İsrail Filistin savaşının bölgeye ve tüm dünyada etkisinin olabileceğini fakat İsrail’in gözünü karartıp İran’a yönelik bir savaş başlatması durumunda ise çok büyük sorunlar yaşanacağını söyleyen Civelek, “1990ların sonunda ABD yeni bir ‘oyun’ açtı. Oyunun adına ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ (BOB) dedi sonra adını değiştirdi. Bu oyunun tutmuş olsaydı Cebelitarık Kanalın’dan Uygur Türklerine, Polonya’dan Suudi Arabistan’a kadar bölge harita yeniden şekillenecekti ve yeni küçük devletler kurulacaktı. Bu plan tutmadı. Bu planı hazırlayan ABD’li Neoconlardı şimdi onlar ABD siyasetinde yoklar. Bu gelişmeler İsrail’in bölgesinde geleceğini de olumsuz etkiledi. Eğer ABD’de bölgeden giderse İsrail’in bu coğrafyada kalabilmesi imkansızlaşacaktır. Bunun için İsrail gözünü karartı ve Filistin’i tamamen yok etmeye çalışıyor. Yapabilir veya yapamazlar bu farklı bir konu. Fakat İsrail, Hamas’ı karşısına alıyorsa İran’ı da karşısına almış demektir. ABD panik içinde konu büyümesin İsrail-İran savaşına dönüşmesin diye uğraşıyor. Gönderilen uçak gemileri İran’ı korkutmak için mi yoksa İsrail’e sakin ol diyebilmek için mi? Asıl soru burada bu olmalı. Eğer ABD engel olamaz ve İsrail-İran savaşı çıkarsa petrolün varil fiyatı 200 doları bulabilir. Enflasyondaki artış bankacılık sistemini çok ciddi sorunlu hale getirebilir. ABD’nin gücü tüm dünyada kaybolmaya başlayabilir. İsrail de bölgede yok olur. Büyük satranç tahtasında ABD ve İsrail kaybeden olma tarafına daha yakın. Onun için panikteler. 2024 yılında ABD seçime gidecek ve muhtemelen Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump olacak. Neoconcular kaybedecek. Irak, Suriye… ABD başladığı hiçbir işte hedefine ulaşamadı. BOB tutmadı. Şimdi de soykırımdan mağdur olanlar Filistin de soykırım yapar hale geldi. Dünya da ne yazık ki ağzını açmıyor. Pandora’nın kutusu açtılar” dedi.
Bölgede İsrail’in tutumu sonrası dengelerin değiştiğini belirten Civelek, “İsrail’in Filistin’e yönelik yaptığı savaş suçları bölgedeki gücünü de kırdı. Suudi Arabistan, Katar bugüne kadar İsrail’e verdiği desteği kırdı. 1973’te başlayan İsrail devleti süreci tersine işlemeye başladı. Bundan sonra bölgede kan durmaz. Eğer İsrail yeni dünya savaşını Ortadoğu’da başlatmak istiyorsa İran’a yönelik savaş açabilir. Ülkemizde sözde aydınlar da olayı büyük açıdan yorumlamak yerine ABD yancılığı yapmayı tercih ediyor. Süreç ABD açısından tam bir kaosa evrilmek üzere. Filistin’de soykırımı göze almak büyük bir çaresizliktir. Batı kendi değerlerini hiçe sayarak bu soykırıma sessiz kalıyor. Demokrasiyi savunanlar, özgürlükten yana olanlar soykırıma sessizler. Eğer bölgede dengeler değişirse ki o yöne doğru ilerliyor. İsrail’de tersine göç süreci başlar. Güvensiz ortamda yaşamayı kimse göze almaz. Bölgede de kalanları Filistin kendisine bağlar. Süreci kontrol edemiyorlar. Bir yerleri havan bombalamakla çözüm sağlayamazsınız. BOB ABD’nin bölgedeki gücünü ve İsrail’in varlığını sağlayacaktı ama geldiğimiz noktada bu şu an için mümkün görünmüyor” dedi.
PLANIN RAFA KALKMA İHTİMALİ DAHA YÜKSEKGeçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Yardımcı Cevdet Yılmaz’ın 5 yıllık Kalkınma Planını TBMM’ye göndermesini ve planı değerlendiren Civelek, böylesine kaotik bir ortamda yatırımcının bölgeye gelip yatırım yapma olasılığının çok düşük olduğunu belirtti. Civelek, “Türkiye 1963 yılında Devlet Planlama Teşkilatını kurdu ve planlamaya geçti. 15 yıllık perspektif planlar, 5 yıllık planlar ve yıllık planlar yapılmaya başlandı. Bu planlar açıklandı ama siyasiler bu planlara uymadı. Oy kaygısı ile planlar sürekli rafa kalktı. 12 Eylül darbesiyle Türkiye küreselleşmeye tamamen kendini kaptırdı. Küreselleşme de planlamayı rafa kaldırdı. Sermaye ayrıcalıklı bir sınıf haline geldi ve özellikle yabancı sermaye planları tanımadı kendi bildiğini yaptırmak için siyaseti bile kullandı. Sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı da tamamen kapatıldı. Şimdi plan hazırlanıyor ama bu planların nasıl bir bakış açısı var? Küreselleşmeden uzaklaşılıyor mu? Baktığınızda böyle bir şey göremiyorsunuz. Tam tersine daha çok yabancı sermaye odaklı ilerlemeye çalışılıyor. Haliyle bu planlar da rafa kalkıyor. Bu planlar yabancı yatırımcıyı çekmek için yapılsa da belirsizliğin had safhada olduğu bir ortamda hiçbir yatırımcı yatırım yapmaz. Bu planlar da zaten yabancı yatırımcı için değil iç piyasadaki dolarizasyonu kırmaya yönelik. Yani vatandaşın yabancı paraya kaçışını durdurmak amaçlı. Beklentileri yönetebilmek için yapılıyor. Ali Babacan döneminde bütçe açığının artmasını önlemek için mali disiplin düzenlenmişti. Yine kademeli olarak bütçe açığının düşürmek için bir hazırlık yapılmış. Fakat dünyada işler kötüye giderken böyle bir planın uygulanması çok zor. Ukrayna savaşı devam ederken İsrail Filistin savaşı başlamışken yabancı yatırımcının bu bölgeye gelmesi çok zor. Hazırlanan planın da daha önceki planlar gibi rafa kalkma olasılığı ise çok yüksek” değerlendirmesinde bulundu.