UEFA Avrupa Ligi’nde Play-Off’lara kalan Galatasaray ve Fenerbahçe göğsümüzü kabartı.
Kazanmak ama kazanırken de iyi örnek olmak varken neden olumsuzluklar bizi bulur?
GS en fazla gol atan olurken, FB en fazla faul yapan kart gören takım durumuna düşmüş.
Sporcularımız neyi görür ise onu yapmaya çalışır kime özenirse onu yansıtır.
Çoğunluğu yabancı olan oyuncular Türkiye’de mutasyona uğrayıp kötü örnek oluyorlar.
Sadece futbolcular değil bütün sporcular özendiği, imrendiği ve kendine idol seçtiği sporcuları taklit etmeye çalışır.
Yürümesini konuşmasını hatta kızgınlıklarını da özendiği sporcuya benzetmeye çalışırlar.
Haksız da sayılmaz çünkü idol sporcu herkesin olmak istediği kişidir.
İyi örneklerle karşılaştırılırsa kötü davranışlar çabuk kazanılmakta ve yayılmaktadır.
Doğamızda olan basiti-kötüyü örnek alma çabuk yayılırken iyi davranışı kazanmak zordur.
Bu takımlar Türkiye’nin gözbebeği ve yaptıkları maçlar herkes tarafından izlenmektedir.
Sporcuların yaptığı her hareket, davranış ve konuşma da birçok kişiye örnek olmaktadır.
Diğer sporcular gibi ortaokul-lisede okuyan, mahalle takımında oynayanlar da futbolcuların olumsuz hareketlerini örnek almayı tercih ediyorlar.
İyi davranış ve doğru olan örnek alınsaydı herkes Messi, Ronaldo, Neymar, Lewandowski gibi olgun davranır onlar gibi muhteşem olurlardı.
Ama maalesef iyi örnekleri taklit etmek kolay değil ve zekâ gerektirir.
İyi örnekler alınsaydı FB gibi bir takımda faul yapmak ayıp sayılırdı.
Fair-Play anlayışı ön planda olurdu.
Gençleri düşünerek kötü davranışlar cezasız kalmaz, kimse cesaret etmezdi.
İyi örnek alınsa futbolumuzun görüntüsü şike, şiddet ve rüşvetle anılmazdı.
İyi örnek alınsa balık baştan kokar sözü duyulmaz, hata görüldüğü zaman gereği yapılırdı.
Ronaldo’nun kurallı yaşamı, Lewandowski’nin vatan hassasiyet ve sevgisi,
Neymar’ın çalışma disiplini, Messi’nin ahlaki düzenini örnek almak disiplin ve tarz gerektirir.
Zoru mu kolayı mı taklit etmek kolay, kendi yaşantımızı düşünürsek daha net anlaşılır.
Kolay olan faul yaparak Avrupa liginde üst sıralara çıkmaktır.
Zor olan şampiyonlar ligine katılıp orada gereğini yapmaktır.
Büyüklük isimle, ülkede en iyi olmakla ve sayısız yabancı sporcu oynatmakla olmuyor.
“Ben sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim” diyen Atamız ne kadar haklıymış.
“Organizasyon yapmayı bırakalım da organize olmayı başaralım.”
