Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü

Sevgili okurlarım, Cumhuriyet; egemenliğin, tek ve en üstün kaynağının millet olduğu, devlet ve toplum hayatına millet iradesinin yön verdiği devlet anlamına gelir.
Cumhuriyet bizim yaşam tarzımız,
Cumhuriyet özgürlüğümüz, demokrasimiz, seçme ve seçilme hakkımız.
Cumhuriyet egemenliğimiz, düşünce özgürlüğümüz, barış ve bütünlüğümüzdür.
Cumhuriyet, halkın hâkimiyeti, doğrudan veya seçtiği temsilciler aracılığı ile kullandığı devlet şeklidir.
Bu nedenle Atatürk Türk toplumu için geçerli yönetim şeklinin Cumhuriyet olabileceğini düşünerek:
“Cumhuriyet; faziletli ve ahlakiye’ye müstenit bir iradedir. Cumhuriyet fazilettir. Cumhuriyet iradesi faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir” demiştir.
Büyük kurtarıcımız, milli kahraman, büyük devlet adamı ve eşsiz insan Atatürk’e millet olarak çok şey borçluyuz.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde, o büyük önderi her zamankinden daha çok anlamak, daha yakından tanımak ve çocuklarımıza ve gençlerimize tanıtmak zorunda olduğumuzun bilincinde olmalıyız.
O çökmüş bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine modern bir cumhuriyet kurdu. Geleceğe güvenle bakan bir millet meydana getirdi. Bunları gerçekleştirirken hareket noktası ve başarısındaki sırları; Ondaki vatan ve millet sevgisi, bağımsızlık ve hürriyet aşkı ile ilim ve bilgiye vermiş olduğu önemdir.
Atatürk’ün en sadık ve güvendiği dostu kitaptı. O kitabın en güvenilir bir arkadaş olduğunu bilir ve onlara çok değer verirdi. Atatürk’te okuma tutkusu ise, çocuk yaşta başlamıştı. O’nun çocukluk ve mahalle arkadaşı Mehmet Somer Bey:
“Atatürk çocukluğunda çok sakindi. Her zaman evinde kalır ve okumak isterdi. Öteki çocuklar gibi sokakta fazla oynamazdı. Kitaplarıyla ve dersleriyle meşgul olurdu” diyor.
Atatürk’e göre, okumak ne kadar kutsalsa, okutan da o kadar kutsaldı. Ulu Önder, ziyaret ettiği her yurt köşelerinde, önce okulları gezer öğretmen ve öğrencilerle görüşür, onların isteklerini yerine getirmeye çalışırdı. Çocukları çok severdi. Gittiği her yerde çocuklarla özel ilgilenir, onların minik yüreklerine sevgi, barış ve kardeşlik duygularını aşılardı. Yardıma gereksinimi olan fakir çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için de okullara para yardımı yapardı.
Atatürk’ün “Yarının büyüğü” dediği cumhuriyet çocukları, vatanımızın, devletimizin yarınki yöneticileri, her yıl olduğu gibi bugün Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünde, ellerinde Türk Bayrağı, vatan, millet, Atatürk ve insanlık sevgisiyle, sevgi dolu gönüllerini dünyaya açarak barışa uzatacaklar. Bu sevgi hiç bitmeyecek…
Barut ve kan kokan dünyamızda, geleceğin sorumluluğunu bilinçli bir şekilde üstlenecek olan, Atatürk Türkiye’sinin Cumhuriyet çocukları, sevgi ve kardeşlik duygularıyla iyi bir şekilde yetiştirildikleri takdirde, bu yüce duyguları sonsuza kadar yaşatacak ve bütün dünyaya barış köprüsü oluşturacaklardır.
Türkiye’nin güvencesi sevgili Cumhuriyet çocukları, yarınlarımız sizlere emanet olacak. Çok çalışınız, çağdaş ve yenilikçi olunuz. Çünkü geleceğimiz, ümidimiz ve her şeyimiz sizsiniz.
Sevgili okurlarım, 50 sene önce Cumhuriyetimizin 50. Yılında yazmış olduğum “Cumhuriyet” başlıklı bir şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum;
CUMHURİYET
Cumhuriyet için yaşar Türk oğlu
Tarihte binlerce misali dolu,
Yurt için ölmektir Cennetin yolu
Cumhuriyet için yaşar Türk oğlu.
Sen ölme, o ölmez, kimdir ölecek?
Saldıran düşmanı kimdir bölecek?
Öleni oldukça vatan gülecek,
Cumhuriyet için yaşar Türk oğlu.
Cumhuriyet ve çocuk, bu sevgi hiç bitmeyecek… Cumhuriyetimizin 100. yıldönümü kutlu olsun!