Sevgili okurlarım, sözde, yoksullukla mücadele ediyoruz… Bu konuda şöyle yüzümüzü güldürecek bir haber, bir köşe yazısı yazamadık.
Dertlerimizi anlatacak değil, derdiniz nedir diye, soranımız yok.
Yoksulluğun başlıca nedeni; ülkedeki kaynakların adaletsiz paylaşımıdır.
Bugün dünyada yaşanan savaşların, terörün, isyanların birçoğunun kaynağı bu adaletsiz gelir paylaşımı ve dengesiz servet dağılımıdır.
Ülkedeki bozuk bir gelir dağılımı, sadece ekonomik dengeleri sarsmakla kalmıyor, sosyal hayatımızı da etkiliyor.
Ama hiçbir zaman ümidimizi tam yitirmedik. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, bu ülkede dayanışma ve yardımlaşma duygularını yitirmemiş güzel insanlarımız da var…
Mevlana’nın şu cümlesini çok severim. Bu özellikleri taşıyan kişilere, sonsuz saygı duyarım her zaman. “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”
Bu özellikleri benliğinde toplamış olanlar, kibar olurlar. Saygılı olurlar. Her şeyden önce, anladığımız anlamda insandırlar. Kişisel çıkarlardan daha çok, toplumun çıkarlarını her şeyin üstünde tutarlar.
Yakından tanıma mutluluğuna erdiğim birçok insan, bu özellikleri benliğinde toplamış. Onların merhamet, şefkat, iyilik ve sevgi anlayışıyla biçimlenen ruhları, yoksula ümit ışığı oluyor sanki.
Kültürlü, inançlı ve inançlarını sonuna kadar savunan bu insanları tanımak, bana huzur veriyor. İşte çağdaş Türk insanı bu diyorum.
Geleceğin gençlerine örnek olacak birer kişi bunlar…
Aynı zamanda içlerinde iyi yönetici olanlarda var…
Yöneticiliğin okulu da yoktur, bir yetenek ve tecrübe işidir. Yöneticinin genel kültürü, insanlık ve Müslümanlık yönü de çok önemlidir. İşte bu vasıflar da var bu insanlarda.
Otoritesini bulunduğu mevkiden değil, bilgisinden ve yüreğindeki insanlık sevgisinden alan yöneticiler, her zaman alçak gönüllü olur ve herkes tarafından sevilir, sayılırlar.
Yaşı ne olursa olsun, hemen bütün insanların yüreğindeki en büyük sevgi de, şüphesiz insan sevgisidir.
Koltuğuna oturup kasılmayan, her seviyeden kişiye değer veren, kültürlü, ne yaptığını bilen, yardım seven, atılgan ve başaran bir yönetici oldukları için de, halkın gönlünde taht kurmuşlardır.
Bunların ilme verdiği değeri, paylaşma ve yardımlaşma duygularıyla, yardıma gereksinimi olan yurt çocuklarını, okutup yetiştirmek coşkusuyla dolu olduklarını da biliyorum. Çaresizlik içerisinde, yoksulluğun pençesinde hayatlarını sürdürmeye çalışan insanlarımızın, yardımına da koşuyor bu insanlar.
Onların yaptıkları, her türlü takdirin fevkindedir. Onlara sağlıklı ve başarılı geçen uzun bir ömür diliyor, ülkemin yüz akı bu güzel insanları yürekten kutluyorum.
Ülkede yaşanan sıkıntılar ne kadar ağır olursa olsun, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma ile aşamayacağımız sorun yoktur.
Onun için takdir etmesini bilelim, gerçekleri görelim, yardımsever iyi insan olalım. “Bakar kör” olmayalım.
Yoksulluğun yenilmesi için; devlet-millet el ele vererek herkese büyük görevler düşüyor.