Twitter, yeni adıyla X, lisans yıllarımın başlarında tanışıp -henüz Facebook daha kalabalık ve revaçtayken- kullanmaya başlayıp, alanım ve ilgilendiğim konulara yönelik gündemleri takip edebildiğim, tanımasam da fikir ve duygu ortaklığında birleştiğim insanlarla iletişim kurabildiğim en sevdiğim ve aktif olarak tek kullandığım sosyal medya aracıydı.
Mezun olduğumda önce Türkiye’deki siyasi kırılmalarla peyda olan trollük müessesesi ile Twitter’da başlayan tiksinti uyandıran yozlaşma, 2022’de Elon Musk şahsının platformu satın almasıyla birlikte halihazırdaki sorunlu gidişatı adeta tamamına erdirmiş oldu. Böylelikle Elon muradına ererken, ben gibi Twitter-perverler kerevetine çıkamadık. Twitter kadar hayattan da soğuduk sayesinde..!
Elon Musk’ın, pandemi döneminde yoğunluklu olarak başta Twitter olmak üzere sosyal medya platformları aracılığıyla Covit-19 üzerine sınır tanımayan, akıl-dışı manipülatif ve dezenformasyonla dolu, korku pompalayan paylaşımlara “eleştirel” yaklaşan tutumu, ne hikmetse, kendisinin Twitter’ı satın alması sonrası birden bire değişiverdi; kişi kınadığını yaşamadan ölmezmiş misali…
Twitter’ın başına geçtiğinden bu yana, güya ”ifade özgürlüğünü“ destekleyip geliştireceğim (!) diye algoritmaların canına okuyarak bütün akil ve seviyeli kullanıcıları mağdur etmekle yetinmeyen Musk, ABD’de başkanlığa yeniden aday olmasıyla beraber ekürisi olan Donald Trump’a yeni ünvanı olan sosyal medya girişimciliğinin maharetlerini göstermekten geri durmadı. Twitter kullanıcıları bilir; geçtiğimiz Kasım ayında gerçekleşen ABD seçimleri öncesinde algoritmalardaki gayet bilinçli bozukluktan sebep akışlarımızda gördüğümüz ucubeliklere bir de Elon Musk kişisinin bilfiil Trump propagandası yapan paylaşımları ve Trump yanlısı medyalar eklenmişti.
Trump’ın seçimi kazanmasıyla, siyasette de etki ve otoritesi olduğuna iyiden iyiye inanmaya başlayan egosantrik milyarder Elon Musk; hemen o gün kendi Twitter’ından bana göre hazin olduğu kadar gülünç bir paylaşımla Amerikan halkına şöyle seslendi: “You are the media now* ” (*Artık medya sizsiniz)
Trump’ın bu milyarder “pık deyicisi” (!) geçtiğimiz hafta ABD’den sonra dünya siyasetine de etki edebilirim zannıyla coşup, mülteci ve göçmen kimliklerini karalayıcı nitelikte bir dizi kasıtlı seçilmiş suç haberinin görseli eşliğinde, “Only AfD can save Germany*/ (* Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir) ” diye bir twit paylaştı. AfD’nin; Türkçesiyle “Almanya için Alternatif” hareketinin aklı selim sahibi Alman ve Avrupalıların oldukça temkinli yaklaştığı, aşırı sağ çizgide ve faşizan bir siyasi eğilimin temsili olduğunu bilmeyenler için hususiyetle belirtmiş olayım. Musk’ın buradaki niyetini okumayı da, siz değerli okuyucularımıza bırakıyorum.
Meseleye siyasetin makro ölçeğinden yaklaşırsak, ABD’de bahsi geçen bu malum ikili (Trump ve Musk) belli ki önümüzdeki günlerde bir süredir aşırı sağa meyletmeye teşne kitleleri, sağ muhafazakar siyaset yanlısı şakşakçılıkları ve derinden besledikleri ucubeliklerle bilinçli olarak kışkırtıp motive etmeye devam edecek.
Bu mevzunun daha çok su kaldıracağını düşündüğüm için muhtemelen bir sonraki yazımda da konu üzerine söylemek istediklerimin devamı gelecek… Şimdilik sağlıcakla kalın.