Spor ve siyasetin iç iç geçtiğini görmek için üç maymunu oynamaya gerek yok.
Kulüpleri özellikle dört büyüklerin yönetimlerini federasyonlar gibi düşünmemek gerek.
İşlerine ve içlerine karışan siyasetçiler bildiklerini oralarda da uygulamayı istiyorlar.
Ama dört büyükler gibi bazıları içlerin istenildiği gibi girilmeyeceğini gösteriyorlar.
Ele geçirilmek istenenler hizipçileri, içimizdeki İrlandalıları hemen devreye sokuyorlar.
Fenerbahçe, Trabzon, Beşiktaş veya Galatasaray şampiyon olması zorunluymuş gibi ortalığı karıştırıp yönetimleri seçime yönlendirmeye çalışıyorlar.
Ülkemizde sporun tam olarak siyasetin etkisinde olduğunu bilmeyen yoktur.
Alınacak her karar, atanacak her yönetici ve başkanı tekellerine almaya çalışıyorlar.
İşin ehli olup olmaması, fayda veya camiaya vereceği zarar kimsenin umurunda değil.
Yaşadık ve gördük. Aynı hikayeleri dinlemekten de bıktım.
Profesyonel kulüplere özerk federasyonlar gibi bakanlar yanıldıklarını anlamıyorlar.
Rant yüksek olduğu için istediklerini uygulayıp istedikleri gibi yönetmeyi arzuluyorlar.
Bazıları kontrolü siyasetçilere kaptırırken Fenerbahçe gibiler direnmeye devam ediyor.
Dört büyükler için siyasiler her yerden manevra yaparken istediklerine elde edemiyorlar.
Oy kapısı olarak görülen bu kulüpler dik durmazlarsa eğer elden giderler.
Türkiye’de siyasetin girdiği yerde sistem kurulamadığı için düzen bir türlü tutmuyor.
Sadece Fenerbahçe de değil diğerlerinde de zaman zaman seçimin olmamasına rağmen, istenilen performansın görülmemesiyle ortalık savaş alanına dönüyor.
Spordaki yönetim, sistem, başarı kriterinin Avrupa’daki gibi olmasını kim istemez.
Yönetimin taraftarın sorununa veya takımın başarısızlığına siyasiler müdahil olmamalı.
Her sene Fenerbahçe veya Galatasaray’ın şampiyon olacak garantisi olamaz.
Kulüpler hedefledikleri şampiyonluğu kazanamadıklarında ne kaybedebilir ki?
Başarılı olunur olmazsa seneye çalışmalara yeniden başlanır.
Başarı her kulüp için ihtimal olmasına rağmen son değildir.
Yeniden hedef belirlenir ve çalışmalara yeniden devam edilir.
Siyasiler sporun, kulüplerin sistemi için önemli karalara imza atar ama işlerine karışmaz.
Sporu, Türk tipi siyasete benzetirsek sonu gelmez başarısızlıklara neden olabilir.
Siyasetin spordan el çekmesi, sistemin kurulması olmazsa olmazdır.
“Organizasyonları bırakalım da eğitimde ve sporda organize olmayı başaralım.”
