Türkiye’de yaşlı nüfus oranının 2023 itibarıyla yüzde 9’un üzerine çıktığını belirten uzmanlar, artan yaşlı nüfusun bakım hizmetlerine olan ihtiyacı daha da artırdığına dikkat çekiyor. Yaşlı bakımının, yüksek nitelikli ve özel eğitim gerektiren bir alan olduğunu ifade eden Büşra Kul, 18-24 Mart 2025 Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla, Türkiye’de yaşlı nüfusun durumu ve yaşlı bakım hizmetlerine duyulan ihtiyaç konusunu değerlendirdi.
BAKIM HİZMETLERİNE YATIRIM İHTİYACI BÜYÜYORTürkiye’de yaşlı nüfusun giderek artan bir orana sahip olduğunu ve 2023 yılı itibarıyla Türkiye’nin yaşlı nüfusunun yüzde 9’un üzerine çıktığını dile getiren Öğr. Gör. Büşra Kul, “Bu oran, sağlık hizmetleri ve sosyal güvenlik politikalarındaki gelişmelerle artmaya devam ediyor. Ancak yaşlı bakımına yönelik hizmetler, genellikle yetersiz kalmakta, bu durum yaşlı bireylerin hem fiziksel hem de psikolojik sağlıklarını olumsuz etkileyebilmektedir. Artan yaşlı nüfus, bakım hizmetlerine duyulan ihtiyacı da önemli ölçüde artırmaktadır. Sağlık hizmetleri, konforlu yaşam alanları, psikososyal destek gibi unsurlar, yaşlı bakımının temel bileşenleridir. Bu nedenle, yaşlı bakım hizmetlerine yönelik yatırımların artırılması gerekmektedir” dedi.
FİZİKSEL SAĞLIK KADAR PSİKOLOJİK DESTEK DE ÖNEMLİYaşlı bakımının sadece tıbbi bir mesele olmadığına işaret eden Kul, “Yaşlı bireylerin psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da en az fiziksel sağlıkları kadar önemlidir. Sosyal izolasyon, depresyon, yalnızlık gibi psikolojik sorunlar yaşlılar arasında yaygındır. Bu nedenle, yaşlı bakımının çok yönlü olması, sadece fiziksel sağlık sorunlarıyla değil, aynı zamanda ruhsal ve sosyal durumlarla da ilgilenmesi gerekmektedir. Yaşlı bireylerin sosyal etkinliklere katılımını teşvik etmek, psikolojik destek sunmak ve aile bağlarını güçlendirmek bu açıdan önemlidir” diye konuştu.
YAŞLI BAKIMINDA EĞİTİM VE EMPATİ ÖNEMLİYaşlı bakımının, yüksek nitelikli ve iyi eğitimli personel gerektiren bir alan olduğunu da belirten Kul, “Yaşlı bakımında çalışan personelin eğitimi, sadece tıbbi bilgiden ibaret değildir. Bakıcılar, hemşireler ve doktorlar, yaşlıların özel ihtiyaçlarına uygun şekilde eğitim almalıdır. Bu eğitim, yaşlıların fizyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan bir bütünsel yaklaşımla şekillendirilmelidir. Yaşlı bakımı personelinin, aynı zamanda empati, sabır ve iletişim becerileri gibi insani özelliklere sahip olması da büyük önem taşır. Eğitim programları, yaşlılara özgü bakım tekniklerinin yanı sıra, birinci basamaktan ileri düzey bakıma kadar geniş bir yelpazeyi kapsamalıdır” ifadesinde bulundu.
AİLELERE DESTEK, YAŞLI BAKIMINI KOLAYLAŞTIRIRAilelerin, yaşlı bakımının temel taşlarını oluşturan unsurlar olduğunu da söyleyen Öğr. Gör. Büşra Kul, “Ancak, modern yaşam koşulları ve ekonomik zorluklar nedeniyle birçok aile, yaşlı bireylerine yeterince bakım sağlayamamakta ya da bu süreçte psikolojik ve fiziksel olarak zorlanmaktadır. Ailelere yönelik eğitimler, bakım süreçlerini daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca, aileler için destek grupları, psikolojik destek hizmetleri ve finansal yardım paketleri, bakım sürecini daha sürdürülebilir hale getirebilir” şeklinde konuştu.
YAŞLI BAKIM HİZMETLERİ İÇİN KAPSAMLI STRATEJİLER GEREKİYORÖğr. Gör. Büşra Kul, yaşlı bakım hizmetlerinin geliştirilmesi için neler yapılması gerektiğini de şöyle sıraladı:
“Kısa vadeli; Yaşlı bakım hizmetlerine yönelik farkındalık oluşturulmalı, kısa süreli bakım hizmetleri, evde bakım desteği ve sağlık taramaları gibi hizmetler yaygınlaştırılmalıdır. Ayrıca, yaşlılara yönelik acil destek hatları kurulabilir.
Orta vadeli; Yaşlı bakımını destekleyen sosyal politikalar geliştirilmelidir. Yaşlılar için özel bakım evlerinin kapasitesi artırılmalı, bu hizmetlerin kalitesi denetlenmeli ve erişilebilirliği sağlanmalıdır.
Uzun vadeli; Yaşlı bakımına yönelik kapsamlı bir ulusal strateji belirlenmeli ve sağlık sisteminde yaşlılara özgü uzmanlık alanları oluşturulmalıdır. Yaşlıların yaşam kalitesini artıracak araştırmalar ve projeler teşvik edilmeli, bu konuda devlet ve özel sektör iş birliği güçlendirilmelidir.
Yaşlı bakımının yalnızca tıbbi değil, sosyal ve psikolojik boyutlarının da dikkate alındığı bir politika geliştirilmesi, yaşlı bireylerin sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürebilmeleri için büyük önem taşımaktadır.”
