Devlet geçtiğimiz yıl bütçe gelirlerinin 1 trilyon 111 milyar liralık kısmını tahsil edemedi.
Bu miktarın 552 milyar 638 milyon lirasını vergi gelirleri oluşturuyordu. Bu olumsuz tablo içinde bulunduğumuz yılda da aynı şekilde devam ediyor.
İçinde bulunduğumuz 2023 yılının sekiz aylık döneminde devlet gelirlerinin 1 trilyon 562 milyarlık kısmını henüz tahsil edemedi. Bunun 868 milyar 980 milyon liralık kısmını yine vergiler oluşturuyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Ağustos ayı sonu itibariyle açıkladığı tahsilat-tahakkuk tablosuna göre genel bütçe gelirlerinde tahsilatın-tahakkuk gerçekleşme oranı yüzde 65.3, vergi gelirleri tahsilat-tahakkuk oranında ise yüzde 74.9’luk bir gerçekleşme görülüyor. Yani devlet, beklediği gelirin oldukça uzağında görülüyor.
Gelir vergisinde bile yüzde 76.4 oranında bir gerçekleşme var ki, bu bile endişe verici.
Uzmanlar bu durumu daha farklı bir açıdan da değerlendiriyor. Onlara göre, krediye ulaşamayan iş dünyası faiz yükünü göze alıp vergi ödemesini geciktiriyor. Çünkü devletin alacağına uyguladığı faiz bankaların uyguladığı kredi faizinden çok daha düşük. Üstelikte birçok formaliteyi yerine de getirmek zorunda değil.
Bu saptamadan sonra gelelim tablodaki rakamları değerlendirmeye.
Beyana dayalı gelir vergisinde tahsilat-tahakkuk oranı yüzde 53.8’de kalmış. Gelir vergisi tevkifat gerçekleşmesi yüzde 80.5 düzeyinde olmuş. Kurumlar vergisinde de oran bir hayli yüksek yüzde 78.2.
Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kendi içinde ayrı rekor kırmış. Yüzde 94.7 gibi yüksek bir gerçekleşme yaşanmış. Bu vergi kalemi içinde yer alan petrol ve doğal gaz ürünlerinde gerçekleşme yüzde 85, motorlu taşıtlarda yüzde 98.4, Alkollü içkide yüzde 90.4, sigara ve tütün mamullerinde yüzde 97.5,, kolalı içeceklerde yüzde 95, dayanıklı tüketim ve diğer mamullerde yüzde 89, motorlu taşıt vergisinde yüzde 52.5 oranında gerçekleştirme sağlanmış.
BSMV, şans oyunlarında ve özel iletişim vergisinde gerçekleşme yüzde 99’lara kadar ulaşmış.
Dahilde alınan KDV yüzde 48.5 ithalde alınan KDV’de gerçekleşme yüzde 73 olmuş.
Görüldüğü gibi devletin dört elle sarıldığı ÖTV ve KDV gibi iki önemli dolaylı vergi gelirinde sadece dahilde alınan KDV’de gerçekleşme oranı bir hayli düşük kalmış. Özellikle ÖTV devletin yüzünü güldürmüş. ÖTV’yi oluşturan üç önemli gelir kaynağını oluşturan petrol ürünleri sigara ve tütün mamulleri ile alkollü içeceklerde gerçekleşme sekizinci ay sonu itibariyle neredeyse tahakkuk düzeyini yakalamış. Devletin KDV ve ÖTV’den feragat etmesi ya da vergi oranlarını düşürmesini beklemek bu noktadan sonra mümkün değil.
Hazır vergileri konuşurken, bir süreden beri unutulan çalışanlardan alınan gelir vergisi dilimlerinde istenen iyileştirmeye de şöyle bir bakmakta yarar var diye düşünüyorum.
Hatırlayanlarınız olacaktır. İlk kez işveren ile işçi kesimi ücretlerden alınan ve büyük adaletsizliğe neden olan vergi dilimleri konusunda anlaşmış ve Cumhurbaşkanına bir mektup göndererek bu durumun düzeltilmesini istemişti.
Ancak aradan geçen aylara rağmen bu konuda henüz olumlu bir adım atılmadığını hep birlikte yaşıyoruz. 70 bin liraya kadar olan gelirlerden yüzde 15, 150 bin liranın 70 bin lirası için 10.500, fazlası için yüzde 20, 550 bin liranın 150 bin lirası için 26.500, fazlası için yüzde 27 oranında gelir vergisi kesintisi yapılıyor. Bu oran gelir arttıkça yüzde 40’lara kadar varıyor.
İşçiler de, işverenler de bu uygulamadan şikayetçiler. İşveren direkt devletin kasasına giden ve işçilerin ücretlerinden kestikleri vergiyi, çalışanlarına verilmesini istiyor. Böyle olunca, çalışan daha yüksek gelire sahip olacak ve ikide bir patronun kapısına dayanıp zam istemeyecek. Çalışanlar ise emeklerinin karşılığı aldıkları ücretten kesilen vergilerin, seneler içinde yüksek vergi dilimine geçmekten şikayet ediyorlar. Sendikaların yaptığı hesaplamaya göre, bugün 70 bin lira alan alt sınırın 200 bin liranın üzerinde olması gerekiyor. Sendikalar vergide alt sınırın yüzde 10’a düşürülmesi gerektiğini belirliyorlar. Vergi tarife dilimlerinin belirlenmesinde asgari ücret ya da yeniden değerleme oranının dikkate alınmasını talep ediyorlar.
Sonuç olarak devlet yakaladığından kanının son damlasına kadar vergisini alıyor. Ama yakalayamadığının da peşine düşmüyor.
Kümesteki kazların tüyleri ile daha ne kadar idare eder bilinmez ama bu çark böyle tekleye tekleye döner.