Niye çalışıyorsunuz ki?

Daha düne kadar emekli asgari ücreti olan 7 bin 500 lira ile nasıl geçim ettiğini konuşurken bugün yine emekliler üzerinde çok daha farklı bir konuyu tartışır hale geldi. Hükümetimiz geçtiğimiz günlerde emeklilere bir kereye mahsus olmak üzere 5 bin lira ikramiye vermeyi kararlaştırdı. Ama tek bir şartı vardı emekli çalışıyor olmayacaktı. Çalışan emekliler bu ikramiyenin dışında tutuldu. İşte bu noktadan sonra tartışmalar başladı. Hemen peşin peşin söyleyelim böyle bir ayrımcılığı kabul edilebilir bulmuyoruz. Böyle bir ayrımcılığı, çok değil nisan ayında bir kere daha yaşamıştık. Hatırlayacaksınız, asgari emekli maaşı bir anda yapılan seyyanen artışla 7 bin 500 liraya çıkarılmıştı. 8 milyon 800 bin emekliyi kapsayan artıştan diğer emekliler yararlandırılmamış, böylece devlete daha yüksek prim ve vergi ödeyenler cezalandırılmıştı. Şimdi, bir kere daha benzer bir haksızlığın yapıldığını görüyoruz. Öncelikle belirtelim, bir emekli, ihtiyacı olmasa, 65-70 yaşından sonra niye çalışsın. Neden, evinde ailesiyle birlikte oturup kalan ömrünü huzur içinde geçirmek istemesin? Evet, emeklilerimiz tüm zorluklara karşın yeniden çalışmaya başlıyorsa geçinemediği içindir, yoksa zevk için gidip apartman merdiveni temizlemez, sırtında kilolarca yükle sırt hamallığı yapmaz.Emekli olarak çalışan bir vatandaşımız, kadrolu yani yasal olarak çalışıyorsa ve de asgari ücrete talim ediyorsa her ay devlete 4 bin 443 lira vergi veriyor. Bu paranın bin 157 lirasını çalışan, 3 bin 286 lirasını da işveren o işçi adına devlete vergi ve sigorta prim payı olarak ödüyor. Bu toplamda yıllık 54 bin liraya yakın bir paranın devletin kasasına girmesi demek. Oysa, devlet bu paraya karşılık ödemesi gereken 5 bin lira ikramiyeyi emekli vatandaşından esirgiyor. Çalışma bakanımız, hayırlı ve güzel bir iş yaptıklarını söylüyor. 13 milyon emeklinin bu ikramiyeden yararlanacağını ve buna karşılık Bir diğer bakanımız, Hazineden 61 milyar liralık bir kaynağı tüm zorluklara karşın bu iş için ayırdıklarını belirtiyor. Kalan 3 milyon emekli için, toplamda verilecek 20 milyar lira için kaynak bulunamadığını ise Hazine ve Maliye Bakanımız ifade ediyor.Tüm bu sözlere konuşulurken, Merkez Bankası Başkanı Erkan, bu yılın ilk yarısında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sahibi olanlara 150 milyar liralık ödemenin yapıldığını açıklıyordu. Bu yılın kalan kısmı ile 2022 yılı bu hesabın dışında. Şimdi sormak istiyoruz; 16 milyon emekli için 80 milyar liralık bir ikramiye için aylardır “ipe un serenlerin” iki milyon civarındaki KKM hesabı sahibine ödediği milyarlarca lira için nasıl kaynak bulduklarını öğrenmek istiyoruz. Geçiş garantili yollar, köprüler, tüneller, yolcu garantili hava alanları ve de hasta garantili şehir hastanelerin müteahhitlerine “garanti edilen miktarı ödemek için” oluk oluk nasıl ödeme yapıldığını bilmek istiyoruz.Devlet, bizlerin ödediği vergilerle oluşturduğu bütçe çerçevesinde başta vatandaşının ihtiyaçlarını karşılamak üzere harcamalar yapar. Yol yapmak, köprü yapmak, hastane açmak, hava alanı inşa etmek devletin asli görevleri içinde yer alır. Bunları da yaparken öncelikleri belirler, tespitleri doğrultusunda, bir sıra içinde gerçekleştirir. Ancak, vatandaşlarının ihtiyaçlarını da göz ardı edemez. Çalıştırdığı memurların, emekli ettiği çalışanların haklarını da bu çerçeve içinde yerine getirir. Ama şimdi, uygulanan hatalı ve yanlış ekonomi politikalarının faturasını vatandaşlarına çıkarmak isteyen bir yönetim görüyoruz. Eğer bu ülkede, milyonlarca insan, hakkı olan 5 bin liranın peşine düştüyse orada bir yanlışlık yapılıyor demektir. Bu yanlışlıktan dönmek bir erdemdir. Kaldı ki, her gün milyonlarca lira “itibardan tasarruf olmaz” mantığı ile harcanırken, çalışan emeklilerden esirgenen 20 milyar liranın “esamesi” bile olmaz.