Üsküp Caddesi’nin üzerinde, şöyle keyifli keyifli Atakule’ye çıkıyorken hemen yol üzerinde bir Karikatür Atölyesi bulunduğunu biliyor muydunuz? Edebiyattaki mübalağa sanatının, günlük dilde de kullandığımız abartılı ve çarpıtıcı betimlemelerin çizgilerle karşınıza çıkması ilginizi çekmez mi? Sosyal medyanın insan ilişkilerine yansıyışından düşünce özgürlüğüne, çevresel problemlerden insanın doyumsuzluğuna pek çok sosyal problemin evrensel bir dilde eleştirilebilirliğini görmek hepimize iyi gelse gerek. Ankara köşemizde bu hafta, bu evrensel dili bir de biz soluyalım, Atölye’nin Üsküp Caddesi’nde çoğu kez gözden kaçan rengine misafir olalım istedik ve direksiyonumuzu esasen çizgilerine hepimizin aşina olduğu karikatürist Emre Yılmaz’ın Karikatür Atölyesi’ne kırdık.
“OBUR MİZAH, MEKÂNI OLMAYAN BİR SANAT MERKEZİNE DÖNÜŞTÜ”Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde lisans eğitimini tamamlayan Karikatürist Emre Yılmaz, aslında seramik bölümü mezunu. Seramik bölümünde keyifli bir 4 yıl geçirmesine rağmen okula girmeden önce dahi karikatürist olmaya karar verdiğini belirten Yılmaz, aslında hepimizin en az bir kez sayfalarını karıştırdığı Obur Mizah’ı o yıllarda çıkarmaya karar veriyor ve şöyle anlatıyor; “İlk hedefimiz okulda arkadaşlarla bu dergide kendimizi geliştirmekti. Amacımız tamamen amatördü. Fakat sonra Obur Mizah karikatür camiasına açılmaya başladı. Öyle bir açıldık ki rüyalarımda gördüğüm usta karikatüristler ve sanatçılar dergimize katkı sunmaya ve bir anda büyümeye başladı. Hatta uluslararası alanda da tanınmaya ve sanatçılardan katkı almaya; dergi olarak dijitalin dışına çıkıp sergiler ve çeşitli etkinlikler yapmaya başladık. Bir nevi mekânı olmayan bir sanat merkezine dönüştük. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve çeşitli şehirlerde sergi ve etkinlikler yapmaya başladık. Ve o süreçte böylesi bir yapının mekânı olmalı diye hayaller kurmaya başladım. Bu hayalimi gerçekleştirmek 15 senemi aldı. Bu amacıma ulaşana kadar birçok farklı tecrübe edindim. Ve zamanı geldiğinde Karikatür Atölyesi oluşuverdi. Elbette kolay olmadı. Ama sonucu güzel oldu.”
‘SANAT, İÇTEN GELEN BİR ÜRETİM SÜRECİDİR’Karikatürün tamamıyla 2 boyutlu bir sanat olduğunu ve seramik sayesinde 3 boyutlu sanatı da öğrendiğini ifade eden Yılmaz “Seramik disiplini içerisinde çok farklı teknikleri öğrendim. Ve elbette 3 boyutlu karikatür denemelerim oldu. Hatta okuldaki hocalarım da bu yönümü gördüğü için bana seramikten ziyade karikatürle ilgili sorular sorarlardı” diyor. Seramikte kendisine uymayan noktanın üretim uzun soluklu üretim süreci olduğunu belirten Yılmaz, “Seramik eseri ortaya çıkartmak yaptığınız çalışmaya göre ortalama 1 ayı buluyor. Fakat karikatür 1 saatte ortaya çıkabiliyor. Çok uğraştıran bir eser 7-8 saatinizi alıyor. Ben kişi olarak iletişimin hızını çok seviyorum. Karikatür de çok hızlı ve etkili bir iletişim aracı” diye anlatıyor. Emre Yılmaz’a neden karikatür diye sorduğumuzda ise şu cevabı alıyoruz, “Benim için karikatür çok önemli bir sanat olmasının yanında kendimi ifade ettiğim, edebildiğim bir iletişim aracı. Her sanatçı da sanatını bu yönde icra eder. Kimi seramikle, kimi resimle, kimi tiyatroyla, kimi de benim gibi karikatürle… Sanat dediğimiz şey zaten laf olsun diye yapılmaz. Sanat, içten gelen bir üretim sürecidir. Samimi olmalıdır. O yüzden karikatürü hayattaki var olma amacım bildim, dolayısıyla da işimi büyük bir aşk ile yapıyorum. Elimden geldiğince de yapmaya devam edeceğim”
TÜRKİYE’NİN TEK ÖZEL KARİKATÜR ATÖLYESİCumhuriyetin 100. yılının kutlandığı bu özel yılın Karikatür Atölyesi için de özel bir yıl olduğunu ifade eden yılmaz, Karikatür Atölyesi’nin bu sezon 5. yılını kutladığını söylüyor ve şöyle konuşuyor; “Konur Sokak’ta başlayan maceramız son 4 yılda Üsküp Caddesi’nde devam ediyor. Şu ana kadar atölyemizde 22 kişisel ve karma sergiye ev sahipliği yaptık. Türkiye’nin tek özel Karikatür Atölyesi olarak sayısız atölye ve etkinlik gerçekleştirdik. Pandemi dönemi herkes için olduğu gibi bizim de etkinliklerimizi etkiledi. Ama o süreçte de atölye çalışmalarımız online olarak devam etti. Hatta bire bir yapamadığımız etkinliklerimizi online olarak gerçekleştirdik. Bu süreçte karikatür dışında tiyatro alanında da konuklarımız oldu. Bu sezon sergilerimiz ve etkinliklerimize devam edeceğiz.”
‘HAYALİMİZ 70 VE 80’LERİN KÜLTÜR BAŞKENTİ OLAN ANKARA’NIN TEKRAR BU NOKTADA ÖNCÜ OLMASINA KATKI SAĞLAMAK’Yılmaz, Ankara’ya kültür ve sanatın çok yakıştığını ifade ediyor ve Ankara’da çalışmaktan ne kadar keyif aldığını şöyle anlatıyor, “Üsküp Caddesi, Ankara’nın en özel yerlerinden biri. Bu sokağa girdiğinizde kendinizi çok farklı bir yerde hissediyorsunuz. Hem ticari şirketlere ev sahipliği yapıyor hem eğlenceye ve tabii ki sanata. Çok güzel bir yapıya sahip. Cinnah ve Farabi Sokak kesişiminden girdiğiniz cadde sonunda sizlere Botanik Parkı ve Atakule ile keyifli bir atmosfer sağlıyor. Caddenin tam ortasında Karikatür Atölyesi olarak yer almak bizlere büyük keyif veriyor. Birçok şehirde sergi ve etkinlikler yaptık. Türkiye’nin tek özel Karikatür Atölyesi olarak bizi İstanbul’da zanneden çok kişi var. Hayalimiz 70 ve 80’lerin kültür başkenti de olan Ankara’mızın tekrar bu noktada öncü olmasına katkı sağlamak.”
ATÖLYEDEN DOĞAN BİR DERNEKYılmaz, faaliyetlerini yürütüyor olduğu Karikatür Derneği’nden şöyle bahsediyor; “Karikatür Atölyesi 5.yılını doldurdu. Daha geniş kitlelere ulaşmak adına Karikatür Derneği’ni kurduk ve bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza başladık”