Dünkü yazımızda, Cumhuriyetimizin 100. yılını “kutlamak isteyenlerle” kutladık dedik. Nice yüz yıllara ulaşmayı temenni ediyoruz. Dileriz, yüzyıllar boyunca sürecek bir devletimiz olur. Cumhuriyet coşkusunu herkes aynı şekilde yaşamadı. Cumhuriyetle sorunu olanlar, “cumhuriyet ilan edildi de ne oldu yani” diyerek, tüm yapılanları bir kalemde görmezden gelmeye çalıştılar. Tarihi, “Fesli sözde tarihçilerden” öğrenenlerin farklı bir yorum getirmelerini zaten beklemiyorduk. Çünkü, nankörlük, yalancılık böylesi kafaların içinde yuva yapmış, dillerinden dışarı taşıyor, biz bunları çok iyi biliyoruz.Şimdi sizlere gazeteci yazar Yılmaz Özdil’in, “Anka Kuşu” kitabından bir bölüm aktarmak istiyorum. O yerlere göklere sığdıramadıkları padişahların 1923 yılına nasıl bir vatan toprağı bıraktıklarını hep beraber görelim istiyorum. Görelim ki, bu nankörlüğün, yalancılığın boyutlarını öğrenelim.İşte; Özdil’in, kaleminden 29 Ekim 1923 tarihindeki umumi manzarası:- Türkiye’nin nüfusu 13 milyondu ve bunun 11 milyonu köylerde yaşıyordu.- 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu- 30 bin köyde yani her dört köyünün üçünde cami yoktu- Traktör sayısı sıfırdı, karasabandan başka bir şey yoktu- Ayçiceği, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithal ediliyordu, pirinç ithal ediliyordu, yağmur yağmazsa suluma yoktu.- Beş bin köyde sığır vebası vardı, hayvanlar kırılıyordu, insanlar kırılıyordu.- Bir milyon kişi frengiliydi, iki milyon kişi sıtmalı, üç milyon kişi trahomluydu. Verem, tifüs, tifo salgın üstüne salgın vardı.- Bitle başa çıkılamıyordu.- Bebek ölüm oranı yüzde 40’dı. Yani dünyaya gelen her iki bebekten biri ölüyordu.- Her beş anneden biri doğumda ölüyordu.- Ortalama ömür 40’dı. 41. Yaşını gören şanslıydı.- Memlekette sadece 554 doktor vardı. Sadece 69 eczacı vardı, ancak sekizi Türk’tü. 40 bin köy, sadece 136 ebe vardı.- Savaşta yanmış yıkılmış bina sayısı 115 bindi. Ağır hasarlı bina sayısı12 bindi. Komple kül edilmiş köy sayısı binin üzerindeydi. Ülkeyi yeniden inşa etmek gerekiyordu ama, kiremit bile ithaldi.- Limanlar yabancılara aitti.Madenler yabancılara aitti. Bankacılık sistemi yabancılara aitti. Demiryollarının bir metresi bile bize ait değildi.- Toplam sermayenin sadece onda biri Türk’tü.- Osmanlı’dan ayakta kala kala dört fabrika kalmıştı. Hereke İpek, Feshane Yün, Bakırköy Bez, Beykoz Deri, fabrika demeye bin şahit isterdi, makineleri ilkeldi.- Sanayi denilen işletmeleri yüzde 95’inde motor yoktu. 10’dan fazla işçi çalıştıran, sadece 280 işyeri vardı, bunların da 250’si yabancılarındı.- Kişi başına milli gelir 45 dolardı.- Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta güya vardı demek daha doğru olur, çünkü aylık elektrik üretimi sadece 50 kilovatsaatti.- Dört mevsim kullanılabilen karayolu yoktu. Otomobil zaten yoktu, ulaşım aracı kağnıydı.- Nakliyat develerle, eşeklerle yapılıyordu.- Kadınlar insan değildi. Eşit eğitim hakkı yoktu, meslek edinme hakkı yoktu. Boşanma hakkı yoktu, velayet hakkı yoktu. Kendisine miras kalan mallar üzerinde bile tasarruf hakkı yoktu. Seçme hakkı, seçilme hakkı, doğum izini, çalışma hayatında eşit hakkı yoktu. – Tiyatro, müzik, resim, heykel, ve spor yoktu.- Yabancılar tarafından çıkarılan arkeolojik eserlerimiz, padişahların hediyesi olarak, trenlerle Avrupa’ya, ABD’ye kaçırılmıştı.- Kimisi alaturka saati kullanıyor, güneşin battığı anı 12.00 kabul ediyordu. Kimisi zevali saati kullanıyor, ‘grubi saati’i esas alıyordu. Kimisi güneşin tamamen battığı ‘ezani saati’ esas alıyordu. Saat kaç denildiğinde her kafadan ayrı ses çıkıyordu.- Kimisi hicri takvim kullanıyordu, kimisi rumi takvim kullanıyordu.- Dirhem, okka, çeki, arşın, kulaç, fersah vardı. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyordu ne de uzunluğumuz. Bütün ölçülerimiz ortaçağ’dı.- Erkeklerin sadece yüzde 7’si, kadınların ise sadece binde 4’ü okuryazardı. Okur-yazar erkeklerin ezici çoğunluğu subay veya gayri müslümdü. Avrupa’ya kıyaslandığında, 1923 yılında Almanya’da okur-yazar oranı yüzde 80’di. Hollanda’da yüzde 80, İngiltere’de yüzde 75’ ti. Fransa’da yüzde 70, İspanya’da ise yüzde 30’du. Okul yaşı gelen on çocuktan dokuzu okula gitmiyordu. Toplam 4 bin 894 ilkokul sadece 72 ortaokul, 23 lise vardı.Evet, Özdil’in tespitlerinden bir kısmı böyle. Şimdi yukarıdaki tabloya bakarak, Cumhuriyet “ne yaptı ki” diyenlere bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu Cumhuriyet herkes için çok şey yaptı. Önce üzerinde yaşanacak bir vatan, sonra da bir ülke yaptı. Yeter ki değerini bilelim, anlayalım. Tabii ki anlamak isteyemeyenlere sözümüz.
Recent Comments
Görüntülenecek bir yorum yok.