Türkiye’de yapılacak 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından diplomasi gündemi şekillenmeye başladı. Türkiye’nin milli çıkarları açısından terörle mücadele ve Doğu Akdeniz’deki milli çıkarlar ise önemi koruyor. Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş, Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında 2021 yılından bu yana Kuzey Irak’ta planlı bir çalışma yürüttüğünü belirterek, “Türkiye 2021 yılından bu yana dikkatli bir yöntemle Kuzey Irak’ta düzlük alanlarda, sınıra yakın olan yerlerde ve kritik noktalarda güvenlik alanı oluşturuyor. Elbette bu çalışma dikkat istediğinden zaman alıyor. Ancak şu ana kadar bu mücadele kapsamında nüfusun yoğunluğuna dikkat ederek belli bir noktaya gelindi. Öte yandan elbette Türkiye ile batının ilişkileri belli bir mesafeye geldiğinde Kıbrıs konusu gündeme geliyor. Bu bağlamda Kıbrıs’ta önem kazanıyor Türkiye açısından. Önümüzdeki günlerde Kıbrıs meselesi de önem kazanacak. Ayrıca Türkiye’nin F-16 uçaklarını almasının ardından F-35 programına dahil edilerek bu uçakların teslimi tekrar gündemde” dedi.
Türkiye’nin 2021 yılından bu yana terörle mücadele kapsamında Kuzey Irak’ta operasyonlar yaptığını ve bu bölgede düz alanlarda teröristlerin etkili olmasını engellemek amacında olduğunu belirten Karakuş, şunları söyledi: “ Türk Silahlı Kuvvetleri 2021 yılından bu yana terörle mücadele kapsamında Suriye ve Irak’ta belli bir bölgeyi kontrol ediyor. Amaç teröristlerin Türkiye’nin sınırından tamamıyla temizlemek. Bu kapsamda Kuzey Irak’ta özellikle düzlük alanlarda belli bir güvenlik alanı oluşturarak ilerlemek teröristlerin daha yüksek mesafelerde hareket etmelerini engelliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri şehirlerin yapısına, demografik dağılama da dikkat ederek bu mücadelesini sürdürüyor. Bugün Duhok, Zaho dediğimiz alanlar belli bir yerleşme kapasitesine sahip. Büyük yerler değil belki ama nüfusun dağılımı, sivillere zarar verilmemesi açısından dikkat istiyor. 2024 yılına geldiğimizde terörle mücadele konusunda belli bir noktaya gelindiğini ve bölgede ilerleme kaydedildiğini görüyoruz. Bu anlamda önümüzdeki süreçte de bu çalışmanın süreceği belli oluyor. Elbette bunu yaparken bölgesel yönetim ve merkezi yönetim ile sorunlar yaşayabilirsiniz. Bu nedenle bu sorunları da diplomasi ile aşmak kaçınılmaz oluyor. Bu anlamda dikkatli bir politika izlemek ister istemez önem kazanıyor Türkiye açısından.”
Türkiye ile batı ilişkilerinin belli bir noktaya geldiği andan itibaren Kıbrıs meselesinin gündeme geldiğini kaydeden Karakuş, “ Batı ilişkilerin düzelme noktasına gelmeye başlamasından itibaren Kıbrıs konusunu gündeme getiriyor. Bu yeni bir olgu olarak karşımıza çıkmıyor. Bunu hep yapıyorlar. Kıbrıs, Türkiye’nin milli çıkarları açısından ve aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki milli çıkarları açısından önemli bir konumda. Kıbrıs konusunda batının da tutumu belli. Türkiye ile batı arasındaki ilişkileri ise belli parametreler şekillendiriyor. Bu nedenle bu konuda diplomatik girişimler sürdürülürken bu konu masaya gelen konulardan biri oluyor. Türkiye’de yıllardır bunu bildiği için diplomatik ilişkilerinde bu konuda hassas davranıyor. Aynı hassas sürecin önümüzdeki dönemlerde de devam edeceği belli oluyor. Türkiye açısından milli açıdan büyük öneme sahip Kıbrıs konusunda dikkatli politikalar izlenmesi elbette hangi süreç olursa olsun kaçınılmaz oluyor. Bu nedenle aynı hassasiyetin önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini yaşanan gelişmelerden görebiliyoruz. Türkiye AB ilişkileri, Türkiye ABD ilişkileri çok boyutlu konuları kapsıyor. Bu konularda uzlaşma ve çözüm arayışları sırasında Kıbrıs konusunu batı gündeme getiriyor. Bu noktada dikkatli olmak da kaçınılmaz oluyor. Önümüzdeki süreçte de benzer bir tavrın olabileceği belli oluyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Eurofighter uçaklarını alma girişimden olumlu sonuç almasının ardından tekrar F-35 uçaklarının programına geri dönerek, bu uçakları almasının gündemde olduğunu ifade eden Karakuş, şunları belirtti: “ Türkiye F-16 uçaklarını alma konusunda belli bir yol aldı. Bu uçakların Türkiye’ye teslim edileceğini görüyoruz. Öte yandan Türkiye Eurofighter uçaklarını alma konusunda ilgili ülkelerle aradaki sorunları ortadan kaldırınca bu sefer ABD tekrar F-35 uçaklarını gündeme getirdi. Daha önce Türkiye’nin alması için hazırlanan 4 F-35 uçağının ikisini kendi envanterine aldı. Diğer iki uçağı Türkiye’ye gönderme konusunda da iyi niyetini beyan etti. Böylelikle Türkiye’nin tekrar programa dönere kbu uçakları alması söz konusu oldu. Yunanistan’a F-35 verilmesinin ardından ABD hem bu uçakları Türkiye’ye vererek Türkiye-Yunanistan dengesini korumayı amaçlıyor, hem de Eurofighter alacak Türkiye’nin sadece bu uçaklarla hava g üçünü desteklemesini istemiyor. AB ile tamamıyla bu konuda iş birliği içinde olan Türkiye ABD’nin işine gelmiyor stratejik çıkarları açısından. Bu nedenle Türkiye’nin hakkı olan F-35 uçaklarını alması önünde net bir engel görünmüyor. Elbette bu meselede Kıbrıs meselesinde olduğu gibi iki ülke arasındaki ilişkilerdeki çok boyutlu konularda diplomatik açıdan gündeme geliyor. Ancak Türkiye bu şartlarda bu uçakları alabilecek noktada. ABD, en azından içinden geçtiğimiz süreçte Yunanistan ile Türkiye arasında kendi çıkarları açısından oluşturduğu dengeyi bozmak istemediğini ortaya koyuyor. Bu uçakların gelmesi ve F-16 uçaklarının alınması Türkiye’nin kendi milli muharip uçağını hazırlayıp, uçuracağı tarihe kadar Türkiye hava gücünde bölgesinde caydırıcı varlığını sürdürecektir.”