Sevgili okurlarım, Türkiye’deki yoğun trafik, arabayı kullansanız da yolcu olsanız da ciddi bir stres faktörü.
Trafiğin hem gürültüsü hem de sıkışıklığı insanın göğsüne adeta çöküyor. Bazen nefes almayı dahi güçleştiriyor.
Doktorlar, büyük şehirlerin en büyük sorunlarından olan trafiğin tetiklediği stresle baş etmeyi öğrenmenizi öneriyorlar. Derin nefes almak ve hareketli bir müzik, bu konuda yardımcı olabilirmiş.
Türkiye’nin çözmesi gereken en önemli sorunlardan biri de trafik ve kazalar. Türkiye’de her yıl trafik kazalarında yaklaşık 8-9 bin kişi hayatını kaybediyor, 140 bin kişi de yaralanıyor.
Türkiye, trafik kazalarında, ülkeler sıralamasında ilk beşte yer alıyor. Ölümcül trafik kazalarında ise; birinciyiz. Bunun nedeni; trafik canavarlarının yanı sıra; ilkyardım hizmetlerinin bilinçsiz yapılması ve kaza yerine hâkim olan panik havası.
Trafik kazaların yüzde 95’i de sürücü adaylarının iyi eğitilmemesinden kaynaklanıyor. Yolları kan gölüne çeviren trafik canavarları, varlıklarını önemli ölçüde sürücü kurslarına borçlu.
Çünkü merkezi sınav sistemine geçilmesine rağmen parayı veren hiç sıkıntı çekmeden ehliyetini alıp trafiğe çıkıyor.
Sanki gözü sağlam trafik canavarları yetmiyormuş gibi, garip bir yönetmelik ile bir gözü görmeyen veya renk körü olanlar da sürücü belgesi alabiliyor.
Ne garip memleket bu Türkiye?
Olmadık işlerin olduğu, düzeltiyoruz zannederek, her gün bir şeyleri bozan bir anlayış, başımıza musallat olmuş gidiyor. Allah sonumuzu hayır etsin.
Bu uygulamayı da mı acaba Avrupa Birliği’nin değerli üyeleri istedi?
Çünkü bu saatten sonra başımıza gelebilecek her felaketten AB’yi sorumlu tutacağız ve bundan da son derece emin olacağız…
Trafik kazalarındaki kayıplar; savaşların, terörün ve tabii afetlerin bıraktığı tahribat ve olumsuzluklardan daha fazla Türkiye’yi etkiliyor.
Yollar yine kan gölü…
Gerektiği yerlerde sinyal kullanmamak, işaretlere boş vermek, aşırı hız ve hatalı sollama gibi trafik kurallarına bilerek uymama davranışlarını sergileyen bu trafik canavarlarına kim dur diyecek?