Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şube ile Genç Seymenler ekibi tarafından düzenlenen ve konularında uzman Ankara Kulübü Derneği YKÜ/Psikolog Serpil Yıldırım ile Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şube Seymeni/Hasan Bozkurt’un sunumlarıyla Ankara Konağı Başkent Salonu’nda gerçekleşen; “Madde ve Madde Bağımlılığı Semineri”nde görseller ve videolar eşliğinde bağımlılık sürecinde yaşanan olumsuzluklara ilişkin çeşitli bilgilendirmeler yapıldı. Seminer programı, katılımcı Seymen ve Bacıerenler açısından farkındalık oluşması adına oldukça anlamlı bir etkinlik oldu.
Seminer programı ile her yaştan Seymen ve Bacıerenin madde bağımlılığı konusunda bilinç ve farkındalık düzeyini artırmayı hedeflediklerini belirten Ankara Kulübü Derneği YKÜ Psikolog Serpil Yıldırım, bir psikolog bakış açısıyla madde bağımlılığını biyopsikososyal boyutuyla değerlendirdi.
‘YOKSUNLUKLARIN SONUCUDUR BAĞIMLILIK’Bu tür hassas eğitimlerin işin ehli uzmanlar tarafından verilmesinin önemine değinen Yıldırım, “Hem genç hem de ileri yaşta bulunan Seymen ve Bacıerenlerimiz seminerimizde hedef kitlemizi oluşturuyor. Amacımız; Ankara Kulübümüzde Ankara’mızın kadim kültürel değerleri üzerine verdiğimiz Seymenlik ve Bacıerenlik eğitimlerinin yanı sıra sosyal hayata dair bilinç düzeyi, tutum ve davranış geliştirmeye yönelik eğitimlerle de üyelerimize fayda sağlamak. Bugünkü ‘Madde ve Madde Bağımlılığı Semineri’ etkinliği aracılığıyla ne kadar çok kişiye ve onların çevrelerine ulaşırsak, kendimizi o kadar başarılı hissedeceğiz. Buradaki en önemli unsur aile. Çünkü bütün sorunların kaynağı; çocukluktan itibaren ailenin yeterli sevgiyi verememesi, hayata dokunmaması, aidiyet duygusunu oluşturamaması. Çocuğun sosyalleşme sürecinde yetiştiği aile ortamı çok önemli bir faktör. Yoksunlukların sonucudur aslında bağımlılıklar.” dedi.
Bağımlılığın kişinin bedensel ve psikososyal-ruhsal hayatını olumsuz etkilediğini belirten Yıldırım, “Bağımlılık, bir maddenin varlığına karşı duyulan fiziksel bir ihtiyaçtır. Bağımlılıkta maddeye alışma, arzu etme isteği yoğundur, ulaşamadığında ise sinir krizi gibi psikolojik belirtiler ortaya çıkar. Başta madde bağımlılığı olmak üzere insanımızı bağımlılığın tüm çeşitlerinden korumalıyız. Çünkü bu bağımlılık, fiziksel ve ruhsal sağlığına zarar verdiği insanın aile ve sosyal hayatını, iş hayatını, ekonomisini bitirir, hatta ölüme yol açar. Bu durumdan toplum olarak hepimiz zarar görürüz.” diye konuştu.
Madde bağımlılığının zararlarını görseller ve videolar eşliğinde en çarpıcı şekilde anlatan Ankara Kulübü Derneği Çankaya Şube Seymeni/Konu Uzmanı Hasan Bozkurt da sunumunda; madde nedir, madde bağımlılığı nedir, bağımlılık yapıcı maddeler nelerdir, bağımlılık nasıl başlar ve bağımlılığın evreleri, bağımlılığın olumsuz etkileri, madde kullanım belirtileri gibi birçok konuyu ele aldı, ‘madde’nin kişinin kendi sağlığına, ailesine, topluma verdiği zararları, bağımlılık sürecinde yaşanan ve sonucu ölüme kadar gidebilen insanın değişim sürecini anlattı.
Bozkurt, sunumunda ilk olarak maddeyi; “Belirli dozda alındığı zaman; kişinin sinir sistemi üzerinde etki ederek, akli, fiziki ve psikolojik dengesini bozan, fert ve toplum içerisinde iktisadi ve sosyal çöküntü meydana getiren, alışkanlık ve bağımlılık yapan, kanunların kullanılmasını, bulundurulmasını ve satışını yasakladığı narkotik ve psikotrop sözcükleriyle de tanımlanan maddelere ‘uyuşturucu madde’ denir.” açıklamasıyla tanımladı.
‘BAĞIMLILIK TEDAVİ EDİLMESİ GEREKEN BİR HASTALIKTIR’Alkol, nikotin, uyuşturucu ve uçucu madde bağımlılığının en tehlikeli bağımlılık türlerinden olduğunu belirten Bozkurt, “Bağımlılık, tehlikeli maddelerin kişinin kendisine zarar vermesine rağmen kullanmaya devam etmesi durumudur. İnsanın yaşamına devam edebilmesi için gerekli olmayan fakat vücuduyla tanıştırdıktan sonra da ihtiyacıymış gibi o maddeyi bırakamamasına ‘bağımlılık’ denir. Bağımlılık yapan maddeyi vücuduna tanıtan insanın hayatının her anında o madde ile ilişki içerisinde olması kaçınılmazdır. Bu ortaya çıkan ilişki, insanın özel hayatının pek çok alanını kapsar ve insanın diğer tüm maddi-manevi ihtiyaçlarının önüne geçer. Bağımlı olan kimse özgürlüğünü ve ideallerini kaybeder. Kendine olan güveni zayıflar ve kendini kontrol altında tutamaz. İletişim problemleri, suç işleme eğilimleri artar. İnsani prensipleri yok olmaya başlar. Sonuç olarak bağımlı olan kişi; hayatın sadece ölümle sona ermediğinin yani ‘yaşarken de ölündüğünün’ çarpıcı bir örneğidir. Bağımlılık sadece bir suç değil, tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Gizlenen sorunun katlanarak büyümesi kaçınılmazdır. Bazı aileler çocuklarının madde kullanıp kullanmadığını anlamakta geç kalıyor, ya da kabullenmek istemiyor. En çok da ‘benim çocuğum yapmaz’ diyen ailelerin çocuklarında madde kullanımı görülüyor.” ifadelerini kullandı.
Madde bağımlılığına giden süreçleri de anlatan Bozkurt, şunları kaydetti: “Birinci süreç maddeyle tanışma. Birey, yaşadığı sorunlar ya da psikolojik nedenlerden dolayı özellikle arkadaş ortamlarında maddeyi dener. İkinci süreç ise biraz da tehlikeli bir süreçtir ki, madde kullanımı artık bir seferde yetmeyeceğinden, madde kullanırken yaşadığı hisleri tekrar yaşamak istediği için sürekli kullanmaya yönelir. En tehlikeli süreç de üçüncü süreçtir ve bu süreç krizlerin başladığı, tam bağımlılığın olduğu süreçtir. Kişi belirtileri yatıştırmak için tekrar madde alma ihtiyacı duyar, bir kısır döngüye girer.”
Sunumunda sık sık, üzerine basa basa ‘maddeye değil hayata bağlan’ vurgusu yapan Bozkurt, “Madde ve madde bağımlılığı bir insanlık suçudur, bununla mücadele etmek ise bir insanlık görevidir. Madde teklif edildiğinde bu ve bu gibi tekliflere hayır demek, tüm sorunun başlamadan bitmesine yol açar. Çocuklarımıza, ‘hayır’ demeyi öğretmeliyiz çünkü bugün bazı şeylere hayır diyemeyenler yarın birçok şeye ‘evet’ demek zorunda kalacaktır. Bağımlılığı engellemek kişinin kendi elinde. Sağlıklı bir yaşam, sağlıklı bir nesil ve güzel yarınlar için ‘uyuşturucuya hayır, madde bağımlılığına karşı mücadeleye devam’ diyoruz.” diyerek son mesajlarını verdi.
Seminer, katılımcıların sorularının, konu uzmanları tarafından cevaplandırılmasının ardından son buldu.