Bugün 1 Kasım… Saltanatın kaldırılması… Bundan tam 101 yıl önce Saltanat kaldırıldı. Saltanatın kaldırılması; Mudanya Mütarekesi sonrasında, emperyalistler, Saray ve İstanbul Hükümetinin somut ve çok tehlikeli hamleleri sonucu alınan zorunlu bir karardır. Bundan 101 yıl önce, Mustafa Kemal Atatürk’ün Meclis’te yapılan toplantıya kritik bir müdahalede bulunmasıyla saltanat kaldırılmış, 623 yıllık Osmanlı hanedanın egemenliğine son verilmişti.
Mudanya Mütarekesi ile masa başında da yenilgiye uğrayan 1. Dünya Savaşının galip ülkeleri, Lozan’da yapılacak barış konferansına İstanbul Hükümetinden de delege istemişler, Sadrazam Tevfik Paşa da Padişah’ın onayı ile bu konuda Ankara ile yazışmalara başlamıştır. Emperyalist ülkelerin bu çağrı ile yaratmak istedikleri iki başlılık, galip Ankara’nın gücünü kırma amaçları ve Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’un aldığı teslimiyetçi tutum göz önüne alınarak 30 Ekim 1922 günü TBMM konuyu görüşmeye açmıştır.
1 Kasım 1922’de Meclis’te yapılan toplantıya katılan Mustafa Kemal’in müdahalesi ile saltanat tarihe gömülürken bundan 16 gün sonra Sultan Vahdettin (VI. Mehmed), bir İngiliz zırhlısına binerek Malta’ya kaçmıştı. Saltanatın kaldırılmasına yol açan olay, Kurtuluş Savaşı’nın başarı ile sonuçlanmasından sonra toplanması öngörülen Lozan barış konferansına Ankara ve İstanbul hükûmetlerinin birlikte davet edilmeleriydi.
Yine bu günlerde Keçiören’deki Refet Paşa’nın bağ evinde Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Ali Fuat Paşa ve Refet Paşa arasında yapılan, Kazım Karabekir’in de telgraf başında katıldığı ve sabaha kadar süren toplantıda, en yakın arkadaşlarının yaptığı konuşmalar, saltanat yanlısı tutumları ve o bağ evinde Atatürk’e kurulmak istenen tuzak tarihimizin az bilinen sayfalarından biridir.
Atatürk devrimci tutumunu Büyük Nutuk’ta şöyle anlatıyor;
“31 Ekim (1922) günü Meclis toplanmadı. O gün Müdafa-i Hukuk gurubu toplantısı oldu. Bu toplantıda Osmanlı egemenliğinin kaldırılmasının zorunluluğu üzerine konuştum. 1 Kasım 1922 günü Meclis toplantısında yine bu konu üzerinde uzun görüşmeler oldu… Üç komisyon bir odada toplandı. Biz çok kalabalık olan bu odanın bir köşesinde tartışmaları izliyorduk. Bu biçim görüşmelerin gereken sonuca ulaşmasını beklemek boşunaydı. Bunu anladık. En sonunda Karma Komisyon Başkanlığından söz aldım. Önümdeki sıranın üzerine çıktım. Yüksek sesle şunları söyledim. ‘Efendiler’ dedim. ‘ Egemenlik, hiç kimsece, hiç kimseye, bilim gereğidir diye, görüşmeyle, tartışmayla verilmez. Egemenlik; güçle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıl boyunca sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk ulusu artık yeter diyerek, bunlara karşı ayaklanıp egemenliğini eylemli olarak kendi eline almış bulunuyor. Bu bir oldubittidir. Söz konusu olan ulusa egemenliğini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız, sorunu değildir. Sorun, zaten oldubitti durumuna gelmiş bir gerçeği açıklamaktan başka bir şey değildir. Bu, ne olursa olsun yapılacaktır. Meclis ve herkes sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa gerçek yine yöntemine göre saptanacaktır. Ama ihtimal bazı kafalar kesilecektir.”
Mustafa Kemal Atatürk’ün, önündeki sıranın üzerine fırlayarak yaptığı bu tarihi konuşma, gerçek bir devrimcinin, milletinin elde ettiği zaferi korumak için gösterdiği kararlılığın ifadesidir. Bu konuşmadan sonra saltanatı savunanlar “Bağışlayınız Paşa Hazretleri, biz sorunu böyle düşünememiş, başka bakımdan ele almıştık” diyerek itirazlarından vazgeçerler ve yasa oybirliği ile kabul edilir.