Yaşanan son terör saldırılarının ardından Türkiye’nin güvenlik ve uluslararası politikaları tekrar gündeme geldi. Türkiye’nin dış politikada attığı adım sonrasında terör tehdidiyle karşı karşıya kalabildiğine dikkat çeken emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, “ Türkiye kendi çıkarları doğrultusunda dış politikadaki adım sonrasında terör tehdidi ile karşı karşıya kalabilme riski taşıyor. Bu nedenle Irak ve Suriye’de belli alanlarda terörle mücadele sürüyor. Öte yandan Ortadoğu’da İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonları sürerken, dünyada Çin ve ABD rekabeti hız kazanıyor. Türkiye’nin uluslararası politikada attığı her adım sonunda terör eylemlerinin gerçekleşme riski oluyor. Türkiye bu süreçte çok dikkatli olmak durumunda ve politikalarını belirlerken bu hassasiyeti dikkate alması gerekiyor” dedi.
PKK terör örgütünün geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak’ta Türkiye’nin üs bölgelerine yönelik olarak gerçekleştirdiği terör saldırılarından sonra bir çok tartışmanın yapıldığını belirten Karakuş, şunları söyledi: “ Yaşadığımız saldırılar bölgesel ve küresel dengelerin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. İsrail öteden beri Türkiye’yi direkt olarak hedef alan bir ülke konumuna girmiyor. Bunun yerine ABD’yi kullanmayı tercih ediyor. Bunu yıllardır biliyoruz. Türkiye’nin İsrail’in Gazze operasyonları karşısında takındığı tutum İsrail açısından bölgedeki çıkarlarına ters bir noktaya doğru gidince bu sefer başka konular gündeme geliyor. Sonuçta terör saldırıları boyutuna varan olaylar zinciri ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Türkiye bunları dikkate alarak Suriye ve Irak’ın kuzeyinde terörle mücadelenin sınırlarından uzak durması için önlemler alıyor. Bunu yaparken de emin adımlarla ve yavaş yavaş gidiyor. Öncelikle alan hakimiyetini kurmak için 2020 yılından bu yana pençe operasyonları başlatıldı. Sonuçta pençe-kilit operasyonlarına gelindi. Sadece dağlık bölgelerde değil düz arazide de önlem alınıyor. Bunlar olurken bir takım terör saldırıları da gerçekleşebiliyor. En son saldırılardan önce bir çok saldırının da püskürtüldüğü yetkililer tarafından açıklandı. Bu nedenle bölgesel ve küresel dengeleri dikkate alarak ve teknolojik gelişmeleri de hesaplayarak tartışmaları yapmak kaçınılmaz oluyor.”
Türkiye’nin geçtiğimiz günlerde Irak ile gerçekleştirdiği güvenlik toplantısının ardından Kalkınma Yolu Projesi başta olmak üzere diğer projelerin de ele alındığını belirten Karakuş, “ kalkınma Yolu Projesi Çin’in özellikle istediği bir proje. Böylelikle mallarını batıya satmak istiyor. Bunu yaparken de Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge ülkeleri bu ticaret yolundan ciddi gelir elde edebilecekler. Zaten saldırıların nedenlerinden birisi de bu. Bu projeden istediğini alamayan bölgesel güçler Türkiye’ye yönelik böyle hamleler konusunda gerekli hassasiyeti göstermiyorlar. Bu nedenle de Türkiye Suriye’de ve Irak’ta belli bir derinlikte kontrolü elinde tutarak terörle mücadeleyi sürdürüyor. Bunu yapmadığınız takdirde terör faaliyetleri ülkenin içine geliyor. Terörle mücadele bunlar kadar bölgesel ve küresel çıkar ilişkileri ile de yakından bağlantılı bir olay olarak karşımıza çıkıyor. Sonuçta Barzani, İsrail ve ABD’nin çıkarları örtüştüğünde karşınıza çıkabiliyorlar. Örneğin, Sincar bölgesi kontrol altına alındıktan sonra Barzani ve PKK tecrit altına alınacak, Suriye ile bağlantı kesilecek. Türkiye Irak ile yaptığı güvenlik toplantısında Kalkınma yolunu görüşürken bunlar konuşuldu mu bilemem ama yaşananlar bunları da dikkate almamız gerektiğini gösteriyor” diye konuştu.
Türkiye’ye komşu ülkelerin çıkarlarının da küresel projeler kapsamında şekillenebildiğini ifade eden Karakuş, “ İran, özellikle Zengezur koridoru konusunda işbirliği yapmaya hazır bir noktaya doğru geliyor. Bu koridor Çin’in de işine geliyor. Türkiye ve İran üzerinden mallarını batıya taşıyabilmesi ve ticareti geliştirmesi açısından önemli. Ancak bu başka ülkelerin işine gelmiyor. ABD, bu yolun işlemesi konusunda rahatsız olabiliyor. Rusya’nın kazanmaması için kuzey yolunu ABD ve batı ülkeleri işlevsizleştirdi bir noktaya kadar. Terörle mücadele konusunu tüm bunları dikkate alarak yapmak gerekiyor ayrıca yine tüm bu küresel dengeler üzerinden uluslararası politikanızı belirlemeniz gerekiyor. Bu nedenle Türkiye çok dikkatli olmalı, hassas bir süreçten geçiliyor ifadelerine önem veriyorum” dedi.
Türkiye’nin dış politikada tamamıyla kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesinin son dönemde büyük bir önem kazandığını kaydeden Karakuş, şunları belirtti: “ Dış politikada milli çıkarlarınızı dikkate alarak hareket etmeniz kaçınılmaz oluyor. Bunu yaparken de bölgenizdeki gelişmelere karşı ister istemez önlem almanız gerekiyor. ABD Ortadoğu’da çatışma ortamı istememesine rağmen İsrail bu konuda ısrarlı tavrını sürdürüyor. Bu tavır sonucunda İsrail kendi çıkarları doğrultusunda bölge ülkelerini hedef alınca Türkiye’de bundan nasibini alıyor bir anlamda. Türkiye, ana hedef konumuna gelebiliyor. Örneğin İran’da son dönemde artık tehlikenin yaklaştığını görünce Türkiye ile özellikle bu Zengezur koridoru konusunda anlaşma noktasına varmak istiyor. Daha önce Ermenistan’ın yanında bir pozisyonu tercih etmişlerdi. Bu şekilde bölgesel işbirlikleri doğrultusunda politika belirlerken, küresel dengeleri de dikkate alıp, terörle mücadelede konusunda sınır dışında oluşturduğunuz kontrollü bölgelerle mücadeleyi sürdürmek durumundasınız. Önce kendi çıkarlarınızı düşünüp sonra hareket etmeniz kaçınılmaz oluyor.”