Türkiye önceliklerini belirlemeli

Türkiye 31 Mart yerel seçimlerine giderken iç ve dış politikada hareketli günler yaşıyor. Yenilik Partisi Genel Başkanı ve emekli Büyükelçi Öztürk Yılmaz, Türkiye’nin iç ve dış politikada önceliklerini belirlemesinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti. Türkiye’nin bir yandan iç ve dış politikada önceliklerini belirlemesi gerekirken, diğer yanda ekonomik istikrarı sağlayan politikaları hayata geçirmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi:
“Bir yandan iç ve dış politikada önceliklerini belirlerken, diğer yandan ekonomik istikrarı sağlayıcı politikaları oluşturmak önem taşıyor. Bunun nedeni öncelikle toplumsal bölünmüşlüğe son verilmesi. Türkiye için bu konu önemli, toplumsal bölünmüşlüğe bir an önce son verilmeli. İktidar partisinin bunu yapması kolay görünmüyor içinden geçtiğimiz süreçte. Türkiye’yi yalnız bırakarak, ekonomiyi istikrarsız duruma getirerek, kutuplaştırmayı keskinleştirerek tekrar toplumun yüzde 50’sine dönük anlayışını sürdürürseniz, bu alışkanlığınızdan vazgeçmezseniz, Türkiye için olumlu sonuç ortaya çıkmaz. Öyle görünüyor ki 31 Mart seçimlerinden sonra Türk siyasetinde kartlar yeniden karılacak. Türkiye’deki siyasi partiler ve siyasi partilerin liderleri sorgulanacak.”
31 Mart yerel seçimlerini ardından erken seçim beklenmesinin sürpriz bir beklenti olmadığını ifade eden Yılmaz, “31 Mart seçimleri aynı zamanda AKP iktidarını erken seçime götürecek toplumsal iradeyi ortaya çıkaracaktır. SEÇSİS sisteminin eksikleri, parmak boyasının kullanılmaması, yine mühürsüz oy pusulası meselesinin gündeme gelecek olması ihtimali bu seçimin demokratik ortamda geçtiğine ilişkin meşruiyeti topluma anlatmakta zorlaştıracak unsurlar olarak göze çarpmaktadır. AKP iktidarı seçimi açık ara kazansa bile bu demokratik meşruiyeti nasıl anlatacak doğrusu merak ediyorum. Bu nedenle seçimlere katılmamayı da biz parti olarak uygun gördük. İktidar bütün devlet imkanlarını yine bu seçimde kullanacak. Seçim güvenliğinin çok tartışılacağı bir ortam söz konusu. Bu seçimlerde iktidarın işi zor. Aynı şekilde muhalefetin işi de zor. Yine seçim güvenliği muhalefeti ikna edebilecek mi göreceğiz. Bu konuda defalarca uyarı yaptık” diye konuştu.
Türkiye’nin öncelik verdiği bir dış politika gündeminin de içinden geçtiğimiz süreçte görülmediğini anlatan Yılmaz, “Türkiye ne yapacak? AB politikalarına uygun mu hareket edecek? Türk Birliği üzerinden bir küresel, bölgesel politika mı şekillendirecek? Bunun dışında Arap coğrafyasında mı etkin dış politika izleyecek? Öncelik nedir? AKP iktidarı Türkiye’nin dış politikasına bir öncelik koyamıyor ne yazık ki. Türkiye’nin daha önceki dönemlerde izlenen politikalar nedeniyle bir güven sorunu olduğu aşikar. Dış politikada her şey değişikliğe uğradı adeta. AKP iktidarı Esad’a Esed dedi, şimdi Esed tekrar Esad mı olacak? AB’ye üyelik öncellikli gündem maddesi mi oluşturulacak? İsrail ile ilişkiler, Mısır ile ilişikler nasıl bir seyir izleyecek?  Türkiye şu anda Rusya Devlet Başkanı Putin, Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev, Katar, Afganistan yönetimi ekseninde bir dış politika seyri içinde görünüyor. Türkiye iç politikada radikal bir inanç anlayışına doğru sürüklenme durumu ile karşı karşıya. Dış politikada da yine radikal gruplarla aynı karede görüntü veren bir ülke konumuna giriyor. Bunlar hassasiyetle, incelikle gözden geçirilmesi ve yerine göre ciddi sorgulamadan geçirilmesi gereken başlıklar olarak önümüzde duruyor” ifadelerini kullandı.