5 Aralık 1958

Bir Cuma günü idi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kıbrıs konusu görüşülmüş ve Yunanistan’ın önergesi büyük farkla reddedilmişti. Genel Kuruldan son derece üzgün ve bitkin bir şekilde çıkan ve koridorda ilk bulduğu koltuğa yığılmış kalmış, 50 yaşlarında kısa boylu bir adam bir yanda başbakana öte yanda muhalefete nasıl hesap vereceğini düşünüyordu: Yunanistan’ın Dışişleri Bakanı Averoff.
“Yirmi-otuz metre uzakta Genel Kurulun koridora açılan bir kapısından Zorlu çıktı. Beni gördü ve bana doğru muzaffer bir hava içinde yürümeye başladı. Arkasında kalabalık Türk diplomatlar vardı. İçimden ‘Kalkıp suratına bir yumruk atsam…’ diye düşünürken, O elini uzattı ve ‘Tebrik ederim. Çok iyi mücadele ettin’ demez mi?” (Kaynak: Averoff, CYPRUS, Lost Opportunities)
İki Bakan o gün, 5 Aralık 1958 Cuma günü, BM koridorunda, “Kıbrıs sorununu çözecek isek ne işimiz var burada, New York’ta? Kıbrıs orada, yanı-başımızda.” dediler ve ertesi gün bir salon açtırarak, Enosis (Ada’nın Yunanistan’a katılması) ve Taksim’i (Türkiye’nin tezi) dışlayan ortak bir Kıbrıs Cumhuriyet’inin kurulmasını görüşmek üzere el sıkıştılar.
6 Aralık günü Zorlu ve Averoff, BM’de kendilerine tahsis edilen özel bir toplantı salonunda Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili temel ilkeleri görüştüler ve mutabık kaldılar. En önemli konular:
1.      ENOSIS ve TAKSİM yok.
2.      Cumhurbaşkanı Rum, veto hakkı bulunan Cumhurbaşkanı yardımcısı Türk.
3.      Biri Savunma Bakanı olan 3 Türk bakan Hükümette yer alacak.
4.      Ada’da Türk ve Yunan askeri bulunacak (sayıları daha sonra belirlenecek)
5.      İlk aşamada bu hususlar gizli kalacak; özellikle ABD ve İngilizlere bilgi verilmeyecek.
16 Aralık tarihinde Paris’te yapılan NATO Bakanlar toplantısında İngiliz ve ABD Bakanlarına ön bilgi şöyle verildi: “Kıbrıs konusunda biz anlaşıyoruz. Lütfen karışmayın. Bekleyin.”
11 Şubat 1959 günü imzalar atılana kadar herkes bekledi. Menderes, Karamanlis, Zorlu ve Averoff ile iki ülkenin diplomatları, 5 Şubat akşamı Zürih’te Dolder Otelinde buluşmuşlar, 6 – 11 Şubat günleri çok yoğun bir şekilde garantör olacakları Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kurmuşlardı.
İlk akşam az daha bavullar açılmadan geri dönülecekti. Yunan Heyeti gazetecilere bir şeyler söylemiş, kısa bir sürede konu  Menderes’e duyurulmuştu: “Karamanlis, Türk askeri sayısının sembolik, 50 kadar olmasını istiyormuş.”
Çok sinirlenen Menderes, Zorlu’ya “Derhal arkadaşına (Averoff’a) söyle. Böyle düşünceleri varsa, bavulumu açmadan Ankara’ya döneriz.”
Yunanlılar, mesajı aldılar. Bavullar açıldı ve 11 Şubat’ta geç bir öğle yemeğinde yeni Kıbrıs Cumhuriyeti kutlandı. Yemekte 4 kişi vardı: Menderes  – Karamanlis – Zorlu – Averoff.
İngiltere’den Ada’nın tapusunu ((egemenliğini) Kıbrıs Cumhuriyeti’ne devreden Antlaşma 19 Şubat günü Londra’da imzalandı. Menderes, Antlaşmayı London Clinic’te imzaladı. Türk Heyetini getiren THY’nın yeni Viscount uçağı Gatwick yakınlarında ormana düşmüştü. Menderes kazadan burnu bile kanamadan kurtulmuş, yanındaki koltukta oturan babam Arif Demirer de ama ağır yaralı olarak kurtulmuştu. İmza aşamasında ben de 19 yaşımda, babamın yanında, London Clinic’te idim. Olayları yakinen izlemiştim.               
Bir yıl sonra Türkiye raydan çıktı: 27 Mayıs.
İki yıl sonra Zorlu ve Menderes yok oldular. İdam edildiler.
O günlerde seçim kaybeden Karamanlis ülkesini terk etti. Makarios, serbest kaldı.