Yeni vergiler yolda!

En sonda söyleyeceğimiz en başta söyleyerek yazımıza başlayalım. Vergi oranlarını artırarak, vergiye konu olan gelirlerin alt sınırını yükselterek bu ülkede vergi gelirlerini artıramazsınız. Vergi gelirlerini artırmak istiyorsanız, makul oranlar uygulamalısınız, toplumun tüm kesimleri “eşit ve adil bir vergilendirilmeye” tabi olduğuna inanmalıdır.
Bu mesleğe başladığım günden bu yana yani 1974 yılından bu yana bu ülkede bir vergi adaletinden bahsedilir ama her ne hikmetse o adil vergi düzeni bir türlü gerçekleşmez. Devlet yakaladığından alabildiği kadar vergi alır, onların canını çıkartır, vergi alamadığı kesimleri ise hiçbir zaman görmez.
Bu konuda o kadar çok toplantı izledim ki, her toplantı öncesi koca koca kitaplar halinde reform paketleri kamuoyu ile paylaşılır, bir heyecanla konuşulur sonuçta elde hiçbir şey kalmaz. Yine başa döneriz, yeni bir bakan iş başına gelir, onun da ilk sözü vergi reformu olur, birtakım çaba içine girer sonuç yine hüsrandır.
Şimdi ülkemizde derin bir mali kriz yaşanıyor. Bazı kesimler bu mali krizden hiç etkilenmiyor. Onların işleri tıkırında ama, bu ülkede aldığı üç kuruş maaşla geçim eden memurlar, emekliler, asgari ücretliler, esnaflar ve günü birlik gelirlerle geçim etmeye çalışanlar için durum hiçte öyle değil. Onlar için hayat çok zor geçiyor. Çünkü vaat edilenlerin hayata geçirilmesi bir başka bahara kaldığı için onlar günü kurtarmaya çalışıyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir süre önce yaptığı açıklamalarda vergilerde bir artışın söz konusu olmayacağını belirtmişti. Ancak ardından KDV düzenlemesi geldi. Şimdi de yeni bir vergi reformu taslağından söz ediliyor. Sözcü’den, Erdoğan Süzer’in haberine göre, çalışmaları yürütülen vergi reformu taslağına göre, evini kiraya verenler, evini satanlar, ev alanlar ve birden fazla konutu olanların ödeyeceği vergilerde ciddi artışlar yaşanacak. Vergi artışı birden fazla evi olanlara yeni vergilerin getirilmesiyle, diğer alım-satım ve kira gelirlerinde ise muafiyet ve istisnaların kaldırılması yoluyla gerçekleştirilecek.
Zaten ülkemizde büyük tartışmalara, sonu adliyede biten kavgalara neden olan ev sahibi-kiracı sorununa yeni bir boyut getirecek olan yeni vergi reformu taslağıyla ilgili çalışmalara katılan gayrimenkul sektör temsilcileri, vergi artışlarının yol açacağı olası karmaşaları önlemeye yönelik uyarı ve önerilerde bulundu. Birden fazla evi olanlara getirilmesi düşünülen vergilerde adaleti sağlamanın çok zor olacağına işaret eden gayrimenkulcüler, “Konutta sadece sayı esas alınırsa bir evi olup evinin değeri de örneğin 50 milyon lira olan fakir sayılıp ‘ikinci konut vergisi’ alınmayacak. Buna karşılık 2 evi olup 2 evinin toplam değeri 4-5 milyon lira olanlar zengin kabul edilip ikinci evden ilave vergi alınacak” uyarısında bulunuyorlar. Değerli Konut Vergisi’nde yaşanan sorunların sonradan kısmen giderildiğini belirten gayrimenkulcüler, iki verginin birlikte ele alınması gerektiğini belirtiyorlar.
Yine, taslağa göre, evini 5’inci yıldan sonra satanlardan da değer artışı üzerinden vergi alınacak ve satışlarda ekspertizlerin belirleyeceği gerçek değerler esas alınacak. Halen konut satışlarında alıcıdan yüzde 2, satıcıdan yüzde 2 olmak üzere toplam yüzde 4 tapu harcı alındığına işaret eden gayrimenkul temsilcileri, “Harç, yüzde 0.5+0.5 olmak üzere toplamda yüzde 1’e indirilirse kayıt dışılık önlenebilir” diyorlar.
Gayrimenkul sahiplerine getirilmek istenen yeni vergi yükleriyle konutun alternatif yatırım aracı olmaktan çıkacağı, bunun da konuta olan talebin daha da düşmesine, konut üretiminin azalmasına, ilerleyen yıllarda konut açığının artmasına ve konut fiyatlarının aşırı yükselmesine yol açabileceği belirtiliyor. Ayrıca yeni konut inşaatlarının yavaşlamasıyla istihdamın gerileyeceğine, ekonominin yavaşlayacağına yönelik kaygılarını da ifade eden uzmanlar, “bununla birlikte vergi yükünün talebi azaltmasıyla konut fiyatlarının düşeceğini, bu sayede kiracıların ev alma imkanının artabileceği yönünde görüşler de ifade ediliyorlar.
İşte kiralara getirilen yüzde 25 sınırlamasını ülkemizi getirdiği durum böyle. Üç bin lira kirası olan bir evin, kirasında enflasyon sınırında bir artış yapılması durumunda ulaşacağı değer, sınırlama zorlamasıyla bunun birkaç katına yükseldi. Ev sahibi, evini kiraya verirken birkaç yıl sonrasını düşünerek kira talep edince kira fiyatları, astronomik boyutlara ulaştı. Şimdi de “bundan geri dönelim” deniyor. Nasıl olacak, dönüş nasıl sağlanacak?
Şimdi bu noktadan sonra sınırı kaldırmanın bir anlamı yok. Yeteri kadar konut olmadığı için insanlar yaşam koşullarından vazgeçip öncelikle kirasını ödemeye çalışıyorlar. Şu anda, çok yükselen kiralarda bir gerileme söz konusu olacak mı? Elbette böyle bir şey söz konusu değil. Bugün kiralara yüzde 25 sınırlaması devam etse bile, alınacak bedeller birkaç yıl sonrasının değeri kadar olacak. Oysa, bu süre makul oranlardaki artışlarla geçiştirilebilirdi. Burada, kiracılar kadar, mağdur olan bir diğer kesim daha var. Onlarda, borç-harç yaparak zamanında bir ev alıp onu kiraya verenler ev sahipleri oldular. Şimdi tüm bu kesimleri mağdur etmeyecek, tarafları memnun edecek bir ortak çözüm noktası bulunmalı ve hızla uygulamaya konulmalıdır. Bu durum, yapılması planlanan yeni “vergi reformu” ile gerçekleşmez.