Taşkın zararlarının önüne “risk yönetimi”yle set çekilecek

Türkiye’de taşkınlara karşı “kriz yönetimi” yerine “risk yönetimi” stratejisi öne alınırken bu kapsamda akarsu yataklarında yapılaşmaya gidenler ile dere yataklarını yetkisiz daraltanlara hapis ve para cezaları öngörülüyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, taşkınların çevresel, sosyal ve ekonomik faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla “Taşkın Kanunu Taslağı” hazırlayarak görüşe sundu.
Çıkarılması planlanan kanunla taşkınlarla mücadelede kurumların görev ve sorumluluklarının belirlenmesinden sigortacılık çalışmalarına, akarsuların ıslahından belediyelerin bu konulardaki yetkilerine, çok yüksek seviyede taşkın riski taşıyan alanların tespitinden taşkın tahmin ve erken uyarı çalışmalarına kadar çeşitli konularda düzenlemeler hedefleniyor.
Taşkın sırasında uygulanan “kriz yönetimi”nin yerine bu alanda “çok disiplinli ve bütüncül bir yaklaşımla taşkın risk yönetiminin sağlanması” hedeflenen taslağa göre Tarım ve Orman Bakanlığı, taşkın yönetim planları hazırlayacak. Taşkın tahmini ve erken uyarı çalışmaları Bakanlık koordinasyonunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile İçişleri bakanlıkları tarafından yürütülecek.
Büyükşehirlerdeki akarsu ıslahları belediyelerin sorumluluğundaDüzenleme, kurum ve kuruluşların taşkınlar konusundaki görev, yetki ve sorumluluklarını da belirlemeyi amaçlıyor.
Bu kapsamda akarsu ıslahları, büyükşehir belediyesi olan illerde ilgili belediyenin sorumluluğunda olacak. Büyükşehir olmayan yerlerde ise DSİ bu sorumluluğu üstlenecek.
Taşkın kontrolüne ilişkin yapıların planlanması, projelendirilmesi, inşaatı, işletmesi, bakımı ve onarımı, DSİ Genel Müdürlüğünün görüşü alınarak büyükşehir belediyelerince gerçekleştirilecek.
Akarsu yataklarına ve taşkın kontrol tesislerine yapılan tecavüz veya müdahalelerin önlenmesi maksadıyla tesisleri kullanan idare ve DSİ yılda bir kez muayene ve denetim yapacak.
İnşaatlara “taşkın yönetim” kriteriTaşkın risklerinin azaltılması için akarsu veya mücavir alanlarda yapılacak planlama, proje ve inşaat çalışmalarında ilgili bölgeye ait yağmur suyu altyapı sistemi, drenaj sistemleri, taşkın yönetim planlarıyla mevcut akarsu ıslahlarına uyulması gerekecek.
Yapılacak düzenlemeler öncesinde akarsu ıslahını gerçekleştiren kurum ve kuruluşlardan görüş alınacak. Kentsel alanlarda yağmur suyu altyapı sistemi, drenaj sistemleri ile yeşil altyapı ve akarsu ıslahları birbiriyle uyumlu olacak.
Akarsu hidromorfolojisini bozarak taşkın riskini artıran, akarsu yatakları ve mücavir alanlardan izinsiz veya izin verilen miktarın üzerinde malzeme alınmasının önüne geçilecek. Bunun için herhangi bir malzeme alımı veya yatak taraması yapılırken DSİ Genel Müdürlüğünden görüş alınacak.
Akarsu yatağını daraltarak taşkın riskini artıran kara yolu, demir yolu ile her türlü yol ve geçiş yapısı inşaatlarında taşkın yönetim planlarına uyulacak.
Riskli alanlarda yapılaşmaya set çekilecekAfet riski altındaki alanların da dönüştürülmesi hedefleniyor. Bu kapsamda “çok yüksek seviyede taşkın riski taşıyan alanlar” belirlenecek.
Bu alanlarda akarsu ıslahı maksatlı yapılar, mücbir sanat yapıları, ilave taşkın riski doğurmamak koşuluyla kolaylıkla ve hızla tahliye edilebilen park, yeşil alan, rekreasyon sahası gibi çevresel ve sosyal maksatlarla yapılacak düzenlemeler haricinde yapı ve düzenlemeye müsaade edilmeyecek.
Söz konusu riski taşıyan yerlerdeki mevcut yapıların tapu kaydına “Taşkın riski altındadır” şerhi düşülecek.
Taşkın yönetim planlarının uygulanmasına yönelik de düzenleme yapılarak Bakanlık tarafından hazırlanan taşkın yönetim planları, Ulusal Su Kuruluna sunulacak, Cumhurbaşkanı onayıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek.
Yerleşim yerlerinde taşkın riskinin önlenmesi amacıyla her tür ve ölçekteki mekansal plan çalışmalarında Tarım ve Orman Bakanlığının görüşü alınacak. İnşa edilecek yapılar için seçilecek subasman kotu, yapının bulunduğu alanlar için belirlenen taşkın su seviyesinin altında olamayacak.
Tahmin ve erken uyarı hassasiyetiTaşkın tahmini ve erken uyarı çalışmalarının etkinlik düzeyinin de artırılması hedefleniyor. Bu kapsamda taşkın, kuraklık ve orman yangınlarının takibini ve çalışmaların koordinasyonunu sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde kurulacak Acil Durum Yönetim Merkezi, taşkının olumsuz etkilerini azaltmak maksadıyla ulusal ölçekte çalışmalar yürütecek.
Farklı kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacak taşkın tahmini ve erken uyarıya yönelik çalışmalar, Taşkın Tahmini ve Erken Uyarı Merkezine bildirilecek.
Hapis ve idari para cezalarıTaşkın sonrası zararların karşılanmasında Afet Sigortaları Kanunu hükümleri uygulanacak.
Akarsu yatakları ile taşkın kontrolü maksatlı tesislere taşkın riski oluşturacak veya artıracak herhangi bir atık, hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atığı, zehirli, kimyasal, biyolojik atık, radyoaktif veya nükleer atığın doğrudan veya dolaylı olarak atılması yasak kapsamında bulunuyor. Bu alanlarda ağaç, asma gibi çok yıllık bitki dikilmesi, her türlü tarımsal faaliyette bulunulması da yasaklanacak.
Bu alanlarda inşa faaliyetlerinde bulunulması, doğal yatağın veya ıslah kesitinin herhangi bir maksatla yetkisiz olarak daraltılması da önlenecek. Kurallara uymayanlara 100 bin lira ila 5 milyon lira arasında değişen idari para cezaları uygulanacak.
İdarenin iznini almadan bu alanlarda inşa faaliyetlerinde bulunanlar, doğal yatağı veya ıslah kesitini yetkisiz daraltanlar, taşkın kontrol tesislerini işgal edenler veya zarar vererek akarsu akış koşullarını bozacak müdahalelerde bulunanlar, 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılacak.
Suçun tekrarı halinde cezalar katlanarak uygulanacak.
Taşkınlar, milyarlarca dolarlık ekonomik kayba yol açıyorTaşkın Kanunu Taslağı’nın gerekçesinde yer alan bilgiye göre, dünyada son 30 yılda ortalama yıllık 100 milyon kişi taşkınlardan etkilendi. Avrupa’da 1998-2009 yıllarında 213 büyük taşkın yaşanırken 1126 kişi hayatını kaybetti, yaklaşık yarım milyon insan yer değiştirdi, sigortalı ekonomik kayıp ise 52 milyar avroyu buldu.
Türkiye’de 1975 yılından bu yana 2 bin 600’den fazla taşkın meydana geldi. Bu olaylarda 900’den fazla kişi hayatını kaybetti, 4 milyar doların üzerinde ekonomik kayıp oluştu. Sadece 7-11 Temmuz 2023 döneminde çoğunluğu Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelen taşkın ve sellerde 5 milyar lira maddi kayıp hesaplandı.