Yapay Zeka ile MR’da Yeni Çağ: Sessiz Devrim

Hayatın birçok alanında kendini gösteren ve büyük yenilikler sunan yapay zeka, tıpta da sessiz devrim niteliğinde dönüşüme imza atıyor. Yapay zeka, artık yalnızca teknoloji değil; tıbbın sezgisi, hekimin aklı, hastanın geleceği. MR cihazlarına entegre edilen yapay zeka,hastalıkları henüz oluşmadan tahmin ediyor, tedavi sürecini yönlendiriyor ve sağlıklı uzun yaşamın kapılarını aralıyor.
Türk Manyetik Rezonans Derneği Başkanı Prof. Dr. A. Mecit Kantarcı, yapay zeka destekli MR görüntüleme teknolojisinin hayatımıza getirdiği yenilikleri ve dönüşümü anlattı. 
Yapay zekanın, MR görüntüleme alanında adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdiğini belirten Prof. Dr. Kantarcı, MR’ı daha hızlı, akıllı ve hassas hale getiren yapay zekanın sağlık çalışanlarına yeni ufuklar açarken hastalar için daha iyi bakımın kapılarını araladığını söyledi.
Hata payını azaltıyorYapay zekanın daha hızlı ve etkin görüntülemeler yapılabilmesine, görüntülerdeki artefaktların (anatomik olarak normalde var olmayan ancak çeşitli etkenlerden dolayı MRG’ye yansıyan yapılar) ve hata payının azaltılmasına çok önemli katkısı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kantarcı, bu değişikliklerin sadece görüntüleme sürecini değil, tanı koyma, takip ve tedavi planlamasını da etkilediğini vurguladı. 
Prof. Dr. Kantarcı, eksik ya da az örneklenmiş verilerden yüksek kaliteli görüntüler üretilebilmesi sayesinde MR çekim süresinin yüzde 30–70 oranında kısalabildiğini, hareket kaynaklı bozulmaların azaldığını, acil durumlarda daha hızlı tanı sağlanabildiğini ve böylece özellikle küçük lezyonlar ya da mikroskobik değişikliklerin tespitinin kolaylaştığını kaydetti.
Yapay zeka tabanlı sistemlerin beyin, kalp, karaciğer ve omurgada anatomik yapıları otomatik olarak tanıdığını ve ayırdığını, lezyonları tümör veya ödem olarak sınıflandırdığını, zaman içinde oluşan değişimleri takip edebildiğini anlatan Prof. Dr. Kantarcı, “Özellikle nadir ya da zor fark edilen bulguları yakalayabiliyor. Yapay zeka, MR’ı sadece bir görüntüleme aracı olmaktan çıkarıp, akıllı bir tanı ve karar destek sistemine dönüştürüyor.” dedi. 
Erken teşhiste çığır açtıProf. Dr. Mecit Kantarcı, yapay zekanın en büyük katkılarından birinin, hastalıkları erken evrede yakalama konusundaki başarısı olduğunun altını çizerek, MR görüntülerinde çok küçük veya belirsiz anormallikleri dahi tespit edebilen yapay zeka algoritmalarının, başta kanser olmak üzere bazı hastalıkların erken tanısında ve etkin tedavide çığır açtığını söyledi.
Gelişmiş algoritmalar ve yapay zeka desteğiyle birleştirilen yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu görüntülemeyle dokuların daha derinlikli ve net bir analizinin yapılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kantarcı, şöyle devam etti: 
“Yapay zeka, alzheimer, multipl skleroz ve parkinson gibi nörolojik hastalıklarda beyindeki yapısal ve fonksiyonel değişimleri çok erken aşamalarda tespit edebiliyor. Bu teknoloji alzheimer için tanı konmadan yıllar önce tahmin yapabiliyor. Hastalığın evrelerini otomatik belirleyerek erken müdahale imkanı sağlıyor. Bu, ileride risk altındaki bireylerin erken dönemde belirlenip yaşam tarzı ve tedavi planlamalarının yapılabilmesi için büyük bir adım.
Yapay zeka, kardiyovasküler hastalıklarda kalp MR verilerinden miyokardiyal doku analizi, duvar hareketleri, kan akışı gibi parametreleri analiz ediyor. Kalp kası hasarı, skar dokusu gibi detayları çok yüksek doğrulukla saptayabiliyor. Yapay zeka, sessiz geçen kalp krizi veya gizli kalp yetmezliği gibi durumlarda erken teşhisle fark yaratıyor.” 
İyi ve kötü huylu kitleleri ayırt etmede çok başarılıTürk Manyetik Rezonans Derneği Başkanı Prof. Dr. Kantarcı, yapay zeka algoritmalarının, kanser gibi ciddi hastalıkların erken tanısında da çığır açtığını belirtti. Meme kanseri taramalarına ilişkin bir çalışmada, yapay zeka modelinin, radyologların “normal” dediği MR taramalarında aslında kanser belirtisi olabilecek bölgeleri ortalama bir yıl öncesinden saptamayı başardığını anlatan Prof. Dr. Kantarcı, bu kazanımın, erken tanı sayesinde hastaların tedaviye çok daha erken başlayabileceği ve hayatta kalma şansının artacağı anlamına geldiğini söyledi. Prof. Dr. Kantarcı, “Bu gelişmeler, hasta sağ kalım oranlarını yükseltmekle kalmayıp yaşam kalitesini de artırarak sağlıkta devrim niteliğinde faydalar sağlıyor.” diye konuştu.
MR ve yapay zeka entegrasyonunun prostat, beyin ve karaciğer kanserlerinde de erken teşhisi ciddi oranda artırdığına; tümörlerin şekil, boyut, doku yapısı ve yayılma eğilimini tanımlayabildiğine, iyi huylu ve kötü huylu kitleler arasında ayrım yapma konusunda çok başarılı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Kantarcı, “Tedavi sürecinde tümörün küçülme tepkisi otomatik ölçülerek ilaç etkinliği izlenebiliyor.” dedi.
Prof. Dr. Kantarcı, ortopedik ve kas-iskelet hastalıklarında eklem aralıkları, kıkırdak bozulması, mikro kırıklar gibi detayları analiz edebilen yapay zekanın, MR verileriyle artrit ya da kıkırdak erozyonlarını erken aşamada saptadığını belirtti. Osteoartrit, menisküs yırtıkları veya erken evre romatizmal hastalıkların daha hızlı tespit edildiğini anlatan Prof. Dr. Kantarcı, gecikmeden fizik tedavi ya da cerrahi planlama yapılabildiğini kaydetti.
Otizm, serebral palsi, nadir genetik bozukluklar için risk değerlendirmesiProf. Dr. Kantarcı, yapay zekanın bebek ve çocuklarda yapılan MR görüntülerinden beyin gelişimiyle ilgili anormallikleri tanımlayabildiğini de söyleyerek, “Otizm, serebral palsi veya nadir genetik bozukluklar için risk değerlendirmesi yapabiliyor. Yapay zeka ile genellikle tanısı geciken bu hastalıklarda çok erken yönlendirme yapılabiliyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Mecit Kantarcı,  yapay zekanın hekimlere teşhis koymada ikinci bir uzman görüşü gibi çalıştığını, insan gözünden kaçabilecek küçük bulguları yakalamasıyla hata oranını azalttığını, daha hızlı tanı ve tedaviye daha çabuk başlanmasıyla zaman kazandırdığını ifade etti. 
Tümör riskine karşı erken uyarıDaha doğu ve hızlı görüntüleme, görüntülerin hızlıca yorumlanması ve daha hızlı tanı süreci konumuna gelindiğinde sağlık hizmetinin daha önce görülmemiş bir biçimde kolay ve etkin verilebileceğine işaret eden Prof. Dr. Kantarcı, “MR teknolojisinin geleceği, yapay zekanın desteğiyle adeta bir tıbbi sezgi aracı haline gelmeye doğru ilerliyor. Sadece hastalıkları görüntülemek değil, onları öngörmek, önlemek ve kişiselleştirilmiş tedaviye yönlendirmekgibi çok daha büyük roller üstlenecek. ‘Bu bölgede 2 yıl içinde tümör gelişme riski var’ gibi erken uyarılar mümkün olacak, proaktif tıp anlayışı yerleşecek.” diye konuştu. 
Yapay zekanın çekim sırasında görüntü analiziyle gerçek zamanlı ve dinamik MR uygulamasına kapı aralayacağını dile getiren Prof. Dr. Kantarcı, “Hekime ‘daha farklı bir açıdan görüntü al’, ‘bu bölge şüpheli olabilir’ gibi yönlendirmeler sunacak. Özellikle beyin ve kalp cerrahisinde canlı cerrahi rehberliği ve müdahale destekli MR yaygınlaşacak.” diye konuştu. 
Yapay zeka sezgisi, analiz ve kişiye özel kararlarGelecekte yapay zeka konsültasyon ağı oluşturulabileceğini de ifade eden Prof. Dr. Kantarcı, “Bir hasta Japonya’da MR çektirip, Almanya’daki bir yapay zeka sistemiyle analiz ettirip, ABD’den uzman görüşü alabilecek. Yapay zeka tabanlı global teşhis sistemleri ülkeler arası teşhis farklarını ortadan kaldırabilir.” değerlendirmesinde bulundu. 
MR’ın hastanın kan tahlili, yaşam tarzı verisi ve genom haritasıyla birleştirilerek analiz edilmesi mümkün hale geldiğinde multinodal tıbbi analize imkan tanıyacağını vurgulayan Prof. Dr. Kantarcı, yapay zekanın bütüncül teşhis ve tedavileri ortaya koyacağını kaydetti. 
Prof. Dr. Kantarcı, “Özetle, geleceğin MR teknolojisi sadece görüntüleme değil, hastalıkları sezebilen, analiz eden ve kişiye özel kararlar verebilen bir tıbbi yapay zeka platformunadönüşecek. Bu, koruyucu hekimlik açısından devrimsel bir durum. MR’ı sadece hastalık olduğunda değil, hastalık olmadan önce önlem almak için kullanmaya başlayabiliriz.” diye konuştu. 
MR ve yapay zeka birlikteliğinin görüntüleme tıbbında bir dönüşüm yaratacağını kaydeden Prof. Dr. Kantarcı, “Tarama sürelerinin kısaldığı, cihazların taşınabilir ve uygun maliyetli hale geldiği, her taramanın ardında akıllı bir asistanın görüntüleri incelediği bir döneme giriyoruz. Bu sayede tanılar daha erken ve kesin konacak, tedaviler daha isabetli planlanacak ve nihayetinde daha sağlıklı, uzun bir yaşam için önemli bir adım atılmış olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de stratejik adımlar atılıyorTürkiye’nin yapay zeka ve MR görüntülemedeki durumunu da değerlendiren Prof. Dr. Kantarcı, bu alanda çalışan doktor ve mühendisler olmasının umut verici olduğunu söyledi. 
Prof. Dr. Kantarcı, “Hem mühendislik beyni ile hem de sağlıkçı yaklaşımı ile konuya eğilebilen araştırmacılar gerekli. Görüntüleme yöntemleri her zaman teknolojideki gelişimlere paralel hareket etmiştir. Radyologlar olarak bizler, yeni gelişen teknolojilere adaptasyon konusunda deneyimliyiz. Yapay zeka gibi güncel bir konuda radyolojinin ve mühendisliğin birlikteliği, hevesli ve istekli araştırmacılarımızla çok daha iyi bir noktaya gelecektir.” görüşünü paylaştı. 
Türkiye’nin, yapay zeka ile MR görüntülemede son yıllarda stratejik adımlar attığını, bu alanda gelişme potansiyelinin çok yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kantarcı, yerli teknolojilere yönelik ciddi bir niyet ve bazı somut projelerin söz konusu olduğunu belirtti.
Yapay zeka alanında yeri yazılım çözümleri ve klinik uygulamaların gelişmeye başladığını, kamu-üniversite iş birliklerinin teşvik edildiğini anlatan Prof. Dr. Kantarcı, savunma sanayisinde geliştirilen bazı teknolojilerin MR alanına aktarılmaya çalışıldığını ifade etti. 
Küresel oyuncular arasında yer alabilirizProf. Dr. Mecit Kantarcı, yapay zeka ile Hacettepe Üniversitesinde beyin MR’ı analizi,Cerrehpaşa Tıp Fakültesinde meme MR verileriyle tarama, Ege Üniversitesinde epilepsi odaklarının haritalanması, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde karaciğer tümörü tanısı uygulamalarının yürütüldüğünü, Gazi ve Bilkent üniversitelerinin multipl skleroz lezyon segmentasyonu, Acıbadem ve Koç üniversitelerinin ise özel sektörle birlikte MR görüntü işleme çözümleri üzerinde çalıştığını söyledi.
Türkiye’nin, bu alanda büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kantarcı, “Mevcut insan kaynağı ve veri avantajı stratejik yatırımlarla desteklenirse, bölgesel hatta küresel oyuncular arasında yer alabiliriz.” ifadesini kullandı. 
Türk Manyetik Rezonans Derneği Başkanı Prof. Dr. Kantarcı, 1-3 Mayıs tarihlerinde yapılacak 29. Yıllık Bilimsel Toplantı’da, yoğun ilgi gören temel MR kursunun altıncısını düzenleyeceklerini, radyolojinin tüm alt dallarında MR kullanımı ve yapay zeka desteği konularını detaylı bir şekilde ele alacaklarını belirtti. 
Kaynak: Haber Merkezi