Tanıdık hayatların izinde öyküler

Müge Ceyhan, öykülerinde adeta içinde kaybetmeye gönlünün el vermediği, yıllar boyunca özenle sakladığı insanların ve nesnelerin izlerini paylaşabilmek için okuyucuyu çağırıyor. Tablolarının hikayelerini yazdığını ve çocukluk anılarının hikayelerini beslediğini söyleyen Ceyhan, ressam kimliğini ve öykücü kimliğini bir arada sunuyor.
Öykülerinde herkesin hayatında kendinden bir parça bulabileceğini söyleyen yazar, okuru hayrete düşürmeyecek ama burnuna tanıdık bir koku getirecek yaşanmışlıklar olduğunu söylüyor.
“RENKSİZ VE KELİMESİZ BİR HAYAT DÜŞÜNEMEM”Kelimeler ile kendisini daha net ifade ettiğini söyleyen Müge Ceyhan, renksiz ve kelimesiz bir hayat düşünemeyeceğini belirtiyor. “Bence renkler zaten vardı, bana yalnızca onları tuvale yerleştirmek kalmıştı” şeklinde konuşan Müge Ceyhan, Mario Levi’den aldığı dersler sayesinde öykülerinin yerini bulduğunu söylüyor.
“Letafetsiz Ama Evladiyelik Öğütler” kitabında yer alan Mermer ve Pencere Kenarında gibi öykülerinin aynı zamanda tablo olduğunu belirten yazar, bazı öykülerinde ailesinden, arkadaşlarından, sevdiği ya da kırgın, kızgın olduğu kişilere yer veriyor. En sevdiği öykülerinden birinin “Masa Örtüsü” olduğunu söyleyen yazar, kitapta yer alan bu kısacık hikâyenin boyundan büyük duygular taşıdığından bahsediyor.
Kariyerine profesyonel ressam olarak başlayan Müge Ceyhan’ın edebiyatla olan ilişkisi lise yıllarında yazdığı şiir ve öykülerle başladı. Ceyhan, 2020 yılında Çevir Sayfalarımı isimli ilk şiir kitabını yayımladı. 2022 yılında ise İlyas Halil Öykü yarışmasında Kokulu Silgi isimli öyküsüyle birincilik ödülüne layık görüldü. Resim ve edebiyat sanatını iç içe geçiren Müge Ceyhan; ressam, resim eğitmenliği ve kısa öykü yazarlığı yapıyor.