Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, 2024 Yerel Seçimlerinin sonuçlanmasının ardından bir mesaj yayınladı. Yılmaz mesajında; kent konseylerinin, Türkiye’nin demokratik katılımcılık alanındaki en önemli resmi mekanizması olduğuna vurgu yaptı. 1992 Rio Uluslararası Çevre Konferansı sonrasında Türkiye’nin bu alana katkısı olarak ortaya çıkan ve daha sonra Belediye Kanunu’nun 76. maddesiyle kent konseylerinin yasallık kazandığına işaret eden Yılmaz, kent konseylerinin geçen süre içerisinde sürdürülebilir kalkınmadan iklim değişikliğine, hemşerilik hukukundan kentli haklarına, çevre savunusundan yerel şeffaflık ve hesap verilebilirliğe kadar pek çok konuda iz bırakan çalışmalara imza attığını belirtti.
Yılmaz, “Ortak akıl, yatay örgütlenme, farklılıkların bir arada demokratik birlikteliği, kapsayıcılık ilkeleriyle tamamen gönüllüğe dayalı sivil bir platform olarak ortaya çıkan kent konseyleri, kentlerimizin sorunlarına çözüm olacak yerel politikaların kentlerin paydaşları tarafından eşitlikçi ve tarafsız bir biçimde tartışılabilmesine olanak sağlamıştır” dedi.
“DEMOKRATİK KATILIMIN TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ OLDUĞUNU GÖSTERMENİN GURURUNU YAŞIYORUZ”Yılmaz açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Ancak, ne yazık ki 2019 öncesinde başka bazı kentlerde de olduğu gibi Başkent Ankara’nın demokratik katılım ilkesi açısından çok yetersiz bir anlayışla yönetilmiş olması sebebiyle kent konseylerinden hakkıyla yararlanılamamıştır. İşte bundan dolayı, 2019 yerel seçimlerinde Sn. Mansur Yavaş’ın, “katılımcılık, şeffaflık ve hesap verebilirlik” ilkeleriyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmesi önemli bir milat olmuştur. Sn. Mansur Yavaş’ın tam desteğiyle 2019 yılı haziran ayında Türkiye’deki en etkin, yaygın ve başarılı kent Konseyi’ni kurmak için yola çıktık. Geçen dört yıl içinde Ankara Kent Konseyi, 1800 kurumsal üyesi, 10000’e yakın gönüllü bileşeni ile Ankaralıları kent yönetiminde, dayanışmada bir araya getiren, kentsel politikaların belirlenmesinde ve tartışılmasında yerleştirdiği kültürle referans kabul edilen, yaptığı çalışmalarla uluslararası otoritelerin iki ayrı ödülüne layık görülen birinde de finale kalan bir yapı haline geldi. İstanbul’da ve diğer belediyelerde bulunan kardeş kent konseylerimizin başarılarının da katkısıyla hep birlikte demokratik katılımın Türkiye’nin geleceği olduğunu göstermenin gururunu yaşıyoruz”
“FARKLILIKLARIMIZIN BİR ZENGİNLİK OLDUĞUNA DAYALI BİR KARDEŞLİK HUKUKU VE ORTAK AKIL ANLAYIŞI”Kazanılan başarıda kendilerine ışık tutan en önemli unsurun; 2024 yerel seçim sonuçlarından da izlenebileceği gibi, farklılıklarımızın bir zenginlik olduğuna dayalı bir kardeşlik hukuku ve ortak akıl anlayışı talebi olduğunun görüldüğünü vurgulayan Yılmaz, şöyle dedi:
“İnanıyoruz ki, aynı anlayışla bir araya getirilmesinde büyük emek harcanan, Türk siyasi tarihinde eşi görülmemiş bir birlikteliğin gücüyle kazanılan belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri, bizlerin kent konseyi deneyimimizde yaşadığımız ortak aydınlık ruhun tüm Türkiye’ye yayılmasında da en önemli başlangıç noktaları olacaktır. Başkent Ankara’mızın her yerinde kurulacak yeni kent konseyleriyle taçlanacak bu demokratik yolculukta bir arada olma arzu ve irademizi şimdiden beyan ederiz. 2019’da başlayan katılımcılık yolculuğunun Başkent Ankara’nın tüm ilçelerinde kurulacak kent konseyleri, mahalle düzeyinden başlayacak ve karar verme süreçlerine etkin şekilde yansıyacak katılım uygulamaları ile yeni bir aşamaya erişebileceğini düşünüyoruz”
“KATILIMCILIĞIN YENİ MİLADINI İNŞA ETMENİN BAŞLANGIÇ NOKTASI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”Seçim sonuçları daha şimdiden Türkiye’ye olağanüstü bir umut verdiğini kaydeden Yılmaz, “Katılımcılık için başlatılacak yeni bir hamlenin Başkent Ankara ve Türkiye için katılımcılığın yeni miladını inşa etmenin başlangıç noktası olacağını düşünüyoruz. Bunun için Ankara Kent Konseyi tüm üyeleri, bileşenleri, gönüllüleri ve Ankaralı hemşerileriyle üzerine düşenden fazlasını yapmak için yola çıkmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.