Üniversiteler yeni öğretim yılına, bu yılda kronikleşen ve her yıl biraz daha artan sorunlarla aşlayacak. Vakıf Üniversitelerinin astronomik boyutlara ulaşan fiyatları, evlerinden uzakta okuyan çocukların yurt problemi, beslenme ve ulaşım giderlerini üst üste koyduğunuzda sıkıntıların boyutları daha iyi anlaşılıyor.
Ülkemizde 129’u devlet, 77’si vakıf olmak üzere 206 üniversite bulunuyor. Bu üniversitelerimizde 6 milyon 950 binden fazla öğrenci eğitim görüyor. Bunların 6 milyon 204 bini devlet üniversitelerinde okuyor. Özel vakıf üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı da meslek yüksek okullarıyla birlikte 765 bine ulaşıyor.
Ayrıca 434 bin 485 yüksek lisans, 114 bin 508 de doktora öğrencimiz var.
EUROSTAT verilerine göre ülkemizde her bin öğrenciden 95’i üniversite öğrencisi. Avrupa Birliği ortalaması 38 öğrenci düzeyinde. Norveç’te 54, Yunanistan’da 70, Finlandiya’da ise her bin öğrenciden 53’ü üniversiteli.
Gençler arasındaki işsizlik problemini bu şekilde hafifleterek sorunu sürekli erteleme becerisini sürdürüyoruz. Ancak, bu sisteminde yakın bir gelecekte tıkanacağı da bir gerçek.
Neyse biz konumuza dönelim.
Üniversitelerimizde 34 bin 280 profesör, 22 bin 462 bin 216 doktor ile 46 bin 569 araştırma görevlisi görev yapıyor.
Özellikle son yıllarda eğitim ve öğretimdeki gerileme gözle görülür hale geldi. Hocalarımızın yayınladığı bilimsel çalışmaların azlığı, kimi profesörlerimizin bilim dünyasından koparak bambaşka alemlere daldığı hep yaşadığımız gerçekler içinde yer alıyor. Üniversitelerimizin uluslararası düzeyde hiç bir çalışma gerçekleştirmediği de sık sık haberlere konu oluyor.
Uluslararası düzeyde ilk bin üniversite içinde sadece birkaç üniversitemizin yer alması da yaşadıklarımıza baktığımızda “tesadüf olarak değerlendirilemez” diye düşünenlerdeniz.
Ülkemizde yüksek öğrenimde ve üniversitelerimizde yaşanan talihsiz rektör atamaları, liyakatsiz kadrolarla yönetilmeye çalışan okullarımızın sayısı her geçen gün biraz daha artıyor.
Yüksek öğrenim gençliğimiz, büyük bir bunalım ve sıkıntı içinde. Hak ettikleri eğitimi alamayan gençlerimiz, geleceklerine de umutla bakamıyorlar. Güzel ve süslü binalarla üniversite sorunu ne yazık ki çözülmüyor. Bu binaların içini dolduracak eğitimler almadıkça yapılanların bir anlamı da kalmıyor.
Yüksek öğrenim gençliğimizin bir diğer önemli sorunu da barınma. 500 binden fazla gencimiz okul zamanı evlerinden ayrılarak başka şehirlere gidiyorlar. Gittikleri yerlerde de önlerine ilk etapta barınma sorunu çıkıyor. KYK’nın toplamda 750’nin üzerinde yurdu bulunuyor. Her ilde, 200’e yakın ilçede ve KKTC’de yurtları bulunuyor. Bu yurtlarda yapılan yatak ilaveleriyle birlikte 759 binden biraz fazla öğrenci kalıyor. Devletin 750 yurduna karşılık, vakıfların ve derneklerin 3 bini aşkın öğrenci yurduna sahip olduğu ifade ediliyor. Bu yurtların önemli bir kısmı ise kaçak faaliyet gösteriyor, bunun içinde kesin sayıları bilinmiyor.
KYK yurtlarında fiyatlar, 345 lira ile 570 lira arasında altı farklı konaklama şekline göre değişiyor.
KYK yurtlarına yerleşen gençlerimiz kendilerini şanslı sayıyorlar. Bu öğrencilerin anaları da babaları da çocuklarını devlet güvencesi altında gördükleri için diğerlerine göre daha huzurlular. Ama onların da önünde diğerleri gibi yeme, içme, ulaşım gibi büyük sorunları var.
Yüksek öğrenimde yaşanan sorunların, ülkenin diğer sorunlarından ayrı düşünmek mümkün değildir. Eğer bir ülkede ekonomik ve sosyal sorunlar tüm vatandaşları derinden etkiliyorsa, onların çocuklarını da çok daha şiddetli etkiliyor.
Asgari ücretle ya da 7 bin 500 liralık emekli maaşıyla çocuğunu okutmaya çalışan bir aileden ne kadar huzur ne kadar güven bekleyebilirsiniz?
Tüm umutlarını, çocuklarına iyi bir eğitim sağlamak üzere kurmuş bir ailenin, bu şartlar altında ülkesine ne kadar güven duyabilir ki?
Ülkemizde ekonomik sorunları yaşattığı sıkıntılar nedeniyle eğitimlerini yarıda bırakan o kadar çocuğumuz var ki, gerçekten zaman geçirilmeden düşünülmesi ve tedbirler alınmasını zorunlu kılıyor.
Bu ülkenin geleceğini çocuklarımızda ve gençlerimizde görüyorsak, onlara gereken eğitimi, bilimin ışığında, hurafelerden uzak sağlamak zorundayız Eğitimi süslü ve görkemli binalar yaparak çözdüğümüzü sanıyorsak gerçekten işimiz çok zor.