Gelecek hazırlamak veya geleceğe hazırlanmak

Gelecek hazırlamak zor iştir. Herkes başarılı olamaz. Hele bir milletin geleceğini hazırlayacak liderin insanını ve dünyayı tanıyan, donanımlı ve ülkü sahibi olması gerekir. Bu özellikleri taşımayanlar bırakın vatanının milletinin geleceğini hazırlamak, kendi geleceğini hazırlaması bile mümkün olmaz.Milletine Gelecek hazırlamak için yön çizebilme, öngörülü olmalı ve insanını devletinin yararına olan yöne kanalize edebilme becerisine sahip olması gerekir. En önemlisi de insanına kendini kabul ettirme ve güven duymalarını sağlayabilmelidir. Sadece geleceği hazırlamakta yeterli olmaz çünkü geleceğini hazırlamaya çalıştığın toplumun geleceğini kurtarmak ve onun için de gereken hamleler, atılımlar yapılmalıdır.Türk Devletlerinin devamı olan Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşında kendi istiklal ve istikbalini koruyamayacak durumdaydı. Tarihin birçok safhasında olduğu gibi yeni kurulacak Türk Devletinin ortaya çıkması için lider ve onu besleyecek kan damarları gibi güçlü verimli ekip gerekiyordu. Lider ve ekibi yapılacak işleme hazır olmalı ve inanmalıydılar. Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı Devletinin çöküş safhasına gelmesinden sonra planlar yapmaya başlamıştı. Sonra mücadeleye başlarken ve başladıktan sonra da arkadaşları bu mücadeleye, zafere inandırdı. Mustafa Kemal yirmili yaşlarda gidişatın iyi olmadığını görmüş, askeriyede ki dönem arkadaşlarına da bugün başımıza gelen felaketleri anlattığı belgelerle sabittir.Osmanlının son anlarına kadar Mustafa Kemal hazırlık yaptı. Prof. Dr. Celal Şengör Hoca “Dahi Diktatör” adlı kitabında bu konuyla ilgili şunları yazar. “Atatürk’ün sorun çözme yönteminin ilk basamağı çözülecek sorunun bileşenleri hakkında mümkün olduğunca çok ve sağlıklı bilgi toplamak olmuştur.” Sonra şöyle devam eder. “Atatürk’ün Yöntemi Atatürk tüm yaşamı boyunca;1) Önce karşısındaki sorunu iyi tanımaya ve tanımlamaya (Yani kodlamaya)2) Kendisinden önce bahis konusu sorun veya sorunlar için ortaya atılmış çözüm önerilerini iyi öğrenmeye ve bunların başarısızlık ve/veya uygunsuzluk nedenlerini doğru teşhis etmeye,3) Sorunun veya sorunların çözümü veya çözümleri için uygun varsayım önerileri üretmeye,4) Kendi önerdiği varsayımlara körü körüne asla bağlanmadan onları acımasız bir şekilde gözlem raporlarıyla denetlemeye,5) Başarısız olduklarına inandığı varsayımları derhal eleyerek yerlerine yeni gözlem temelini de dikkate alarak (yani kendi çözüm önerilerini başarısız kılmış olan gözlemleri de değerlendirerek) yeni varsayım önerileri üretmeye,6) Bu yeni varsayım önerilerini de daha önceki varsayımlar için yaptığı gibi gözlem raporları ışığında denetlemeye büyük önem göstermiştir. Bu yöntem, Atatürk’ün işlerini neredeyse bitirdiği yıllarda, Karl Popper’in tüm dünyaya gösterdiği gibi, doğa bilimlerinden bildiğimiz, bilimsel yönetimin ta kendisidir.” Diye Atatürk’ün bilimsel yolu kullandığını ve önceden hazırlıklarını yaptığını ortaya koymaktadır.” Bu da gösteriyor ki iyi yönetmek için önce milletini tanımalı sonra da onun menfaatine olan hamleleri yapabilmelidir. Gelmeden gelecek hakkında fikir sahibi olunarak hazırlıklı olunmalıdır. Ancak o zaman devletinin ve milletinin geleceğini hazırlamış olur.Yarınlara sağlıklı hazırlanmamız dileği ile.