Dost sofralarında paylaşılan hayatlar

“Ben ömrümde bir gün bile zevk, neşe, haz, keyif duymak için içki içmedim. İnsanların sağır kulaklarına duyuramadığım ızdırabımı teskin için içerim” diyor şair Neyzen Tevfik. Toplumumuzun eğlence kültürünün önemli bir parçası olan meyhaneler azalsa da ayakta kalabilenler kendi özgün yapısını korumaya çalışıyor. Meyhane kültürü edebiyattan sanata Yeşilçam sinemasının da kullandığı önemli bir sosyal alanlar olarak yerini almıştır.
Fotoğraf sanatçısı Ali Rıza Demir de 2015  – 2022 yılları arasında 10 ilde 30 meyhanede çektiği fotoğrafları Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği’nde (AFSAD) açtığı Mey- Hane (ci) ler adlı sergi ile Ankaralı fotoğrafseverlerle buluşturdu. Sergide bir de sunum yapan Ali Rıza Demir sunumunu meyhane kültürünün vazgeçilmez şarkılarıyla; Müzeyyen Senar ve Müslüm Gürses’in şarkıları eşliğinde gerçekleştirdi. Fotoğraflar bir biri ardına geçerken ekrandan nağmelerle birlikte kah hüzünlendik, kah tebessüm ettik.
Meyhane kültürünü yaşayarak fotoğraflayan sanatçı Ali Rıza Demir, bir yandan gittiği mekanlarda fotoğraflar çekerken bir yandan da sahafları gezip araştırır.
Meyhane kültürü belki de eşi benzeri olmayan, ama bir şekilde sessizce bir devir teslimle günümüze dek evrilen ve bu toprakların en eski  gerçeği olarak bilinir. Genelde sofralarda paylaşılan dostluklar çok anlamlıdır. Meyhane akşamcı için dertlenip içlendiği, aşkını, şevkini hüznünü harman edip birbirine karıştığı yerdir. Üst üste dolup boşalan kadeh demek, insanoğlunun kendi içinde bulamadığı neşe ve hazzı dışından tedarik etmesi demektir. Mest olmak ayıklığın yükünü hafifletmektir. İçkiye kimileri dost gibi yaklaşır, kimi sevdalı gibi. Kimine ‘Kerem’ olur kadehler,  kiminin ‘Aslısıdır’ taparcasına. Kimine ışıl ışıl bir dünya sunar, matı parlak gösterir, ölüyü diri, alı mor. ‘Amacım bir iki  kadeh içerek neşelenmek, kurtulmak üzüntüden’ dedirtir kimine.
Mersin’de yaşayan sanatçı Ali Rıza Demir, sunum sonrası yapılan söyleşide İstanbul’a geldiğinde sahaflarda gördüğü meyhane üzerine yazılmış kitap bulduğunu ve sergi düşüncesinin bu kitaplarla daha da yerleştiğine vurgu yaparak,
“Meyhaneler üzerine sergi düşüncesi 2021 yılında oluştu. Sahaflarda meyhaneler üzerine yazılmış kitapları okuduktan sonra da meyhane kültürüne ait  ‘temiz içiciler’ gibi terimleri öğrendikçe kafamda daha da gelişti ve netleşti. Temiz içici denilen kesim mesai sonrası iki duble içip evine öyle gidermiş. Meyhanelerdeki içki kültürü yerine oturmuş bir yapıda. Herkes oturup sakince içkisini içip, sohbetini, muhabbetini yapıp kavgasız, gürültüsüz kalkan insanlar. Fotoğraf çekimlerim için gittiğim hiçbir meyhanede kavgaya, rahatsız edici davranışlara rastlamadım da duymadım da. Bir meyhaneye fotoğraf çekmek için gittiğinizde önce göz teması kuruyorsunuz. Garsondan bilgi alıp kimlerin fotoğrafını çekebileceğinizi öğreniyorsunuz. Garson müşterilerini tanıdığı için ‘ şu masaya bulaşmayın’ diyebiliyor. Mekanda sanatçı varsa sanatçıyla temasa geçiyorsunuz sanatçıyı çekiyorsunuz ama sanatçıyı çekerken etrafında görünen insanlar fotoğrafının çekilmesini istemeyebiliyor. Uzun bir süreç riskli ve tehlikeli tarafları da var. Orada belirli bir süre onlarla vakit geçirdiğiniz zaman, onların bir parçası gibi oluyorsunuz. Belirli aralıklarla da göz teması kurduğunuz zaman sıkıntı yaşamıyorsunuz. Bu süreçte çok büyük bir sıkıntı yaşamadım” diye konuştu.
Tamamı siyah- beyaz fotoğraflardan oluşan sergide neden siyah- beyaz çalıştığına yönelik bir soruya,
“Bazen renklerle oradaki duyguyu anlatamazsınız. İnsanları renklerden uzaklaştırmanız gerekiyor. Renklerden uzaklaştırdığınız zaman, içerideki öznenin ifadesini ve duygularını alabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Ali Rıza Demir’in Mey-Hane (ci)ler adlı fotoğraf sergisi AFSAD’da gezilebilir.
ALİ RIZA DEMİRAdana’da 1970 yılında doğan Ali Rıza Demir fotoğrafla 1985 yılında lise çağlarında arkadaşlarının anı fotoğraflarını çekerken tanıştı.  Kara Harp Okulu’na 1989 yılında başlayıp 1993 yılında mezun olduktan sonra 2004 – 2006 yıllarında öğrenim gördüğü Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsünde Yönetim ve Organizasyon dalında yüksek lisans derecesi almış, Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi, Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümünden ise 2014 yılında mezun oldu.
Fotoğraf eğitimi ile ilgili okuma, izleme ve üretme süreçlerini hep birlikte yürüterek 2006 yılında fotoğrafı bir ifade biçimi olarak kullanmaya başladı.
Çeşitli kurum, kuruluş ve derneklerde fotoğraf eğitimi ve seminerler veren Ali Rıza Demir, ulusal ve uluslararası birçok yarışmada ödüller almış, kişisel sergiler açmış, karma sergilere katılmış, kişisel gösteriler yaptı.
Çok sayıda ulusal ve uluslararası yayında yer alan fotoğraflarının birçok uluslararası fotoğraf yarışmasında başarılı olması üzerine FIAP ( Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu ) tarafından 2010 yılında AFIAP ( Artist: Sanatçı ) unvanı ve 2011 yılında da EFIAP ( Excellence: Mükemmellik ) unvanı ile ödüllendirildi.
FIAP Yönetim Kurulunun fotoğraf sanatı dalındaki başarıları nedeniyle 2013 yılında FIAP Usta Fotoğrafçı MFIAP ( Master: Usta ) unvanını vermesiyle, MFIAP unvanını alan ilk Türk fotoğraf sanatçısı oldu.