Mesleki ve Teknik Eğitim Değerlendirme Toplantısı; ASO Zafer Çağlayan Meclis Salonu’nda gerçekleşti. Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Kemal Şamlıoğlu’nun yönetiminde, ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın ev sahipliğinde gerçekleşen ve Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Ali Karagöz ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Koçak’ın da hazır bulunduğu toplantıya, ANKESOB Başkan Vekili Hüseyin Ar’ın yanı sıra ilçelerin milli eğitim müdürleri, mesleki ve teknik eğitim kurumlarından yöneticiler, OSB Başkanları ve iş dünyasının temsilcileri de yoğun katılım gösterdi.
Protokol konuşmalarının ardından Bakan Yardımcısı Kemal Şamlıoğlu, katılımcı; yönetici ve temsilcilere söz verirken, mesleki ve teknik eğitimle ilgili değerlendirmeler dinlendi, sorunların çözümü noktasında paydaşlar görüş-önerilerini dile getirdi ve gelen sorular cevaplandırıldı.
ANKESOB Başkan Vekili Hüseyin Ar da toplantıda yaptığı konuşmada; son zamanlarda mesleki eğitimde yaşanan eksik ve aksaklıkları dile getirirken,“İş hayatında en önemli konu; işverenin en önemli beklentisi, diploma ve sertifikalardan daha çok bireyin kazanmış olduğu becerinin üretim ve hizmeti yapabilecek seviyede olmasıdır. İş hayatındaki başarı ve farkındalık, rekabet edebilme, diplomalardan değil, becerilerden gelecektir. Beceri transferinin, beceri aktarımının en kısa yolu da pratik/uygulamalı eğitimdir. Okullarımızın öncelikle ortaöğretim ve yükseköğretim sonrası hayatta karşılığı olan becerileri ön plana çıkarıp, karşılığı olmayanlara da müfredat programlarında yer vermemek, mesleki eğitimde yer alan paydaşlar olarak hepimizin sorumluluğu olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
‘İŞLETMELERDE MESLEKİ EĞİTİM SÖZLEŞMELERİNDE ODA ONAYI MUTLAKA YER ALMALIDIR’Ar, konuşmasının devamında karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin ise şunları kaydetti: “2017 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık Sözleşmesini uygulamadan kaldırarak, ‘İşletmelerde Mesleki Eğitim ve Staj Sözleşmesini’ yürürlüğe koymuştur. Uygulamaya geçirilen yeni sözleşmede oda onay kısmı kaldırıldığından Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşlarınca Yapılacak Mesleki Eğitim Uygulamalarının Düzenlenmesine Dair Yönetmelik uygulanamaz hale gelmiş, hem de İşyeri Denetleme ve Danışmanlık Grubu (İDDG) çalışmaları da aksamaya başlamıştır. Zira hangi oda üyesinin yanında çırak/kalfa çalıştırılmaya başlandığı takip edilemez hale gelmiştir. Sözleşmelerde daha önceki gibi oda onay kısmının yer alması gerekmektedir.
‘ÇIRAKLIK VE KALFALIK SİSTEMİNİN ÖNÜNÜ TIKAYAN UYGULAMA KALDIRILMALIDIR’3308 sayılı Kanunun 30. maddesi ile, bilgili, becerili, ustalık belgesine veya en az ön lisans diplomasına sahip olanların işyeri açabilmesi sağlanarak, gelişigüzel işyeri açmanın önüne geçilmiş, iş hayatında çalışma disiplini sağlanmaya çalışılmıştır. 3308 sayılı Kanunun ilgili maddesinde işyeri açılmasına yönelik kesin ve açık hükümler yer alırken 7141 sayılı Kanunla ‘özel öğretim kurslarını bitirenlerin, kurs bitirme belgeleriyle işyeri açabilecekleri, bu durumda olanlardan başkaca bir meslek belgesi istenmez’, hükümlerinin yer alması 37 yıldır çalışma hayatına bir disiplin ve düzen getirmek için yapılan tüm çaba ve uğraşları da boşa çıkarmıştır. Her şeyden önemlisi bu durumda olanlardan ‘başkaca meslek belgesi aranmaz’ denmesi, bu tür işyerlerini açan kişilerin ustalık belgesi sahibi olmaması nedeniyle usta öğretici belgesi edinemeyeceklerinden veya bu tür bir belgeye gerek kalmadığından çırak, kalfa istihdam edebilmelerinin önünü de tıkayacak, bu tür işyerlerinde staj ve işletmelerde meslek eğitimi uygulamaları da yapılamayacaktır. 7141 sayılı Kanunun 12. maddesi hükümlerinin gözden geçirilerek, yeni bir düzenleme yapılmasına acilen ihtiyaç bulunmaktadır.
‘ÇIRAK OLMADAN KALFA, KALFA OLMADAN USTA OLUNMAZ’Milli Eğitim Bakanlığı ‘Mesleki eğitim merkezi ustalık telafi çerçeve öğretim programları’ konulu genelgesi ile en az, ortaöğretim kurumu mezunlarından Bakanlıkça belirlenen mesleki eğitim merkezi telafi çerçeve öğretim programını 27 haftada başarı ile bitirenlere ustalık belgesi verilmesi uygulamasını başlatmıştır. Bu programlardan hangi yılda mezun olduklarına bakılmaksızın istemeleri halinde tüm lise ve üniversite mezunları da yararlanmaktadır. Programın eğitim içeriği tamamen işletmelerde uygulanmaktadır. Eğitim sonucunda başarılı olanlara da doğrudan ‘ustalık belgesi’ düzenlenmektedir. Ancak, ülkemiz mesleki eğitimi Ahilikle başlayan 800 yıllık bir geçmişe sahip olup, mesleki eğitimin kademeleri yüzyıllardır çıraklık, kalfalık ve ustalık olarak günümüze kadar süregelmiştir. Çıraklığı tamamlamayan kalfa olamamış, kalfalığı tamamlamayan da usta olmaya hak kazanamamıştır. Kısaca çıraklığı, kalfalığı tamamlanmamış sürecin ustalığı bugüne kadar olmamıştır. Mesleki eğitimde yüzyıllardır süregelen bu yapının adı geçen genelge ile bozularak lise ve üniversite mezunlarına kalfa olmadan, doğrudan ustalık belgesi verilmesi kanaatimizce çıraklık ve mesleki eğitimin belgelendirilmesinde problemleri de peşi sıra getirmiştir. Bu nedenle ilgili uygulamanın 27 haftadan, 32 haftaya (bir eğitim yılı) çıkartılarak, ilk 16 haftanın (bir dönem) kalfalık süreci, kalfalık süreci başarıldığında sonraki 16 haftanın da ustalık süreci olarak uygulamaya geçirilmesi daha doğru bir uygulama olacaktır.
‘KALFALIK/USTALIK SINAV KOMİSYONLARINDA GÖREV ALAN USTALARA GÜNÜN ŞARTLARINA UYGUN ÜCRET ÖDENMELİDİR’Mesleki Eğitim Merkezlerinde (MEM), mesleki- teorik derslerde sektörlerinde başarılı ve deneyimli usta öğreticilerden de istifade edilebilmeli, ücret karşılığı görev verilen usta öğreticilere de günün şartlarına uygun ücret ödenmelidir. Kalfalık-Ustalık sınav komisyonlarında görev yapmak üzere işyerlerini kapatıp gelen oda temsilcisi ustalarımıza Çıraklık-Mesleki Eğitim Fonundan verilen ücretler de günün şartlarına uygun hale getirilmelidir.
‘MESLEKİ EĞİTİM KURULU KARARLARI İŞYERİ AÇMA SÜRECİNDE OLUMSUZLUK YARATMAMALIDIR’Mesleki Eğitim Kurulu kararlarıyla, sektörlerin dokusuna ve işleyişine uygun olmayacak şekilde meslek alan ve dallarında isim değişikliğine gidilmesi özellikle NACE uygulamaları çerçevesinde işyeri açan esnaf ve sanatkârlarımızı olumsuz etkilemekte, işyeri açma sürecinde çalışma ruhsatı alırken zaman kaybına ve bürokratik yazışmalara sebep olmaktadır. Bu nedenle meslek alan/dallarında isim değişikliği yapılırken meslek kuruluşlarının görüş ve önerileri dikkate alınması gerekmektedir. Ayrıca, ilgili paydaşların yer aldığı Mesleki Eğitim Kurulu kararı olmadan, ilan/duyuru yoluyla meslekler kanun kapsamına alınmamalıdır.”