Tezer Özlü

Bazı yazarlar vardır, hayatları eserlerine sızar. Kelimelerinden yalnızlık, hüzün ve özgürlük taşar. Tezer Özlü de onlardan biri. Onun satırları, edebiyatın soğuk duvarlarını yıkıp insan ruhunun en derin çukurlarına iner. Yaşamın ağırlığını sırtında taşıyan, zamana meydan okuyan bir yazar olarak, Türk edebiyatının en özel kalemlerinden biri olmaya devam ediyor.Tezer Özlü’nün en bilinen eseri Yaşamın Ucuna Yolculuk, bir roman değil, bir ruhun arayışı. Hayatın tekdüzeliğine, düzenin baskılarına ve yalnızlığa karşı bir başkaldırı. Kitap, onun içsel hesaplaşmasının en çarpıcı yansımasıdır. Sadece bir yolculuk değil, zamanın, mekanın ve insanın derinliklerine yapılan bir kazıdır.Özlü, edebiyatında sınırları tanımayan bir ruha sahipti. Eserlerinde kısıtlanmışlığa, sıkışmışlığa ve sisteme duyduğu öfkeyi açıkça hissettirdi. Ne Berlin ne de İstanbul, ne geçmiş ne de gelecek ona yetti. Sürekli bir arayış içinde oldu, özgürlüğü kelimelerle kurduğu dünyasında aradı.Tezer Özlü’yü anlamak için Çocukluğun Soğuk Geceleri mutlaka okunmalı. Çocukluk travmaları, aile baskısı ve toplumun dayattığı kalıplar arasında sıkışmış bir ruhun çırpınışlarını anlatır. Melankolisi, karamsarlığı ve umutsuzluğu, aslında yaşamı her yönüyle hissetme tutkusundan gelir. Kendi deyimiyle “acı çekmeyi bir yaşama biçimi” olarak kabul eden bir yazar olarak, okurlarına varoluşsal bir sancıyı da miras bırakmıştır.Ona “Türk edebiyatının gamlı prensesi” denir. Belki de bu tanım, onu en iyi anlatan cümlelerden biridir. Tezer Özlü, yalnızca bir yazar değil, aynı zamanda edebiyatın asi çocuğuydu. Hayatı boyunca hem coğrafi hem de içsel yolculuklar yaptı, toplumun çizdiği sınırları ihlal etti. Onun dünyasında mutluluk bir varış noktası değil, sonsuz bir arayıştı.Tezer Özlü, sadece yazdıklarıyla değil, yaşama biçimiyle de özgürlüğü savundu. Kalıpları, gelenekleri ve toplumun beklediği rolleri reddetti. Edebiyatındaki cesareti, hayatına da yansıdı. Kendini hiçbir zaman bir yere ait hissetmedi. Hayatını sığdırdığı şehirler, onun ruhunun yansımalarıydı: İstanbul’un kaosu, Berlin’in hüznü, Paris’in umudu ve Zürih’in dinginliği.Tezer Özlü, 1986’da henüz 43 yaşında hayata veda etti. Ama yazdıkları, yaşama duyduğu tutkulu öfke ve özgürlük arayışı, edebiyatın içinde yaşamaya devam ediyor.