Mesleki ve teknik eğitimde son süreçte yaşanan gelişmeleri Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası (METESEN) Genel Başkanı Şahap Yılmaz, Anayurt Gazetesi’ne anlattı. ‘Beceri Geliştirme Programı’ kapsamında 81 ilde “Zanaat Atölyelerinin” açılmasının kararlaştırıldığını ifade eden Yılmaz, “İlk aşamada 10 ilde bin 976, daha sonra 18 ilde 270 pilot uygulama başlatılmıştır. Bu uygulama ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır” dedi.
METESEN Genel Başkanı Şahap Yılmaz, Türkiye’nin genç bir nüfusa sahip olması nedeniyle işsizliğin ülkemizde önemli bir problem olarak karşımızda durduğunu ifade etti. Mesleki ve teknik eğitimin, bu sorunun en önemli çarelerinden biri olduğuna dikkati çeken Yılmaz, “Güçlü bir mesleki eğitim demek, güçlü bir Türkiye demektir” dedi.
Öncelikle mesleki eğitime yıllarınızı verdiğiniz için bunu soruyorum, sizce eğitimin bir zamanı var mıdır?
Eğitim ve öğretim zamanla sınırlı olamaz; yaşam boyu sürer. Yaşam sürekli yenilenmekte, gelişmekte ve değişmektedir. Böyle olunca saniyede dünyayı değiştiren çok sayıda buluş yapılmaktadır. Bu bağlamda kişinin bir günde oluşan bilgiyi bile öğrenmesi imkânsız olabilir. Bunun için bilgiyi araştırıp bulan, onu kavrayan, o bilgiyi sorunları çözmede kullanan ve ondan yeni bilgi, beceri ve sezgiler oluşturan bir eğitim ve öğretim ortamına ağırlık vermemiz gerekmektedir. Eğitimin niteliği öncelikli olduğunda, eğitim alması gerekenlerin “nasıl bir eğitim aldığı” ve “nasıl bir eğitim alması gerektiği” çok önemlidir.
Gittikçe daha karmaşık hale gelen, rekabetin arttığı, teknolojiye ve bilgiye sahip olanların sahip olmayanlara göre öne geçtiği dünyada, ülkemizin diğer toplumları bir adım geçebilmesi için eğitimin niteliğini artırarak eğitim sistemini güçlendirmesi gerekmektedir.
Meslek liseleri için neler düşünüyorsunuz? Son yıllarda neler yapılıyor?
İl, ilçe ve okul temsilcilerimiz ile yönetim, denetim, disiplin ve danışma kurulu üyelerimizin katılımlarıyla yapılan istişare toplantılarında; yükseköğretime geçişin tek yolunun genel eğitim olabileceği algısı üzerine kurgulanan eğitim sistemi sonucunda, mesleki ve teknik eğitimin toplum tarafından “son tercih” olarak düşünülmesine ve “Herhangi bir liseye kayıt olamazsa meslek lisesine gider.” biçimindeki olumsuz algı ortadan kaldırılamazsa giderek kan kaybeden meslek liselerinde sıkıntının büyüyeceği, ifade edilmiştir.
Mesleki ve teknik liselerin önceliklerinin; marka değer kazanması, sektör paralelinde isim çeşitliliği gerçekleştirilerek toplumdaki olumsuz algının yok edilmesi, daha kapasiteli öğrenciler tarafından tercih edilmesi, bu okulları cazibe merkezleri hâline getirilmesi ve sektörün desteğinin sağlanması vb. yönünde çalışmaların yapılmasına karar verilmiştir.
Bu doğrultuda yapmış olduğumuz çalışmalar ve gerekli girişimlerimiz sonucunda; mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin fırsat eşitliği temelinde sektörel yoğunluğun bulunduğu yerlerdeki işletmelerde mesleki eğitime katılımlarını sağlayarak mesleki yeterliliklerinin artırılması, altyapının geliştirilerek sektörel kümelenmenin sağlanması ile birlikte işgücü piyasası ihtiyaçlarına uyumun güçlendirilmesi amacıyla Bölge Okulu, İhtisas Okulu, Sektör İçi ve Sektöre Entegre Özellikli Okulların açılması uygulamaya konulmuştur. Ayrıca “Beceri Geliştirme Programı” kapsamında 81 ilde “Zanaat Atölyeleri” açılması kararlaştırılmıştır. İlk aşamada 10 ilde bin 976, daha sonra 18 ilde 270 pilot uygulama başlatılmıştır. Bu uygulama ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.
Mesleki eğitimde bireysel ve sektörel ihtiyaçlara cevap verebilen bir mesleki eğitim sistemi inşa etmek, eğitim- istihdam ilişkisini güçlendirmek, mesleki eğitimi yaygınlaştırmak, mesleki eğitimin gelecekteki perspektifini belirlemek amacıyla 10 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete’de 2024/10 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi yayımlanmıştır.
‘Herkesin Bir Mesleği Olmalı’ anlayışını düstur edinerek sektör iş birlikleriyle mesleki eğitime erişimi ve kaliteyi artırmak, öğrencilerin hayata ve istihdama hazırlanmalarını sağlayarak ülkemizin kalkınması ve refahına katkı sunmak” amacıyla uygulamaya konulan Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nden beklentilerin çok olduğunu belirtmek isterim. Özellikle istihdam, yatırım ve girişimcilik teşviklerinin meslek lisesi mezunu olan bireyleri öncelikli olarak değerlendirecek şekilde yapılandırılacak olması, meslek lisesi mezunlarının iş bulma ve iş kurma olanaklarını artırarak ekonomik kalkınmaya ve iş gücü piyasasının güçlenmesine katkı sağlayacak olmasının oldukça önemli olduğunu vurgulamak isterim.
Ayrıca bu belge ve Cumhurbaşkanlığımızın 2025 Yılı Yıllık Programı kapsamında, sektörel bazda okul adlarında düzenleme yapılarak 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren yürürlüğe konulmuştur.
Mesleki eğitim ciddi bir dönüşüm hamlesi içinde. Kapsamlı bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Bunun en kritik göstergelerinden biri, akademik olarak başarılı öğrenciler o okul türünü tercih ediyor olmasıdır. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarımız son üç yıldır yüzde birlik akademik başarı diliminde öğrenci almaya başladı. Diğer taraftan sınavla öğrenci alan okulların taban puanları da her yıl yükselmeye başladı ve doluluk oranları da artmaya başladı. Bu durum öğrenciler tarafından mesleki eğitimin öneminin algılandığını ve onların tercih eğilimlerinin de yavaş yavaş dönüştüğünü gösteriyor. Biz mesleki eğitimin kalitesini ne kadar artırırsak, sektörün iş gücü piyasasıyla iş birliğini ne kadar güçlendirirsek bu doğal akışta giderek artacaktır. Çünkü mesleki eğitimde eğitim-üretim-istihdam döngüsü oldukça önemli bir duruma geldi.
Önceleri meslek lisesi öğrencileri için hep “ara eleman” denirdi. Bugün bu ifade “aranan eleman”a dönüşmeye başlamıştır. Meslek lisesi mezunları sektörün talep ettiği aranan eleman olarak daha kolay istihdam edilmeye başlanmıştır.
Meslek liselerinin adları değiştiriliyor mu?
Denizcilik, Tarım, Ticaret ve Turizm sektörlerine ait alan adı ile okul adının birlikte kullanıldığı eski okul adları da dikkate alınarak yeniden değerlendirme yapılmış ve okul adları25.10.2024 tarihli Makam Onayı ile değiştirilmiş ve Valiliklere bildirilmiştir.
Bun kapsamda;
• Denizcilik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,
• Tarım Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,
• Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi,
• Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi eski adına geri dönmüştür. Bu durum okullarda ve sektörde memnuniyet oluşturmuştur.
Bu değişikliğin zaman geçirilmeden Endüstri Meslek Liseleri, İletişim Meslek Liseleri ve Adalet Meslek Liselerinde de yapılmasını beklemekteyiz.
Endüstri 5.0 İçin Neler Söylersiniz?
Süper akıllı toplum olarak adlandırılan Endüstri 5.0, insansız bir teknolojidir. Diğer bir ifadeyle Endüstri 5.0, karşımıza Toplum 5.0 olarak da çıkarken daha açık bir şekilde insanın kullanılmadığı, insansız teknoloji çağı ya da süper akıllı toplum çağı olarak adlandırılmaktadır.
Endüstri 5.0 ile birlikte, yapay zekâ ile ilgili meslekler ön plana çıkmaktadır. Sağlık teknisyenliğinden mühendisliğe, donanım uzmanlığından finansa, pazarlamadan araştırmaya kadar birçok meslek yapay zekâ ile yeniden şekilleniyor ve insanüstü bir güce kavuşuyor. Böylece yapay zekâ, insanlığın hedeflediği güç, hız, başarı üçlüsüne kavuşmak açısından önemli bir yardımcı görevi de üstleniyor. Hem savunma sanayi alanında hem de eğitim, tarım, sanayi gibi birçok alanda kullanım alanı bulunan Endüstri 5.0, giderek yaygınlaşmakta ve hızlı bir gelişme göstermektedir.
Endüstri 5.0 Felsefesinin Hedefleri Nelerdir?
-Dünya nüfusuna çözümler getirmek: Dünya yaşlanıyor, nüfus artıyor, teknoloji ve dünya aynı anda büyüyor. Tüm bunlar insanları yeni çözüm arayışlarına yönlendiriyor.
-Sanal dünya ile gerçek dünya arasında köprü kurmak: Sanal dünya gerçekliği ile dünya gerçekleri adeta birbiriyle yarışıyor.
-Çevre kirliliğinin önüne geçmek: Çevre kirliliği ve kirlenen dünyanın tetiklediği doğal afetlerle başa çıkmak için sadece insan çabası yeterli olmuyor, teknolojinin devrede olduğu insanüstü çaba gerekli oluyor.
Endüstri 5.0 toplum için bir tehdit midir?
Endüstri 5.0 için yapılan açıklamalar ve araştırmalar teknolojinin toplumlar için bir tehdit olarak değil, bir yardımcı olarak algılanması gerektiği düşüncesinden ortaya çıkmıştır. Teknolojik gelişmelerin toplumlardan bağımsız düşünülemeyeceği ve bunların insanlığın var olan sorunlarının çözümünde nasıl kullanılacağı konusu tartışılmaya başlanmıştır. Ana teması; insan merkezli bir toplum anlayışı çerçevesinde teknolojik unsurların toplumun faydası ve mutluluğu için kullanılması esasına dayanan Endüstri 5.0’ın farklı alanlara yansıması kaçınılmaz olmuştur. Bu alanlardan birisi de teknolojik gelişmelerin insan hayatına dokunmasını ve meydana gelen toplumsal dönüşüm hareketlerinin kalıcı olmasını sağlayacak olan Eğitim 5.0’dır.
Eğitimde sizce neler değişecek, nelerin yapılması gerekecek?
Eğitim 5.0’ın temel amacı, Endüstri 5.0 stratejisinin öngördüğü süper akıllı toplum yapısının insan kaynağını yetiştirmek ve bu manada oluşan yeniliklerin yaygın etkisini genişletmek şeklinde ifade edilebilir. Çünkü Endüstri 5.0’ın öngördüğü insan tipinin yetiştirilmesi, yenilik ve dönüşümlerin sürdürülebilir kılınması ve yönetilmesinde eğitime büyük bir görev düşmektedir. Eğitim 5.0 ile Endüstri 5.0 arasında entegrasyonu ve eşgüdümü sağlayan temel unsur dijital dönüşümdür. Verilerin ve olguların kodlanarak sayısallaştırılması ile sanal ortama aktarımını içeren dijital dönüşüm hareketinde insan yaşamının kolaylaştırılması ve nitelikli hâle getirilmesi düşüncesi yatmaktadır. Dijital dönüşüm hayatın her alanını olduğu gibi eğitimi de etkilemiştir.
Dijitalleşmenin eğitime getirdiği yenilikler, eğitim sistemlerinde önemli değişikliklere neden olacaktır. Öğretmen-öğrenci-okul-veli kavramlarına yeni anlamlar kazandırmıştır. Mobil öğrenme, çevrim içi ve senkron eğitim, kodlama eğitimi ve kendi kendine öğrenme gibi öğrenme yaklaşımları bu dönemde sıklıkla kullanılan unsurlar arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra teknolojik imkânların getirdiği kolaylıklar sonucunda eğitimde zaman, mekân ve ülke sınırlaması kalkarak evrensel, ortak ve sınırları olmayan herkese açık bir eğitim anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu eğitim modellerinin toplumlar tarafından kabul görmesi anlayışının hâkim kılınması zorunluluk arz etmektedir. Özellikle dijital okuryazarlık, hayat boyu öğrenme, inovasyon gibi beceriler bu yeni eğitim anlayışının yerleşmesinde büyük bir etki sağlayacağı beklenilmektedir.
Mesleki eğitimde öğretmen durumu nedir?
Tüm bunların gelişmesinde en önemli etken de öğretmendir. Öğrenci başarısında ve gelişiminde önemli bir yer tutan öğretmen yetiştirilmesini ilişkin sistemin de gözden geçirilmesi, öğretmen niteliğini yükseltecek tedbirlerinde alınması gerekmektedir. Öğretmenlik mesleğinin kariyer bir meslek olduğu ve ülke için çok önemli olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır.
Ülkemizde şu anda mesleki ve teknik eğitime öğretmen yetiştiren bir kurum bulunmamaktadır. Cumhuriyet’in önemli kazanımlarından olan kız teknik, erkek teknik, ticaret ve turizm yüksek öğretmen okulları sisteme öğretmen yetiştirmede önemli katkılar sağlamışken, 2009 yılında bu okullar kademeli olarak kapatılmıştır. Böylece mesleki ve teknik eğitim veren kurumlara öğretmen kaynağı olacak fakülteler kalmamıştır.
Mesleki ve teknik eğitimin ihtiyaç duyduğu meslek dersleri öğretmenlerinin yetiştirilmesi amacıyla öğretmen yetiştirme politikası hazırlanarak uygulamaya konulmasına yönelik çalışmalar yapılmış ve talebimiz yazılı olarak Millî Eğitim Bakanlığına iletilmiştir. Bu konuda Bakanlıkça da bir dizi çalışmalar başlatılmıştır.
Sizce MEB içinde mesleki eğitim nasıl olmalıdır?
652 sayılı KHK ile altı birimin birleştirilerek 1940’lı ve 1960’lı yıllarda uygulanan ve hantal bir yapı meydana getirerek işlerin yürütülemediği bir sistem oluşturan mesleki eğitimde tek çatı uygulamasına geçilmiş, ancak bu tür bir yapılanma çeşitli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu nedenle bu yapılanmadan vazgeçilerek, sektörel bazda “Endüstriyel Eğitim Genel Müdürlüğü” ve “Hizmet Sektörü Eğitimi Genel Müdürlüğü” gibi iki ayrı Genel Müdürlük olarak bir yapılandırılmasının mesleki eğitime önemli katkılar sağlayacağı hususundaki talebimiz yazılı olarak Millî Eğitim Bakanlığına iletilmiştir.
Sonuç olarak neler söylersiniz?
Genç bir nüfusa sahip olmamız nedeniyle işsizlik ülkemizde önemli bir problem olarak karşımızda durmaktadır. Mesleki ve teknik eğitim, bu sorunun en önemli çarelerinden biridir. İşsizlik sorununu çözebilmek için genç nüfusumuzun, mesleki ve teknik okul/kurumlarına “zorlayarak” değil; “teşvik ederek” gelmesinin sağlanması için mesleki eğitimi daha cazip hâle getirilmesine yönelik yemek desteği, giyim desteği, servis desteği, burs desteği vb. çalışmalar yapılması gerekmektedir.
Ayrıca;
– Sektörle yapılan protokollerin kâğıt üzerinde kalmayıp uygulamaya dönüştürülmesi,
– Yeni teknolojilerin meslek liselerine adapte edilmesi,
– Meslek liselerinin finansman sorununun kısa zamanda çözümlenmesi,
– Sektörün desteğinin tam olarak sağlanması, birlikte eğitimin sürdürülmesi,
– Öğretmenlerin hizmetiçi eğitim ve sektörel uyum eğitimlerinin düzenli olarak yapılması,
– Alan/dal ve öğrektim programların güncellenmesinin devamlı yapılması, alan açmalarda yörenin ihtiyaçları ile staj imkânlarının göz önünde bulundurulması,
– Mevzuattan kaynaklanan sorunların bir an önce çözümlenmesi,
– Atölye ve laboratuvarların gelişen teknolojiye paralel olarak yenilenmesi,
– Öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi,
– Mesleki ve teknik eğitim okullarından mezun olan öğrenciler a için ÖSYM/Üniversite kendi alan yeterlilik sınavlarını yapması ya da ek kontenjan vererek öğrencilerin ilgili fakülte/meslek yüksekokuluna yerleşmelerinin sağlanması oldukça önem arz etmektedir.
Meslek liselerinin ülkemiz için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin geleceği mesleki eğitimde görüyor ve “Güçlü Bir Mesleki Eğitim Demek, Güçlü Bir Türkiye Demektir.” sloganıyla hedeflerimize varacağımıza inanıyorum. Bu nedenle mesleki eğitime sahip çıkmalıyız.
Tüm bu gelişmeler dikkate alınarak toplumun bilgilendirilmesi, gençlerin çok iyi adapte edilmesi, eğitimi özellikle de mesleki ve teknik eğitimi gelişmelere uygun olarak yapılandırması çok önemli olduğunu düşünüyorum.