Gıda güvenliğini, tarım politikalarını ve sürdürülebilir üretimi ele almak amacıyla düzenlenen 4. Uluslararası Gıda Kimyası Kongresi, bu çarpıcı gerçekler eşliğinde tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Her yıl üretilen gıdanın üçte biri çöpe gidiyor, bir yanda açlık varken diğer yanda obezite rekor seviyede. 4. Uluslararası Gıda Kimyası Kongresi, bu çarpıcı tabloyu “Gıda Üretiminde Sürdürülebilirlik” temasıyla masaya yatırdı. Bilim insanları, kamu ve sektör temsilcileri; iklim krizi, israf, karbon ayak izi ve gıda güvenliğini ele alırken çözüm için bilimi, AR-GE’yi ve iş birliğini işaret etti.
Kongre, Gıda Üretiminde Sürdürülebilirliğe Odaklandı
Tarım ve Orman Bakanlığının desteklediği, Üsküdar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Kimyagerler Derneği iş birliğiyle düzenlenen kongre bu yıl “Gıda Üretiminde Sürdürülebilirlik” temasını işliyor. Akademi, kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren kongrede, gıda kimyası ve teknolojisindeki en son gelişmeler, sürdürülebilirlik çerçevesinde ele alınıyor.
Gıda Kimyası Bilimi Sadece Laboratuvarla Sınırlı Değil
Kongrenin açılış konuşmalarını gerçekleştiren isimlerden biri olan Kimyagerler Derneği Başkanı İkram Cengiz, gıda kimyasının yalnızca teknik bir bilim dalı olmadığını; toplum sağlığı, kültürel miras ve ekonomik yapı ile doğrudan ilişkili hayati bir alan olduğunu vurguladı. Fonksiyonel gıdalar, katkı maddeleri, toksikoloji, organik üretim, coğrafi işaretleme gibi konuların masaya yatırılacağı kongrede, bilimsel bilgiyle çözüm yollarının kesişmesi hedefleniyor.
“Bu kongre, sadece bilimsel paylaşım değil; aynı zamanda küresel sorunlara karşı bir sorumluluk bilinci taşıyor. Geleceğe yönelik yenilikçi çözümler üretmek zorundayız” diyen Cengiz, dünyanın gıda arzı, güvenliği, iklim değişikliği ve sağlık gibi disiplinler arası zorluklarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Dr. Ahmet Görgülü: Gıdanın Üçte Biri Çöpe Gidiyor, Bu İsrafla 830 Milyon Aç Dört Kez Doyar
Eti Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ahmet Görgülü, konuşmasında çarpıcı verilerle mevcut gıda krizini gözler önüne serdi. Görgülü’ye göre dünyada yılda üretilen 1.3 milyar ton gıda, hiçbir şekilde tüketilmeden israf ediliyor. “Bu miktar, dünyadaki 830 milyon aç insanı dört kez doyurabilir” diyen Görgülü, mevcut sistemlerin değişmeden devam etmesi halinde 2050 yılına kadar gıda ihtiyacında %56 artış yaşanacağını ve bu ihtiyacı karşılamak için Hindistan’ın iki katı büyüklüğünde tarım arazisine ihtiyaç duyulacağını belirtti.
Türkiye, Obezite Sıralamasında ABD’nin Ardından İkinci Sırada
Aşırı kalori tüketiminin Türkiye’de ciddi bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Görgülü, Sağlık Bakanlığı’nın 2022 verilerine göre Türkiye’de her üç kişiden birinin obez olduğunu söyledi. Kişi başına düşen günlük kalori tüketiminde Türkiye’nin dünya sıralamasında ABD’den sonra ikinci sırada yer aldığını belirtti.
Kahve ve Çikolata Karbon Ayak İzinde Başı Çekiyor
Gıda üretiminin çevresel etkilerini de gündeme taşıyan Dr. Görgülü, instant kahve ve bitter çikolata gibi işlenmiş gıdaların karbon salınımı açısından oldukça yüksek değerlere sahip olduğunu ifade etti. “1 kilogram çözünebilir kahve üretimi, yaklaşık 28 kilogram karbondioksite denk geliyor” diyen Görgülü, gıda sanayisinin bu alandaki dönüşümünün kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Sıfır Karbon Hedefli Üretim Mümkün
Enerji tüketiminin en yoğun olduğu üretim aşamalarından biri olan pişirme süreçlerinde yürütülen projelerden de bahseden Görgülü, doğalgazlı fırınların infrared destekli elektrikli fırınlara dönüştürülmesiyle karbon salınımında ciddi düşüş sağlandığını ve bu yolla 1 kilogram bisküvi üretiminde oluşan 3 kilogramlık karbon salınımının sıfıra indirilebileceğini söyledi.
Prof. Dr. Muhammet Arıcı: Bilimsel İş Birlikleri ve Yeni Projeler İçin Verimli Zemin
Kongre Başkanı Prof. Dr. Muhammet Arıcı, etkinliğin akademik iş birliklerinin artırılması, kamu-sanayi-üniversite üçgeninde ortak projelerin geliştirilmesi ve gıda kimyası alanındaki yeni regülasyonların paylaşılması açısından önemli bir zemin sunduğunu belirtti.
“Kongre kapsamında başarılı bulunan bilimsel posterler ödüllendirilecek. Bu etkinlik aynı zamanda bilimsel üretimi teşvik etme misyonu da taşıyor” diyen Prof. Arıcı, tüm katılımcıların bu sürecin aktif bir parçası olduğunu vurguladı.
Dr. Şerafettin Çakal: Tarımın Geleceği Bilime ve Ar-Ge’ye Bağlı
TAGEM Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şerafettin Çakal ise konuşmasında tarımın tarihsel gelişiminden bugünkü biyoteknolojik tarım çağına kadar geçen süreci detaylandırdı. Tarımın “beşerin en büyük icadı” olduğunu belirten Çakal, günümüzde gelinen noktada nanoteknoloji ve bilişim teknolojilerinin tarımda dönüştürücü bir rol oynadığını ifade etti.
“Bir yanda lokal, organik ve sürdürülebilir yöntemleri savunanlar, diğer yanda küresel ölçekte üretimi savunanlar var. Ancak biz, bu iki uç arasında denge kurmak zorundayız” diyen Çakal, küresel gıda dengesizliklerinin önüne geçebilmenin tek yolunun bilim, teknoloji ve bilinçli politikalar olduğunu söyledi.
Tarım Alanlarının Yalnızca Yarısı İnsan Beslenmesine Hizmet Ediyor
Çakal, dünyada üretilen yaklaşık 10 milyar tonluk gıdanın %44’ünün insan, %56’sının ise hayvanlar tarafından tüketildiğini belirtti. Ancak insanlara sunulan bu 4.4 milyar tonluk gıdanın da yaklaşık üçte birinin çöpe gittiğini ve israfın geldiği boyutun alarm verici olduğunu ifade etti.
Bu bağlamda tohumun, suyun ve toprağın korunmasının hayati önemde olduğuna dikkat çeken Dr. Çakal, TAGEM’in yerli tohum ve hayvan genetik kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmalar yürüttüğünü de ekledi.
Üsküdar Üniversitesi’nden İki Önemli İsim Özel Oturumda
Kongrenin 9 Mayıs’taki özel oturumunda, Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Gıda Kimyasından Beyin Kimyasına: Beyin-Besin İlişkisi” başlıklı sunumuyla yer alırken, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan (Kaynak) ise “Krizler Yüzyılında Gıda Arzında Riskler ve Fırsatlar” konulu konuşmasıyla dikkat çekti.
