Jeoloji mühendisleri afet riski azaltma konusunda uyardı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1989 yılında üye ülkeler arasında afet risklerinin azaltılması kültürünü teşvik etmek amacıyla 13 Ekim ‘Uluslararası Afet Riskini Azaltma Günü (IDDRR)’ olarak belirledi. Afet Risklerinin Azaltılması Günü BM tarafından her yıl farklı bir tema ile kutlanmakta olup, 2023 yılı ana teması; ‘Dayanıklı Bir Gelecek İçin Eşitsizlikle Mücadele’ olarak belirlendi. Tema kapsamında, Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin afetler ve eşitsizlik arasındaki karşılıklı ilişkiyi irdelemeleri ve araştırmaları istenilmekte. Eşitsizlik ve afetlere karşı savunmasızlık aynı madalyonun iki yüzü olup, afetlerin etkilerinin eşitsizlikleri daha da arttırdığı ve en fazla risk altında olanları yoksulluğa ittiği de bilinmekte.
13 Ekim ‘Uluslararası Afet Riskini Azaltma Günü’nün bu yıl ki ana teması; ‘Dayanıklı Bir Gelecek İçin Eşitsizlikle Mücadele’ olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Ana tema ile; yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılık artan afet riskinin nedenleri ve sonuçları olduğu. Eşitsizlik, insanları felaketlere karşı savunmasız ve savunmasız hale getiren koşulları yaratığı, afetlerin aynı zamanda en yoksul ve en fazla risk altındaki insanları orantısız bir şekilde etkileyerek eşitsizliği daha da kötüleştirdiği, bu nedenle afetlere karşı savunmasızlığın azaltılması için konunun tüm boyutları ile ele alınmasını gerektiği. Mevcut iklim tahminlerine göre 2030 yılına gelindiğinde dünyada yılda yaklaşık 560 felaket olayı ile karşı karşıya kalınabileceği, bunun sonucu olarak en iyi tahminlere göre 37,6 milyon kişinin, en kötü senaryoya göre ise 100,7 milyon kişinin daha iklim değişikliğinin ve afetlerin etkileri nedeniyle aşırı yoksulluk koşullarında yaşamak zorunda kalabileceği. İnsanların afet zararlarına maruz kalma oranını ve zarar görebilirliğini azaltmak için tasarlanmış, dikkatli ve koordineli planlama yoluyla, tehlikelerin yıkıcı gücünün dizginlenebileceği veya başka bir deyişle felakete dönüşmesinin engellenebileceği. Hem orantısız afet etkilerini ve riske maruz kalma durumunu daha iyi anlamak hem de dayanıklılık oluşturma planları konusunda toplumu bilgilendirmek için, ayrıştırılmış verilerin toplanması ve kullanılmasına daha fazla yatırım yapılması gerektiği, yönünde topluma mesaj verilmek istenilmekte.”
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin sonuçlarını hatırlatan Alan, “Ülkemizde doğa kaynaklı afetlerle mücadele için milat olduğu düşünülen 1999 depremin üzerinden 24 yıl geçmesine ve birçok ulusal ve uluslararası çerçeve anlaşmalarına imza atılmasına rağmen, doğa kaynaklı afetler karşısındaki toplumsal, sosyal, ekonomik, kurumsal ve teknik altyapımızdaki kırılganlık katlanarak artmış, bunun bir sonucu olarak 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler sonucunda 50 bini aşkın vatandaşımız yaşamını yitirirken, 100 bini aşkın vatandaşımız yaralanmış, 310 bine yakın bina ile çok sayıda altyapı ve enerji tesisi  yıkılmış veya ağır hasar görmüş,  yaklaşık 1.5 milyon insanımız  ‘çadır-konteyner’ kentlerde yaşamak zorunda kalmış, yüzbinlerce insanımız da başka kentle göç etmek zorunda bırakılmıştır. Hızlı kentleşme, planlama ve denetim konusundaki eksiklikler, yerel yönetimlerdeki kapasite yetersizliği, kamuda zarar azaltma ve hazırlık faaliyetlerinden ziyade kriz yönetimine odaklanma, kentsel planlama ve yapı üretim ve denetim süreçlerinde jeoloji mühendisliği başta olmak üzere, planlama ve mühendislik hizmetlerinin göz ardı edilmesi, sorunları daha da büyütmekte” dedi.
AFET BAKANLIĞI KURULMALI6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri bizlere afetlerle mücadelede başarılı olmak için odanın önerilerini sıralayan Alan, şunları söyledi:
“Ülkemizin afet zararlarından en az oranda etkilenmesini sağlamak için bu alanda uluslararası gelişmeleri takip edip, politika ve strateji geliştiren, kurumlar arası eşgüdüm ve koordinasyonu sağlayan,  afet risklerini azaltma konusundaki politika, strateji ve uygulamaları takip edip, günün gelişmeleri çerçevesinde mevzuat ve uygulama birliğini sağlayan, ulusal bazda, deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, sel ve taşkın gibi doğa kaynaklı afet risklerinin azaltılması konusunda ‘erken uyarı sistemlerini’ kurup işletecek kurumsal bir altyapıya olan ihtiyacı her geçen gün büyümektedir. Bu amaçla ülkemizin afetlere hazır hale gelmesi için acil bir şekilde ‘Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığının’ kurulması sağlanmalıdır.
AFET RİSK AZALTMA KANUN TEKLİFİ YASALAŞMALIÜlkemiz tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi afet sonrası acil durumların yönetimi, müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtulmalı, afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna daha fazla odaklanmalıdır. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlıkları yıllardır sürdürülen ‘Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı’ ilgili tüm kişi ve kurumlarında görüşleri alınarak zenginleştirilmeli ve zaman geçirmeksizin TBMM’sine sevk edilerek, yasalaştırılmalıdır.
AFETLERİN YOKSULLARI VURMASI ENGELLENMELİ6 Şubat 2023’de meydana gelen Kahramanmaraş depremleri bizlere, en çok can ve ekonomik kaybının düşük gelire sahip yoksul halk kesimleri ile Suriye’de ki iç savaştan kaçıp ülkemizde sığınmacı konumunda bulunan insanları etkilediğini gösterdi. Depremden sonra, görece ekonomik durumu iyi olan vatandaşlarımız deprem bölgesi dışına taşınarak yeni bir yaşam kurma çabalarını sürürken, yoksul halk kesimlerin ise çadır ve konteyner kentlerde günlük yaşamlarını kamunun dağıttığı yardıma muhtaç ve doğanın zorlu koşulları ile mücadele içinde geçirme gayreti içine düştüler. Afetlerin neden olduğu yoksulluk ve eşitsizliğin önlenmesi amacıyla deprem bölgesinde başlatılan yeniden yapılanma ve inşa çalışmalarına hız verilmeli, barınma sorunu acilen çözülmeli, iş ve istihdam olanaklarının geliştirilmesi için özel çaba sarf edilmeli. Ayrıca AFAD Başkanlığı gerek 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler, gerekse bundan sonra yaşanacak afetlerin neden olabileceği yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılığın önlenmesi için özel araştırmalar yaparak stratejiler geliştirmeler.
TARAP HAYATA GEÇİRİLMELİTürkiye Afet Risk Azaltma Planı 2022-2030 (TARAP), bundan önce hazırlanan strateji ve eylem planları ile raporların akıbetine uğramaması ve yaşama geçirilebilmesi için eylemliliklerden sorumlu kurumlarım bilgilendirilmesi, bu eylemlilikleri yerine getirebilmek için gerekli finansal kaynakların yaratılması, sürekli izleme, kontrol ve denetim mekanizmaları oluşturularak hayata geçirilmesi sağlanmalı, buna ilişkin bilgiler düzenli olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
ERKEN UYARI SİSTEMLERİ KURULMALIErken uyarı sistemleri, afet risklerinin azaltılmasının önemli bir bileşenidir. Doğal tehlikelerin ekonomik etkisini azaltmanın yanı sıra can kayıplarını önlemektedir. Çoklu tehlike erken uyarı sistemlerinin ve afet risk bilgilerinin kullanılabilirliği arttırılmalı, bu kapsamda Afet ve Acil Durum Başkanlığı tarafından deprem, heyelan, tsunami, çığ, yangın, volkanlar, sel ve taşkın, fırtına gibi doğa kaynaklı afetlere ilişkin erken uyarı sistemleri acilen inşa edilerek, ülke insanımızı afet tehlikelerinden korunması sağlamalıdır.
Deprem, sel, taşkın, heyelan gibi doğa kaynaklı her bir afet tehlikesi için tekil veya çoklu tehlike haritaları üretilerek mekânsal planlama sürecine entegre edilmesi sağlanmalı, fay zonları üzerinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu belirlenen sakınım bantları ile DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan havza plan ve raporlarında belirtilen ‘Taşkın Tehlike Haritaları’ndaki riskli alanlar imar planlarına işlenmeli, bu alanlarda bina ve bina türü yapıların yapılmasına sınırlama getirecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.
KENTSEL DÖNÜŞÜM KANUNU DEĞİŞTİRİLMELİBüyükşehir belediyeleri öncelikli olmak üzere ülkemizdeki tüm illerin 1/1000 ölçekli Jeolojik-Jeoteknik ve Mikrobölgeleme Etütleri hızla tamamlanarak, bu etütlerin sonuçlarına göre bütünleşik tehlike ve afet master planları hazırlanmalı; afet güvenliğinin gerektirdiği imar plan revizyonları ve diğer risk azaltma önlemleri ile uygulanmalıdır. Kent yağması ve kentsel rantın dönüştürülmesinin aracı haline getirilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ülke insanımızın afet tehlike ve risklerine karşı korunmasını sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi sağlanmalıdır.”
13 EKİM’İN MİLAT OLMASINI DİLİYORUZYapılan açıklamada son olarak, “13 Ekim 2023 ‘Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Gününün’ ülkemiz afet risklerinin azaltılmasında toplumsal farkındalığımızın yükseldiği bir gün olmasını ve ilgili tüm kişi ve kurumları, bu senenin teması olan ‘dayanıklı bir gelecek için yoksulluk, eşitsizlik ve ayrımcılıkla mücadele’ edilmesi konusunda milat olmasını ve ülkemizde de hayata geçilmesini diliyoruz” denildi.