Borcu borçla çevirmenin göstergesi

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) geçtiğimiz yıla ait son verilerini açıkladı. Buna göre, aralık ayı itibarıyla Türkiye’de kredi kartı sayısı 117,7 milyon, banka kartı sayısı 189,5 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 90 milyonu buldu.
Bu verilere göre, bir önceki yılın aralık ayı ile kıyaslandığında, kredi kartı adedinde yüzde 18’lik, banka kartı adedinde yüzde 12’lik, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 26’lık artış gerçekleşmiş durumda.
Toplam kart sayısı ise 397,2 milyona ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artış göstermiş. Kart kullanacak yaşta olanları ve sokağa çıkamayacak kadar yaşlı olanları değerlendirme dışı tuttuğumuzda kişi başına düşen kart sayısı altıyı geçiyor. Bu durum bize, ekonominin geldiği durumu ve vatandaşın nasıl bir borç sarmalı içinde yaşam mücadelesi verdiğini açık-seçik gösteriyor.
BKM’nin aralık ayına ilişkin diğer tespitleri şöyle:
• Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile aralık ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 116 artarak 978,3 milyar lira oldu. Kartlı ödemelerin 818,2 milyar lirası kredi kartları ile yapılırken 142,6 milyar lirasında banka kartları, 17,5 milyar lirasında ise ön ödemeli kartlar kullanıldı.
• Kredi kartı ile yapılan ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 124, banka kartı ile yapılan ödemelerde yüzde 78 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 128 oldu.
• Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile aralık ayında yapılan toplam ödeme adedi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artarak 1,4 milyar oldu. Kartlı ödemelerin 809,8 milyonu kredi kartları ile yapılırken 525,4 milyonunda banka kartları, 109,9 milyonunda ise ön ödemeli kartlar kullanıldı.
• Kredi kartları ile yapılan ödeme adetlerinde büyüme oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24, banka kartları ile yapılan ödeme adetlerinde yüzde 15 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödeme adetlerinde ise bu oran yüzde 41 oldu.
Bunlar bir aylık verileri kapsıyor. Gelin yıllık duruma da bir göz atalım.
Kişi başı bireysel kredi kartı borç riski 30 bin lirayı aştı. Bireysel kredi kartı borçlarının, toplam Türk Lirası krediler içindeki payı son iki yılda iki katına çıktı. Yüzde 15’e ulaşan bu oran, 18 yılın en yüksek seviyesine işaret ediyor. Bireysel kredi kartı borç stoku toplam Türk Lirası krediler içindeki payını hızla arttırdı ve yüzde 15’e çıktı. Geçen yıl ocakta bu pay yüzde 8,8 seviyesindeydi. Bireysel kredi kartı borcunun payı en son 2006 Ocak’ta yüzde 15 seviyesini görürken toplam bireysel kartı borcunun yarısından fazlası faize duyarlı taksitsiz borçtan oluşuyor. Tüm bu anlattıklarımızı dört satırla özetlersek;
• Bankalara borçlu sayısı: 36,3 milyon
• Tüketici kredilerinin tutarı: 1,5 trilyon lira
 • Bireysel kredi kartı tutarı: 1,1 trilyon lira
• Takipteki alacaklar: 193,2 milyar lira
Vatandaşların, gelecek on yılı an itibariyle bankaların ipoteği altında. Bankalara olan kart borçlarının toplamı 2 trilyon liraya yaklaşmış durumda. Vatandaş, bankalardan kredi kartıyla nakit borç çekiyor, diğer bankaya olan borcunu ödemeye çalışıyor. Bu arada, borç miktarı da her geçen ay biraz daha büyüyor.
Sokağa çıkın sorun, bankaya borcu olmayan tek bir vatandaş bulamazsınız. Herkesin az ya da çok bir borcu var bankalara. Bunu fırsat bilen bankalar da, kredi kartı borçlarına uyguladıkları faiz oranlarını sürekli yükseltiyorlar.
Telefonuma her gün bankalardan kredi kartı limitinizi yükseltelim şeklinde mesajlar geliyor. Elbette ki, bu mesajları dikkate almıyoruz, ama sıkıştıkları için pek çok vatandaşımızı hemen bu taleplere olumlu cevap veriyorlar.
Bankalar burada bir uyanıklık daha yapıyorlar. Ödenmesi gereken asgari tutar üzerinden vatandaşları adeta soyuyorlar. Limit yükseldikçe, ödemeniz gereken asgari tutarda yükseliyor. Siz bu asgari tutarı ödeyemediğiniz durumda size öylesine acımasız bir faiz uyguluyorlar ki, feleğiniz şaşıyor. Hele nakit çekimlerine uyguladıkları faiz oranına katlanmanız mümkün değil.
Vatandaşların bu durumunu iyi bildikleri için de nakit çekimini kolaylaştırıyorlar, buna karşında nakit çekme faiz oranını katlamalı olarak uyguluyorlar. Ne yazık ki tüm bu soyguna da hükümetimiz seyirci kalıyor.
Bakın bankaların karlarında büyük artışlar yaşandığına ilişkin verilerin yayınlanması her ne hikmetse durdu. Bankalar ne kadar kar, hangi yollardan ve nasıl bir kazanç elde ettiklerine ilişkin verilere adeta ambargo uyguluyorlar. Ama şunu iyi biliyoruz ki, ülkemizde en karlı çalışan sektörlerin başında bankacılık geliyor.
Evet yazımızın başına dönersek, ülkemizde vatandaşlar gelecek on yılını bankalara ipotek etmiş durumdalar. Çocuğuyla, genciyle, orta yaşlısıyla, yaşlısıyla 85 milyon insanın yaşadığı bir ülkede 400 milyona yakın kredi kartı, banka kartı ve ön ödemeli kart olması sizce de makul müdür?