Seçimlerden sonra anayasa konuşulacak

– Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Yılmaz Akçil için Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda yemin töreni düzenlendi. Törende AYM Başkanı Zühtü Arslan da konuşma gerçekleştirdi. Can Atalay hakkında AYM tarafından verilen hak ihlali kararının uygulanmaması nedeniyle yaşanan tartışmaların ardından ilk kez Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yan yana gelen Arslan,  “AYM’nin verdiği karara, görüş ve yorum farklılıklarının bulunduğu gerekçesiyle uyulmamasının hiçbir anayasal ve yasal zemini, temeli yoktur. Elbette AYM’nin kararlarını ve yorumlarını beğenmeyebilir, katılmayabiliriz ama uygulanması bir anayasal zorunluluktur” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Zühtü Arslan’ın konuşmasına sosyal medya hesabından yanıt verdi. Uçum daha önceki AYM ile ilgili görüşlerini alıntılayarak, “Anayasa m. 153 hükmü bireysel başvuru ihlal kararlarını kapsamaz. Ayrıca usul hukukumuzda ‘yeniden yargılama’ bağımsız bir kurum değildir. Yargılamanın yenilenmesi/iadesi kararına bağlı yargılama faaliyetine yeniden yargılama denir. Yargılamanın yenilenmesi/iadesi kararı verme yetkisi karar yeri mahkemelerine aittir. Ayrıntılar ve konunun diğer tüm yönleri ekli yazıda işlenmiştir” açıklamasını yaptı.
Yaşanan süreci değerlendiren Prof. Dr. Bahadır Erdem, “Mehmet Uçum’un kendi yorumu. Anayasal bir dayanağı yok. Anayasaya göre Anayasa Mahkemesinden daha yetkili bir kurum yok. Dolayısı ile Anayasa Mahkemesinin kararlarını beğenmeyebiliriz fakat uygulamak zorundayız. Dolayısı ile yapılan anayasa ihlalidir. Mehmet Uçum’un yorumu da dayanaksız. En tehlikelisi ise bir kişiye dayanarak Ceza Mahkemesi veya Yargıtay kendine göre bir yorum yaparak Anayasa Mahkemesinin kararını uygulamama cüretini göstermesidir. Yorum yapmak, farklı düşünmek ayrı bir şeydir kararı uygulamamak ayrı bir şeydir. Anayasa Mahkemesinin kararına uymamak Anayasal bir suçtur. İktidar yargı üzerinde bir baskı kurmak için dayanaksız yorumlar ile yargı Anayasa Mahkemesine uymadı” diye konuştu.
İktidar içinde ve iktidarın diğer ortakları arasında da konuya ilişkin bir görüş birliği olmadığını ifade eden Erdem, “Bu kriz içinde yani Yargıtay ve Anayasa Mahkemesinin arasındaki kriz aslında havuç göstermek gibi bir durum. İktidar kendisini kimlerin desteklemesini istiyorsa ona göre konumlandırıyor. Yerel seçimlerden sonrası için bir Anayasa yapacaklarını ve destek verenlerin görüşlerine yer vereceği gibi bir sonuç çıkıyor. Yani ile AK Parti yeni yapacağı anayasa çalışmalarına şimdiden toplumsal destek arıyor diyebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda da iktidar Anayasa değişikliği yapmış ve bir türlü istediği sonuçları alamamıştı. En önemlisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten de iktidar aradığını bulamadı. Bu sistemden ve yüzde 50 barajından kurtulmak için Anayasayı tekrar değiştirmek istiyor. Bu sistemin olumsuz etkisi her alanda etkisini gösteriyor. Sisteme geçişle birlikte ekonomik sorunlar arttı, hukuka duyulan güven azaldı, dış politikada da kendisini gösteriyor. Siyaseti de çok derinden etkiledi. İki kutuplu sistem siyasetin daha sert ve saygı çerçevesini zorlayan bir hal almasına neden oldu. Her bakımdan sorunlar artarak devam etti” dedi.
İktidarın yaşanan yargı krizini koz olarak göstererek yeni Anayasa çalışmalarına odaklandığını ve bu değişiklik için özellikle yerel seçimlerden çıkacak sonuçları beklediğini kaydeden Erdem, “İktidar dediğim gibi yargı krizini havuç olarak gösteriyor. Yerel seçimlerin sonucuna göre daha sert bir anayasa hazırlığı başlatacaklardır. Seçimlerde ne kadar güç kazanırlarsa anayasa da o derece sert olacaktır. O yüzden yerel seçimlerde iktidarın güç kazanması yeni anayasanın sertliğini artıracak. Yerel seçimler öncesi yapması ise bilinçli bir durum. Anayasa değişikliği yerel seçimler sonrasında netleşecektir” söyleminde bulundu.