Bir modernizm eleştirisi: Fotokolektif

Bestekar Sokak’ın derinliklerinde, esasen hepimizin yıllar yılı gidip de unutamadığı sergilere ev sahipliği yapmış bir kültür-sanat mekanı olduğunu biliyor muydunuz? Fotoğraf ve görsel sanatlar içinde güncel kalarak ‘tavrı olan’ çıktılar almak isteyen sanatseverlere sıcacık ortamı ve alışılmışın dışında sergileriyle bir tür nefes alma mekanı sunan Fotokolektif, İsa Özdemir’in kuruculuğunu yaptığı bir sanat oluşumu. Tuna Otel’de düzenlenip 23 farklı odada 23 farklı sanatçının kimliğiyle karşılaştığımız “Kimlik”, Kteph Farkındalık Günü kapsamında düzenlenip çok değerli sanatçıların soluğuna şahitlik ettiğimiz “Nefes” gibi kalbimizde taht kuran sergilerin sessiz imzası hep Fotokolektif’te. Ankara köşemide bu hafta, bunca hengamenin içerisinde alışılmış şipşak fotoğrafçılığa karşın, modernite ve popüleriteye karşı duruşunu çalışmalarıyla net bir şekilde sergileyen Fotokolektif’e misafir olup bu yapıyı bir de kurucusu İsa Özdemir’den dinledik.

Aslen inşaat mühendisi olan İsa Özdemir ticaretle olan bütün ilişkisini kesip hayatına tamamıyla  sanatla devam etmeye karar veriyor. Yaklaşık 35 yıldır fotoğrafla alakalı atölyeler düzenleyen Özdemir, verdiği karar doğrultusunda bir oluşum kurarak atölyelerini burada sürdürmek istiyor ve Fotokolektif ortaya çıkıyor.
FOTOKOLEKTİF, HER DİSİPLİNE AÇIKFotokolektif olarak sanat galerisi ve çeşitli atölyeler olmak üzere iki tür hizmet verdiklerini belirten Özdemir, şöyle anlatıyor, “Atölyelerimiz daha çok fotoğraf sanatı ve felsefesi üzerine. Giriş, Geliştirme ve İleri Düzey olmak üzere üç grup atölyemiz var. Giriş grubunda fotoğraf sanatını öğrenen arkadaşlarımız ardından Geliştirme bölümünde dünya fotoğrafını anlamak, modernizm, postmodernizm ve daha pek çok içerikle haşır neşir oluyor. İleri düzey atölyelerimizde ise proje geliştirme gruplarımız var, her yıl başında o yıl ne yönde nasıl bir sergi açacaklarını düşünüyorlar, ileri düzey grubu hiç bitmeyen bir atölye diyebiliriz. Sanat galerimizde ise ağırlıklı olarak fotoğraf sergisi açıyoruz ancak son dönemlerde ressam arkadaşlarımızdan da çok ilgi oluştu. En başta galeriyi fotoğraf bazlı sergiler için düşünmüştük ama talep gelince farklı sanat dalları için de sergiler açtık. Her disipline açığız.”
‘POPÜLER OLANDAN KAÇIYOR, GÜNÜMÜZE TAVRI OLAN YAKLAŞIMLARI BENİMSİYORUZ’Özdemir Fotokolektif’in sanata bakış açısını ise şöyle özetliyor; “Prensibimiz şu ki, hem sergi açarken hem de atölyelerimizi gerçekleştirirken popüler olandan kaçıyoruz. Sıradan konular üzerine fotoğraf üretmektense daha çok sosyolojik yanı olup günümüze bir tavır takınan yaklaşımları benimsiyoruz” Bu anlayışı daha önce Tuna Otel’de düzenlemiş oldukları “Kimlik” sergisiyle örneklendiren Özdemir, “Kimlik’ hem kimlik yapılanmasını ele aldığımız hem de bu yapılanma sürecine her türden iktidar dayatmalarının yansımaları üzerinden bakmaya çalıştığımız bir projeydi. Şimdi “Sanat Budur” sergimizin ardından “Normal” ve “Yetersiz Bakiye” isimlerinde iki sergi daha planlıyoruz. Aslında tüm bunlar bir modernizm eleştirisi içeriyor ve biz de Fotokolektif olarak olup biteni en başta eleştirel bir bakışla yansıtmaya çalışıyoruz. Geçen sene proje gruplarıyla ‘postbelgesel’ diyebileceğimiz, belgesellerin kişisel olarak kavramsallaşması üzerine bir tavır benimsedik, bu da bir üst tavırdı. Anlayacağınız hem kendimizi eğitebileceğimiz hem de bir tavrı olan işler yapmaya çalışıyoruz” diyor.
“PERGEL GİBİ DÜŞÜNÜRSEK, BİR AYAĞIMIZ FOTOĞRAFTA, DİĞER AYAĞIMIZ PLASTİK SANATLARIN HER ALANINDA GEZİYOR”Fotokolektif Danışman Burcu Aydın ise fotoğrafın sosyal bilimlerle olan ilişkisinin artmasıyla birlikte artık alışılagelmiş çerçevelerden vazgeçilerek, antropolojik, etnografik ve hatta otoetnografik çalışmalarda da kullanıldığını söyleyerek şöyle konuşuyor; “Artık plastik sanatlar disiplinlerinde çalışan hemen hemen tüm sanatçılar da fotoğrafı kullanmaya başladı. İşte Fotokolektif, fotoğrafın bu multidisipliner yapısını ele alıyor. Pergel gibi düşünürsek, bir ayağımız fotoğrafta, diğer ayağımız ise plastik sanatların her alanında geziyor. Aynı zamanda bunu sosyal bilimlerle de birleştirerek çeşitli programlar yapıyoruz. Modernizm eleştirisi de devreye burada giriyor. Çünkü fotoğrafla farklı disiplinler birlikte ele alındığında ortaya pek çok çalışma ve haliyle bu geniş skalada pek çok eleştiri çıkıyor. Sergi ve söyleşiler düzenliyor, çeşitli workshoplar yapıyor, bu kapsamda üniversiteleri ziyaret ediyor ve öğrencileri kapsayan sosyal sorumluluk projeleri düzenliyoruz.”
FOTOKOLEKTİF BÜNYESİNDE BİR YAPI: FİLMKOLEKTİFAydın Fotokolektif’in bünyesinde bir de ‘Filmkolektif’ yapılarının olduğunu dile getiriyor; “Kısa film yapımı atölyeleri düzenlediğimiz Filmkolektif’te hem pratik hem teorik uygulamalar ile katılımcıların yaratıcılığını teşvik ediyor, onları üretime yönlendiriyoruz”
Fotokolektif Portre Atölyesi yürütücüsü Emrah Akyıldız, sekiz buçuk aylık bir program olan portre atölyesinde, katılımcıları portrenin en temel unsurlarından başlayıp ileri düzeye kadar götürdüklerini ifade ediyor ve şunları söylüyor; “Portreye bakış açımın geniş olduğunu söyleyebilirim. Terimsel olarak kişilerin yüz ifadelerinin tasvir edilip yansıtılması anlamına gelen portre kelimesinin kökenine baktığımızda çizmek ve betimlemek geliyor. Betimleme unsuru bizim için önemli Fotoğraf da bir tür var olan kişi ve nesnelerin yansıtılması olduğu için portre atölyelerinde bir anlamda fotoğrafın tüm temel ögelerini öğretmiş oluyoruz. Çünkü portre fotoğrafının temel ve prensiplerini öğrenen birisi bunu istediği alanda kullanabilir. Burada portre atölyesi vererek bir anlamda arkadaşlarımızın tüm alanlara yönlenmesine imkan tanıyacak altyapıyı sağlıyoruz.”
Bundan önce sivil toplum kuruluşu ve derneklerde faaliyet gösterdiğini belirten Akyıldız, Fotokolektif’in ismiyle müsama kolektif bir yapı olduğunu dile getirerek şunları söylüyor, “Derneklerdeki bürokratik yapı zaman zaman özgür çalışma ortamını engelliyor. Dolayısıyla burada daha özgür içerikler hazırlayabiliyor, daha geniş bir alanda hareket edebiliyoruz.”
Fotokolektif, hafta içi 14:00–21:00, hafta sonu ise 14:00–21:00 saatleri arasında sanata alternatif bakış açısı arayan Başkentli sanatseverler için ziyarete açık.