Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoteknoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Iraz Aktay, bitki büyüme verimini ve toprağın su tutma kapasitesini artıran mikrobiyal gübre üretti.
Aktay, çocukluğunda kurduğu gübre üretme hayalini üniversitede öğrencilik yıllarında gerçekleştirdi.
Üçüncü sınıfta danışman hocası Biyoteknoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuba Artan Onat ile hazırladığı “Siyanobakterilerin Mikrobiyal Gübre Olarak Kullanım Potansiyellerinin Araştırılması” projesiyle TÜBİTAK’tan destek alan Iraz, faydalı siyanobakterileri kullanarak, topraktaki inorganik fosfat miktarını azaltan, bitki büyüme verimini ve toprağın su tutma kapasitesini artıran düşük maliyetli mikrobiyal gübre üretti.
Aktay, Adanalı çiftçi bir ailenin kızı olduğunu ve çocukluğunda gübre üretme hayali kurduğunu anlattı.
“Mikrobiyal gübreler zararlı pestisitlere karşı dayanıklılık oluşturuyor”Lisedeyken bir ürün geliştirmek istediğinin farkına vardığını belirten Aktay, üniversitede biyoteknoloji bölümünü kazandığını söyledi.
Aktay, 3. sınıfta, danışman hocasıyla proje hazırladıklarını ve TÜBİTAK’tan destek aldıklarını aktararak, “Ailem kimyasal ve sentetik gübreler kullanılıyordu. Bu gübreler potansiyel kirleticiler olarak geçiyor. Toprak yapısını bozuyor, bitki büyüme verimini bir yıl arttırıyor, diğer yıl azaltıyor ve çiftçinin kazanç kaybına neden oluyor. Ama mikrobiyal gübreler aksine topraktaki inorganik fosfat miktarını azaltıyor. Bitki büyüme verimini ve topraktaki su tutma kapasitesini arttırıyor. Mikrobiyal gübreler aynı zamanda zararlı pestisitlere (Bitki ve hayvanlara zarar veren canlı organizmalara karşı kullanılan maddeler) karşı da dayanıklılık oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
Mikrobiyal gübrelerin mikroorganizmalardan üretildiğini anlatan Aktay, topraktan aldıkları bakterileri laboratuvar ortamında geliştirdiklerini vurguladı.
Çalışmalarında siyanobakterileri kullandıklarını kaydeden Aktay, şöyle konuştu:
“Siyanobakteriler bitki büyüme gelişimini teşvik eden yararlı bakterilerden biridir. Siyonabakterileri geliştirmek için düzenek kurduk. Çünkü siyonabakteriler fotosentez yapan bakteriler oldukları için ışığa ve sıcaklığa ihtiyaç duyuyor. Yüksek lisansımı bu konuda yaparak akademisyen olmak istiyorum. En büyük hayalim bu. Araştırmacı olabilmek için biyoteknoloji bölümünü tercih ettim. Aynı zamanda da girişimci olmak gibi bir hayalim var. Ürünümü üretime dönüştürmek için de çalışmalarım var. Endüstriyel üretime de geçmek istiyorum.”
Aktay, projesinin Anadolu Üniversiteler Birliği tarafından Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen II. AR-GE Proje Pazarı ve Üniversite Tanıtım Günleri’nde Tarım, Gıda ve Çevre Bilimleri kategorisinde 1. olduğunu aktardı.
“TAGEM bu konuda çok yoğun çalışmalar yapıyor”Aktay’ın danışman hocası Biyoteknoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Tuba Artan Onat da mikrobiyal gübrelerin toprağı korumak için son derece önemli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ülkemizde TAGEM (Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü) özellikle bu konuda çok yoğun çalışmalar yapıyor. Türkiye’de biyolojik kaynaklı gübre üretimi olsa da doğrudan mikrobiyal gübre üretimi yok ve bunu ne yazık ki Hindistan’dan almak zorundayız. Bu çalışmanın önemi kendi topraklarımızdan izole ettiğimiz mikroorganizmaları kullanıyoruz. Aynı zamanda Niğde bölgesinden izole ettiğimiz için kuraklığa direnç gösterebilecek mikroorganizmalarla kuraklık problemine de çözüm bulmayı hedefliyoruz.”
Onat, yurt dışında olan bir teknolojiyi Türkiye’ye kazandırmaya çalıştıklarına değinerek, sözlerini, “Bu noktadan sonra geçeceğimiz aşama endüstriyel üretim. Bunun için ne yazık ki ilk yatırım maliyetini karşılayamıyoruz. İlk yatırım maliyeti karşılandığında endüstriyel üretim yapabilecek noktadayız. Türkiye’de biyolojik girişimciliğin önemini anlatmayı ve öğrencilerimi buna yönlendirmeyi misyon edinmiştim. Iraz bu konuda çalışkanlığıyla bana destek oldu ve şu anda Türkiye’de biyogirişimciliğin öğrenci seviyesinden başlanarak yapılabildiğini göstermiş olduk.” diye tamamladı.