YEDAM’a gelen on binlerce insan yaşama yeniden tutundu

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1987 yılında 26 Haziran’ı “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” olarak kabul etmesinden bu yana, her yıl 26 Haziran’da bu küresel soruna karşı farkındalık yaratmak ve dayanışmayı güçlendirmek için birçok etkinlik ve kampanya düzenleniyor. 
Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, bu kapsamda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Yeşilay’ın genel merkez binasında yapılan toplantıda, Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç Türkiye’de ve dünyada uyuşturucu kullanımıyla ilgili istatistiksel veriler paylaştı. 
“DÜNYADA ARTAN UYUŞTURUCU KULLANIMI ENDİŞE VERİCİ BOYUTLARDA”
Doç. Dr. Mehmet Dinç toplantıda şunları ifade etti: “2023 yılında Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi tarafından yayımlanan Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre esrar, Avrupa’da en yaygın tüketilen yasa dışı uyuşturucu madde olmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin 2023’te yayımladığı Dünya Uyuşturucu Raporu’na göre ise 2021’de dünya genelinde 15-64 yaş aralığındaki her 17 kişiden biri uyuşturucu kullanıyor. Aynı raporda, dünya genelindeki uyuşturucu kullanımının son 10 yılda yüzde 23 arttığını görüyoruz. Dünya genelindeki bu artış endişe verici bir boyutta.”
“YENİ MADDELER RİSKİ ARTIRIYOR”
“2022 yılının sonunda, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi 930 yeni nesil psikoaktif madde izlendiğini bildirdi. Bu maddelerin 41 tanesi Avrupa’da ilk kez rapor edilmiş,” diyen Doç. Dr. Mehmet Dinç, yeni maddelerin riski daha da artırdığını söyledi. Dinç, sentetik uyarıcıların ve daha az bilinen maddelerin potansiyel sağlık risklerinin önemli bir başlık olduğunu, sentetik uyuşturucu maddelerin kolay erişilebilirliğinin bu sorunun yaygınlaşmasında önemli rol oynadığını ve bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
KADINLARLA ERKEKLER ARASINDAKİ MAKAS KAPANIYOR
T.C. İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının 2023’te yayımladığı ‘Türkiye Uyuşturucu Raporu, Eğilimler ve Gelişmeler’ başlıklı raporda,2022 yılında tedavi gören hastaların tedavi gördükleri madde türlerine göre dağılımları incelendiğinde; yüzde 37,4’ünün eroinden (2021 yüzde 43), yüzde 37,8’inin metamfetaminden (2021 yüzde 25,6), yüzde 7’sinin esrardan (2021 yüzde 11,6) tedavi olduğu görülüyor. Tedaviye başvuran hastaların yaş ortalaması ise 29,45. 
Uyuşturucu kullanımında kadınlar ile erkekler arasındaki makasın kapandığına da dikkat çeken Dinç, “Madde Kullanıcıları Profil Analizi 2022 Yılı Narkolog Raporu’nda örneklemin cinsiyetine baktığımızda, yüzde 93,8’i erkeklerden, yüzde 6,2’si kadınlardan oluşmaktadır. Bu sonuç bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında, örneklemin cinsiyeti bakımından kadınlarda artış yaşandığını göstermektedir” diyor. 
“YEŞİLAY OLARAK HEDEFİMİZ BAĞIMSIZ GENÇLİK KÜLTÜRÜ OLUŞTURMAK”
Uyuşturucunun ilk olarak yüze 75’lik oranla arkadaş veya yakın çevreden temin edildiğini söyleyen Doç. Dr. Mehmet Dinç, parçalanmış veya iletişim problemleri yaşanan ailelere mensup çocuklarda uyuşturucu kullanma riskinin yüksek olduğunu söyledi: 
“Uyuşturucu madde kullanmaya başlama yaşı bakımından 15-24 yaş döneminin en riskli grup olduğu söylenebilir. Bu noktada gençlerin sağlıklı ilişkiler kurması çok önemlidir. YEDAM verilerine göre, madde kullanımı olanların yüzde 87,6’sının arkadaş çevresinde uyuşturucu veya yoğun alkol kullanımı bulunmaktadır.
Yeşilay olarak bağımsız gençlik kültürü oluşturmayı çok önemsiyor, bu konuda Yeşilay Fest başta olmak üzere birçok etkinlik düzenliyoruz. 2019 yılında hayata geçirdiğimiz Okulda Bağımlılığa Müdahale Programı da Türkiye’nin okul temelli ilk ve tek müdahale programı olma özelliğini taşıyor. Bu kapsamda bugüne kadar 5 bin 994 öğrenciyle görüşüldü.”

BAĞIMLILIKLAR RUH SAĞLIĞINI DA ETKİLİYOR.
Toplantıda madde kullanım bozukluklarının ruh sağlığı sorunlarıyla ilişkisini de ele alan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, “Kenevir kullanım bozukluğuna bağlı şizofreni oranı son 50 yıldır artmakta. Özellikle genç erkekler arasında kenevir kullanım bozukluğu ve şizofreni arasında bağlantı kuran güçlü kanıtlar bulunuyor. Buna göre 21-30 yaş arası erkekler arasında, kenevir kullanım bozukluğuna bağlı önlenebilir şizofreni vakaları yüzde 30’a kadar ulaşabilir. 2021 yılında kenevir kullanım bozukluğunun önlenmesi, 16-49 yaş arası erkeklerde şizofreni vakalarının yaklaşık yüzde 15’ini önleyebilirdi” dedi. 
MADDE BAĞIMLILIĞI İLE SUÇA YATKINLIK ARASINDA İLİŞKİ VAR
Madde bağımlılığı ile suça yatkınlık arasında açık bir ilişki var. Dolayısıyla madde bağımlılığıyla mücadele, toplumu, toplumsal huzuru korumak açısından da önemli. Narkolog 2023 Profil Analizi’ne göre, örneklemin yüzde 50,7’si, haklarında farklı bir suçtan adli işlem yapıldığını ifade etmiştir. Farklı suçlardan adli işlem gördüğünü söyleyen örneklemin yüzde 52,7’sinin cinayet, darp, yaralama gibi kişilere karşı suçlar, yüzde 37,9’unun ise hırsızlık, yağma gibi mala karşı suçlara karıştığı belirlenmiştir.
“YEDAM’A KURULDUĞU GÜNDEN BU YANA 1 MİLYON 183 BİN ÇAĞRI GELDİ.”
Doç. Dr. Mehmet Dinç, Yeşilay’ın bağımlılık tedavisinde biyolojik, psikolojik, sosyal, aile ve iş hayatı gibi tüm alanları kapsayacak bütüncül bir yaklaşım izlediğini söyledi. 
“Ülkemizin bütün illerinde ve KKTC’de ücretsiz danışmanlık ve tedavi hizmeti veren Yeşilay Danışmanlık Merkezlerimiz, madde kullanımı sorunu yaşayan bireylere ve yakınlarına destek oluyor. YEDAM, kadrosundaki uzman klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanlarının iş birliğinde, bağımlılıklarını yenmek isteyen bireylere ve ailelerine ücretsiz psikososyal destek hizmeti veriyor. YEDAM’a kurulduğu günden bu yana 1 milyonu aşkın çağrı geldi.
Bursa ve Diyarbakır’da bulunan 40 yataklı Rehabilitasyon Merkezlerimizde alkol veya madde kullanan danışanlara ücretsiz yatılı tedavi hizmeti sağlıyoruz. Bursa Rehabilitasyon Merkezimizde yatışı onaylanan danışan sayımız 65, Diyarbakır Rehabilitasyon Merkezimizde yatışı onaylanan danışan sayımız 88. Bu sene içerisinde Kayseri’de de yeni bir rehabilitasyon merkezimiz hizmete girecek. Uyuşturucuyla mücadele hepimizin sorumluluğunda. Bu soruna ancak birlikte ve kararlılıkla çalışarak çözüm bulabiliriz.”