Bi’Aralık Festival üçüncü kez kapılarını araladı

Kısa zamanda Ankara’nın sanat hayatına yeni bir “Aralık” sunmayı başaran Aralık Sahne, gelenekselleşen Bi’Aralık Festival’in bu yıl üçüncüsünü düzenliyor. Bi’ Aralık Festival’de bu yıl, Ankaralı tiyatroseverleri alternatif olmaları bakımından öne çıkan 22 oyun bekliyor, oyunlardan dördü ise prömiyer heyecanını yaşamaya hazırlanıyor…  Disiplinlerarası bir çizgi benimseyen ekip, festivalde aynı zamanda bir sergi ve çeşitli atölyeler de ağırlıyor. Festival süresince sanatseverleri Aylin Saraç’ın ‘kadın’ temalı sergisi ve bunun yanında Akif Yeşilkaya’nın reji, Sıtkı Tekmen’in yazarlık, Süreyya Karacabey’in performans ve yine Aylin Saraç’ın oyunculuk atölyeleri bekliyor. Sergi ve atölyeler ücretsiz olmalarıyla birlikte katılım için herhangi bir şart gözetilmiyor.
Hayata ilk kez Aralık’ın ilk günü ayrı bir sahneden bakmaya karar verip altı kişi başladıkları yola dört tiyatro ekibinin kuruluşuna ev sahipliği yaparak devam eden ekip, yeni tiyatro topluluklarının oluşumuna zemin hazırlamaya devam ediyor. Seyirciye sezon kavramından uzak, aralıksız şekilde tiyatroyu yaşatabilme gayesiyle ilerleyen Aralık Sahne, bu yıl da alternatif özel tiyatro üretimlerini seyircilerle buluşturmayı hedefliyor.
Bir dans stüdyosu, bir oto yıkama ve nihayetinde sanatseverleri tiyatroyla buluşturan bir ‘Aralık’ olabilmesi bakımından hikayesiyle öne çıkan sahne, her yıl Kovid-19 sürecinde temellerini attıkları o ‘Aralık’ı Bi’Aralık Festival ile taçlandırıyor. Hikayenin baş kahramanları, Aralık Sahne’nin kurucularından Alp Bahadır ve Onur Gazdağ ile üçüncü Bi’Aralık Festival’i konuştuk.
‘BÖCEKLER’ YENİ REJİSİYLE İZLEYİCİYİ KARŞILAMAYA HAZIRLANIYORFestivalde daha önceki yıllarda olmadığı kadar prömiyer olduğunu belirten Bahadır, bunlardan birinin de kendi yazıp yönettiği ve yıllar yılı Ankaralı tiyatroseverlerden tam not alan ‘Böcekler’ olduğunu dile getirerek şunları söyledi; “Bu yıl  4 prömiyerimiz var. Prömiyerlerimizden biri yeniden gösterimine hazırlandığımız ve daha evvel yazar-yönetmeni olduğum ‘Böcekler’ oyunu. Oyuncularımızdan biri konservatuvar kazandığından, yeniden çalışmaya başladık. Bu yıl Onur Gazdağ ile birlikte ‘Böcek’ olmaya hazırlanıyoruz. Yönetmen koltuğunda ise bu kez Aylin Saraç var. Benim için bambaşka bir deneyim oldu çünkü Aylin Saraç’ın oyuna çok daha farklı bir bakış açısıyla yaklaştığına şahit oluyor, zaman zaman ‘Böcekler’i benim metnim değilmiş gibi hissediyorum… Bu kadar deneyimli bir hocanın bu metni yönetmeyi kabul etmesi beni çok mutlu etti. Metinde hiçbir değişiklik yok ancak fiziksel anlatı çok daha fazla öne çıktı, bununla birlikte oyunun süresi de uzadı. Kendimi gerçekten farklı biriymiş gibi hissediyorum çünkü yaptığım her şey bir başka şeye hizmet edebiliyor… Bu festivalle birlikte büyüyoruz diyebilirim.
İkinci prömiyerimiz de bu yıl yazdığım oyun, ‘Savaş Gibi Bir Şey’ antimilitarist, savaş karşıtı, genç akılların savaş motivasyonunu boşluğa düşüren bir oyun olma hususiyeti taşıyor. Oyunda iki genç askeri göreceğiz. Yaşanan şeylerin gerçek mi yoksa sürreal mi olduğu konusunda seyirciyi de şüpheye düşürmeye çabaladığım bir oyun oldu.
Bir diğer prömiyerimiz ‘Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi’ Oyun, geçen sene ‘Bir Mülazım Artist Afife Jale’ oyunu ile tek kişilik performans ödülü alan Begüm Sarp’ın yine tek kişilik bir performansı. Sadece provada dekorsuz gördüğüm haliyle bile ağzım açık izledim”
Sezon içerisinde Tiyatro Tempo ile birlikte hazırlayacakları, yazımına Onur Gazdağ ile iş birliği içerisinde devam ettikleri ‘Hurda Gaga’ adında bir oyun olduğunun müjdesini veren Bahadır, “İnsanlık tarihiyle, hiçbir şeyin değişmediği ve değişmeyeceğiyle, beklemekle ilgili bir oyun. Henüz yazım aşamasındayız” dedi.
‘BEŞ YAŞINDAKİ BİRİNE ANLATAMADIĞIN ŞEY SAÇMADIR’Yine bir çocuk oyunu olan ‘Kral Çıplak’ üzerine çalıştığını söyleyen Bahadır, “Kral Çıplak’ her ne kadar çocuk oyunu da olsa alt metni bakımından inanılmaz siyasi bir hal alıyor. Ülkemizde de şöyle bir söz var ‘İtibardan tasarruf olmaz’ bu deyiş kesinlikle Kral Çıplak’ı anlatıyor. Yazdığım oyunlardan ‘Oyuncakçı’da da hedeflemiş olduğum bir şeyi yakalamaya çalışıyorum, çocuklara anlatayım ama yetişkinler de farklı bir hikaye dinleyip bir mesaj yakalasın. Çünkü yetişkinlerin çocuklarıyla geldiği bu gibi oyunlarda benim onlara da bir hikaye anlatmam lazım. Onur’un çok güzel bir lafı var, ‘beş yaşındaki birine anlatamadığın şey saçmadır’ bunu koruduğum sürece yetişkinlerin de keyif alacağını düşünüyorum. Hayatımda ilk kez müzikal yazıyorum, bu yüzden heyecanlıyım ama bu iş biraz da deneme yanılma işi, benim de dördüncü yönetmenliğim olacak. Burası bir nevi atölye.”
GELENEKSELLEŞEN BİR FESTİVALGazdağ ise, güncel ekonomik koşullarda alternatif tiyatroların turne yapamadıklarını dile getirerek, “Bi’ Aralık Festival sayesinde kolay kolay Ankara’ya gelemeyecek ekipler gider sıkıntısı yaşamaksızın turne yapabilme şansı kazanıyor. Seçkide popülerlik ve ünlü isim aramıyoruz. Kendi şehirlerinde seyircinin gözünden geçerek belli bir başarı elde etmiş oyunlar ilk tercihimiz. Üçüncü festivalden sonra artık gelenekselleşeceğimizi düşündüğümüzden, hedefimiz üçü tamamlamak, ilk üçte de mümkün mertebe stabili korumaktı. Bu defa çok daha rahat hazırlandığımızı söyleyebilirim. İlk festivalimizde sabahın köründe buraya gelip hazırlandığımızı anımsıyorum. Bugünse buraya geldiğimizde her şey bitmişti, ateşlerimizi yaktık ve yemeklerimizi yedik.”
AYLİN SARAÇ: KENDİMİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN ÇİZİYORUMAylin Saraç’ın ilk sergisi olma hususiyeti taşıyan, tiyatral çizgileri ve ‘kadın’ temasıyla öne çıkan sergi de festivalin açılış kokteylinde sanatseverleri karşılayan sürprizlerden birisiydi. Saraç sergi hakkında şu değerlendirmelerde bulundu;
“Bu sergi, dostlarımın bana bir sürpriziydi. Tiyatro izlemeye gelen seyircileri bir oyuncunun yaptığı resimlerle buluşturmak istediklerini söylediler, sanırım buna ihtiyacım varmış, duyunca çok heyecanlandım ve hemen izleyicilerin çizimlerim arasından hangilerine gözleri değse hoşuma gider diye düşündüm. Sonuç olarak da bu çıktı. Ben çok uzun yıllardır çizim yapıyorum ama çizimlerimdeki amaç bir paylaşım değil. Kendimi iyileştirmek için çiziyorum. Bana çok iyi geliyor. Çizmek beni sağaltıyor, duygularımı toparlamama, aklımı sağlamlaştırmama yardım ediyor. Kadın üzerine çiziyorum; kadının endişesi, kafa karışıklığı… Tüm bunlar çok içsel bir yolculuk, esasında benim içimi görüyorsunuz. Çizimler arasında ağaçlar ve ipler var. İpler aklımızın ipleri, yolları temsil ediyor. Bir yere çıkmak veya çıkmamak, düşüncenin yolda olma hali… Ağaçlar da yalnızlığı temsil ediyor.”
Gördükleri resimlerin ne hissettirdiğine dair seyirciden de yorum almak adına panoyu bir paylaşım alanı haline getiren Saraç, çizimlerde izleyicilerle buluşabildiği noktaları merak ediyor. Sergi festivalin son gününe kadar izleyicisiyle buluşmaya devam edecek.
Bi’ Aralık Festival’de bu yıl, “Bir Mülazım Artist Afife Jale”, “Bencilin Bahçesi”, “O Zaman Küs Ölene Kadar”, “Şinagava Maymunu”, “Madonna Kürk Mantolu”, “Bernarda”, “Disko Topu”, “Alchera”, “Küskün Koca Ağaç”, “Hard Love”, “Bir Tatlı Kaşığı Çamur”, “Puro ile Leyla”, “Rüya Oyunu”, “Sayın Yargıç”, “Sırça Köşk ve Diğerleri”, “Toz Bezinin Maceraları”, “Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince Ama Şimdi İyi”, “Küçük Prens”, “Kutular”, “Uyandığımda Sesim Yoktu”, “Karagöz ve Noel Baba” ve yeni rejisiyle “Böcekler” adlı oyunlar sahnelenecek. Festival, kapanış kokteylini ise 24 Aralık akşamı yapacak.