Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Fenerbahçe-Galatasaray futbol takımları oynanması gereken süper kupa final maçının iptal edilmesinin yankıları sürüyor. Karşılaşmanın iptal edilmesinin birçok tepki ve yorumu da beraberinde getirdiğini ifade eden Prof. Özcan Yeniçeri, “Maçın iptal edilmesinin yankıları elbette farklı boyutlarda oldu. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise son dönmede Ortadoğu’da yaşananlar. Türkiye, İsrail’in Filistin’e yönelik operasyonlarında dik ve net duruş sergileyen tek ülke oldu. Bunun sonucunda bir takım batılı ülkeler rahatsız oldu. Arap ülkelerinin Türkiye ile bu bağlamda ilişkisini kesmek isteyen batılı ülkeler bu durumu diplomatik bir fırsata çevirmiş görünüyor. Türkiye bundan sonra Mısır, Irak, Suriye başta olmak üzere diğer Arap ülkeleri ile her an sorun yaşayabileceğini göz önünde bulundurarak dikkatli olmalı. Bölgede Türkiye’yi yalnızlaştırma çabalarının bir parçası yaşananlar küresel ve bölgesel ölçekte” dedi.
Süper kupa finalinin iptal edilmesinin çeşitli nedenleri olduğunu ifade eden Yeniçeri şunları söyledi:
“Birkaç farklı bakış açısıyla olayı ele almak gerekiyor sağlıklı bir durum analizi yapabilmek için. Öncelikle Türkiye Futbol Federasyonu’nun aldığı kararın ardından bu kararı uygulamak için yeterli zemini hazırlayamamış olması dikkat çekiyor. Burada kastım eğer bu süper kupa final maçının bir başka ülkede yani Suudi Arabistan’da oynama kararı veriyorsanız, bu maçla ilgili tüm detayları belli bir protokole bağlamak durumundasınız. Bu protokolde takımların giyeceği formalardan, saha içi organizasyona, takımların maça çıkarken taşıyacakları pankarta, seyircilerin geliş gidişlerine, tribün dağılımına ve bunun gibi birçok ayrıntıyı karara bağlayan bir protokol hazırlamanız şart. Bunun nedeni maçı başka ülkede oynayacağınız için o ülke ile olası sorunların önüne geçmek. Ancak görüyoruz ki Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri kervan yolda düzülür mantığı içeresinde hareket etme durumunda kalmışlar maalesef. Bunları önceden düşünmeleri gerekirken nasıl olsa sorun çıkmaz anlayışı içeresinde hareket etmenin yarattığı sonuç olarak görebiliriz yaşananları. Ancak bu bir dizi diplomatik, uluslararası kurallardan kaynaklanan haklar meselesini beraberinde getireceği için protokol önemliydi.”
Yaşananlar sırasında iki ülke yetkililerinin de zamanında müdahale etme girişimlerinin olmamasının en azından bu girişimlerin kamuoyuna yansımamasının da dikkat çekici olduğunu kaydeden Yeniçeri, “İki ülke futbol federasyonları yetkilileri ile iki takım yöneticileri arasında yaklaşık beş saatlik bir görüşme trafiği olduğu kaydediliyor. O zaman bu beş saatlik süre içeresinde ülkelerin diplomatik yetkilileri ya da ülke yönetiminin bu konudaki görevli ya da yetkili isimleri neden iletişime geçip sorunun büyümesini engellemedi? Bu da ayrı bir sorun. Beş saatlik görüşme sürecinde iki ülke yöneticilerinin bundan haberdar olmaması akla uygun gelmiyor açıkçası. O zaman ne oldu? İletişime mi geçmek istemediler ya da taraflardan biri iletişime sıcak mı bakmadı? Bu sorunun da kamuoyunda bilinmesi önem taşıyor bana göre” diye konuştu.
Meselenin bir diğer boyutunun son dönemde Ortadoğu’da yaşananlar olduğunu anlatan Yeniçeri, şunları belirtti:
“Aslında maçta en dikkat çekici olan ulu önder Atatürk’ün tarihe mal olmuş, bütün dünya ülkeleri tarafından bilinen yurtta barış, dünyada barış pankartını takımlarımız tarafından sahada dünyaya gösterilecek olması. Suudi Arabistan son dönemde İsrail ile Filistin arasında Gazze de yaşananlar konusunda Türkiye kadar net bir tavır almadı Filistin’in yanında. Bunun da nedeni İsrail ile son dönemde geliştirdikleri ilişkiler. Öyle anlaşılıyor ki bu pankart İsrail’e bir mesaj olarak algılanmış ve maç sırasında sahada görüntülenmesi istenmemiş. Türkiye’nin tavrı net olduğu için sorun yaşamıyor ancak Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri son dönemde özellikle İsrail ile ilişkilerini bozmak istemiyor. Bu nedenle Atatürk’ün bu sözü rahatsızlık yaratıyor anlaşılan. Bu pankartın önemi Arap ülkeleri ile İsrail’in ilişkilerini bozacak bir mesaj içeriği taşımasından kaynaklanıyor. Bu nedenle sorun çıkıyor. Suudi Arabistan yetkilileri istemiyor. Böyle olunca da tüm kamuoyunun bildiği olaylar yaşanıyor.”
Türkiye’nin son dönemde İsrail ile Filistin arasındaki çatışmalarda ortaya koyduğu dik ve net duruşun ABD, İngiltere ve İsrail’i etkilediğini kaydeden Yeniçeri, “Türkiye’nin bu duruşu nedeniyle bu saydığım ülkeler rahatsız oldu. Türkiye’nin bölgeden uzak tutulması için bölge ülkeleriyle ve özellikle Arap ülkeleriyle ilişkisinin kesilmesi gerekiyor bu ülkelere göre. Böylelikle İsrail ile Filistin arasındaki sorunları kendi çıkarları doğrultusunda çözebilecekler. Daha önce Türkiye’nin de katıldığı Arap ülkeleri toplantısında yani Mısır’da ki toplantıda Filistin meselesine ilişkin karar alınamaması da Arap ülkelerinin meseleye bakışını gösteriyor. Arap ülkeleri İsrail ile sorun yaşamak istemiyor. Durum böyle olunca Türkiye’nin bölgede yalnız kalması da isteniyor. Bu nedenle Türkiye buna benzer nedenlerden dolayı önümüzdeki günlerde Irak, Suriye, Mısır başta olmak üzere diğer Arap ülkeleriyle sorun yaşayabilir. Bunu dikkate alarak Türkiye önlemler almalı. Yaşananlar CIA ve batılı istihbarat örgütlerinin süzgecinden geçtiği izlenimini de veriyor tüm bu boyutları düşündüğünüzde. ABD özellikle Türkiye’yi bölgede istemediği için Türkiye’nin bölgede yalnızlaştırma politikasının önde gelen ülkelerinden olabilir bu son süreçte. Dolayasıyla meseleye aslında bu bakış açısıyla baktığımızda yaşananların futbolun çok ötesinde anlam taşıdığını rahatlıkla görebiliriz” ifadelerini kullandı.