayasa’ya uygunluğu açısından zihnimizde soru işaretleri oluşur’ dedi. Zaten yıllarca bizim olan, sermayenin isteğiyle bizden koparılan ve dahası eşit işe eşit ücret ilkesi gereği bizim bizzat Anayasal hakkımız olan ‘Taban Maaş Hakkı’ Bakan Tekin’in dile getirdiğinin tersine, Anayasa’ya uygunluğu tartışmaya açık bir konumda asla değildir. İşte tam olarak bu nedenle ‘Taban Maaş Hakkı’nın yeniden yasalaşması ve bize iadesi, Mecliste başta hükümet olmak üzere tüm siyasi partilerin ve vekillerin sorumluluğundadır. Bugün burada, Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde bir araya gelen özel sektör eğitim emekçileri, yerlerde çiğnenen öğretmenlik meslek onurunu hak ettiği yere getirmek için buradadır” ifadelerini kullandı.
Eğitimin sermayeye emanet edilmesi ve sermayenin yaptığı tüm hukuksuzlukların, usulsüzlüklerin görmezden gelinmesi, denetlenmemesi Millî Eğitim Bakanlığı adına bir kara leke olduğunu belirten Ceylan öğretmen, “Kolejlerde, kurslarda, rehabilitasyon merkezlerinde, anaokullarında, kreşlerde, vakıf üniversitelerinde çalışan bütün eğitim emekçilerinin bugün tarihsel bir fırsatı vardır. Bu fırsat, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının onlar için tüm dar alanları zorlaya zorlaya açtığı yoldadır. Bu yolun tıkanmaması, çıkmaz bir yol haline gelmemesi de tüm özel sektör öğretmenlerinin sorumluluğundadır. Bugün insanca yaşamak için burada, bir aradayız. Bugün bizi görmezden gelip kendine yalnızca patronları muhatap görenlere ‘Türkiye’nin dört bir yanından öğretmenler geldi, siz neredesiniz’ diye sormak için buradayız. Eğitimi tüccarların, müteahhitlerin, mafyanın elinden çekip almak için buradayız. Bugün asgari yaşama, ücretli köleliğe isyan etmek için buradayız. Yaşasın öğretmen dayanışmamız. Mücadele dersini öğretmenler verecek. Taban maaş hakkımızı geri alacağız” dedi.