Çocuklar açlık yaşıyor

Ülkemiz ve dünya çocukları gizli açlık yaşıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) çocukların beslenmesine ilişkin hazırladığı kapsamlı rapor alarm veriyor. Beş yaş altı iki çocuktan biri gizli açlık yaşarken, üç çocuktan biri de kötü beslenmeye maruz kalıyor. UNICEF çocukların beslenmesine ilişkin hazırladığı kapsamlı raporun başlığı şöyle: Çocuklar, gıda ve beslenme: Değişen Dünyada İyi Büyümek. UNICEF raporu tüm dünyada çocukların durumuna ışık tutuyor. Rapordaki ana bulguların başında çocukların yetersiz ve kötü beslenmesi geliyor. Buna göre dünyada 5 yaş altındaki iki çocuktan birisi gizli açlık yaşıyor. Gizli açlık yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanıyor. Gizli açlık, çocukların yeterli vitamin ve besin maddelerini alamamasından ileri geliyor. Dünyada gizli açlık çeken 340 milyon çocuk bulunuyor. Gizli açlığın en yaygın türlerinden birisi olan demir eksikliği çocukların öğrenme kapasitesini düşürüyor.Yetersiz beslenmenin faturası da yüksek. Dünyada 5 yaş altı 200 milyon çocuk yetersiz beslendiğinden bodur veya cılız kalıyor. Yeterli gıda alamadıkları için büyüyemiyorlar.Ancak sağlıksız beslenme sonucu, çocuklarda aşırı kilo alma ve obezite de yükselmeye devam ediyor. Rapora göre aşırı kilolu çocuk ve gençlerin oranı (5-19 yaş grubu) 2000 yılında yüzde 10 iken bu oran 2016’da yüzde 20’ye yükseldi. 2000 yılında 10 çocuk ve ergenden 1’i aşırı kilo sorunu yaşarken 2016’da 5 çocuk ve ergenden 1’i bu sorundan muzdarip. Çocuklarda aşırı kilo sorunu tip 2 diyabet, damgalama (stigma) ve depresyona yol açıyor.Bodur çocukların sayısı Afrika kıtası hariç tüm ülkelerde düşüyor, ancak aşırı kilolu çocukların sayısı ise Afrika dahil tüm ülkelerde artıyor. Adı açlık ve eksik beslenmeyle anılan Afrika ülkelerinde bile aşırı kilolu çocukların sayısının artması dikkat çekiyor. Kötü beslenme ya yeterli ve dengeli gıda alamamaya ya da aşırı kilolu olmak anlamına geliyor. Kötü beslenmenin en yaygın sonucu ise bodurluk, cılızlık ve aşırı kilo.Farklı gıdaları alamama olarak tarif edilen zayıf beslenme biçimleri çocuklarda kötü beslenmenin en önemli sebeplerinin başında geliyor. 6-23 ay arasındaki çocukların yüzde 44’ü sebze ve meyve ile beslenmiyor. Yine aynı yaş grubundaki çocukların yüzde 59’u yumurta, balık ve ete erişemediklerinden yiyemiyor.Rapor, okul çağındaki çocukların çok fazla işlenmiş gıda yediğini de ortaya koydu. Buna göre okul çağındaki ergenlerin yüzde 46’sı haftada en az bir kere hızlı hazır yemek (fast-food) yiyor. Yüzde 42’si ise haftada en az 1 kere gazlı içecek içiyor.Dünya genelinde durum böyleyken ülkemiz özeline de bakmakta yarar var. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her beş öğrenciden biri haftada en az bir kez öğün atlıyor.CHP yoksulluk ve Dayanışma Ofisi sorumlusu Hacer Foggo, Türkiye’de yoksulluğun çok yönlü tartışılmadığını ve bu yüzden yoksulluğa karşı kalıcı ve etkin politikalar üretilemediğini belirtiyor. İktidarın da, muhalefetin de konuyu kısır tartışmalara sıkıştırdığından yakınan Foggo, sadece Birleşmiş Milletler raporlarının değil TÜİK verilerinin, üniversitelerin yaptıkları araştırmaların da Türkiye’de yoksulluğun “korkunç boyutlara” ulaştığını gösterdiğine dikkat çekiyor.Hacer Foggo, “Sağlıksız bir nesil yetişiyor. Çocuklarımız bodur kalıyor. Türkiye’de son bir yılda 280 bin çocuk yoksulluk yüzünden suça sürükleniyor. Siz de kalkıp onlara hırsız diyorsunuz, cezaevine gönderiyorsunuz. Çocukların yüzde 62.4’ü bütün gününü ekmek-makarna ile geçiştiriyor. Bizim kısır tartışmaların ötesine geçmemiz, nesiller boyu sürecek yoksulluğu önlememiz için her şeyden önce bir yoksulluk politikamız var mı, ona bakmamız gerekiyor. Gelin, yoksulluk politikalarımızı tartışalım. Yaşadığımız korkunç gerçeklerle yüzleşelim” diyor.Söylediklerine katılmamak mümkün mü? Yerden göğe haklı. Bu ülkede, boş beslenme çantasıyla okula giden milyonlarca çocuk var. Bir dilim ekmek, bir şişe musluk suyu ile okula gidiyor bu çocuklar. Kısmen ve yerel olarak başlatılan “okullarda bir öğün yemek programı da tüm öğrencileri kapsayacak şekilde genişletilecek” denilerek hepten kaldırıldı. Belediyelerin bu konuda attığı adımlar da engelleniyor. Çocuklara, böyle bir cezayı reva görmek hangi aklın, hangi mantığın sonucudur merak ediyoruz. Heba edilen gıda maddelerinin yarısıyla bu çocukların karnı doyar, sağlıklı beslenebilir. Tarlada kalan ürünleri, bahçelerde kalan meyveleri ve sebzeleri yoksul evlere sokabilsek, okullarımıza yönlendirebilsek o bile yeter. Gerçekten biz çocuklarımızın karnının doymasını, sağlıklı ve yeterli beslenmelerini istiyor muyuz samimiyetle bu soruya cevap vermeliyiz ilk olarak.