İncinmişsin diyorlar

Rahmetli Doğan Cüceloğlu, bazen meraklı, bazen puslu gözlerle okuduğumuz ‘İçimizdeki Çocuk’ kitabında aile içindeki iletişim türünün kişiliğin yapılaşmasında en önemli rolü oynadığını, çocuğun ruhen sağlıklı ya da sağlıksız bir birey olarak yetişmesinde aile etkisinin ön planda olduğunu, ünlü sosyolog Gregory Bateson’dan yaptığı alıntıyla da yazmıştır. Ünlü sosyolog dediysek rahmetli hocamız için ünlü olup eminim ki çoğumuz adını Doğan hocamızın kitabından öğrenmişizdir ama kimdir diye internete baktığımızda şu an artık hayatlarımızın parçası olmuş terapi ve özellikle aile terapisi kavramının kurucusu, psikiyatriyi (yani ilaçla psikolojik tedaviyi) reddetmiş bir sosyolog ve antropolog görüyoruz. Özetle adını Doğan hocamızın kitabına kadar duymamış olsak ta uzun yıllardır bilmeden Gregory Bateson’un gösterdiği yolda yürüyoruz ve onun sayesinde okumuş kadınlar bize incindiğimizi söylüyorlar. Yani hayatlarımızda olanlarla, eşimizle işimizle başa çıkamıyor ve çocuklarımıza iyi ebeveyn olamıyorsak, bu sorunlarımızın aslında “incinmişsin dedi” cümlesinden kaynaklı olduğunu ilk söyleyen kişiymiş 1958 yılında… Gregory Bateson’un 1960’larda söylediği aşağıdaki cümlesi etkileyiciydi: “…neyi taklit ettiğimize dikkat etmeliyiz. Çünkü zaman içerisinde kısmen de olsa ona dönüşürüz: ‘öyleymiş gibi davranmak’, hayatı anlamlandırma yöntemlerinden biri haline gelir… Taklit esnasında öğrendiklerimiz, bizi tanımlayan karakterimizin dinamik yapı taşlarına dönüşmeye başlar.” Bu cümleye çok benzeyen ve şu an instagram gibi türlü platformlardan her gün üzerimize yağan Z kuşağının aforizmaları aslında Bateson’un öğrencilerinden çalıntı yapan eğitimciler ve yaşam koçlarına aitmiş. Bateson’la aynı görüşteki Doğan hocamız da önce içimizdeki çocukla; yani büyüdüğü evde kırılmış, dökülmüş, incitilmiş, sevilmemiş, ayrımcılık görmüş, haksızlığa uğramış, ilgisizlik çekmiş, yalnız kalmış o çocukla barışmazsak kendi evimizde de aynı acılara sahip çocuklar büyüteceğimizi öğretti bize. Okumayan ve kendini geliştirmeyen insan, annesi babası onu nasıl büyüttüyse çocuğunu öyle büyütür. Nesiller boyu gen değil davranış yoluyla aktarılan ve Bateson’un taklit yoluyla öğrendiğimizi söylediği bu laneti kırmanın yolu okumak, yetiştiğimiz dünyanın dışında farklı görüş ve hayatlar olduğunu anlamak, ana babamız gibi ebeveynler olmaktan başka çareler de olduğunu görebilmekten geçiyor. Çocuğumuzun haline üzülmeden önce oturup içimizdeki çocuğu avutmak gereklidir. Bateson insan ilişkilerinde iki tip davranış olduğunu yazıyor; ilki olan simetrik tip ilişkinin (örneğin bir spor müsabakası gibi karşınızdaki takımla şartlarda maç yapmak) insan ruhunu beslediğini söylüyor. İkinci ilişki tipi ise tamamlayıcı tip ama kelimeye aldanıp aklınıza pozitif veya yapıcı bir davranış şekli gelmesin sayın okurlar. Bateson’un bahsettiği tamamlayıcı tavır, muhatabınızın sizin yerinize hareket etme hakkı olduğunu düşündüğü eşitliksiz ilişkidir. “Bu ilişki farklı tip davranışları değiş eden iki insanı kapsar. Biri verir ve diğeri alır.” Diye yazmışlar. Mesela akşam yemeğini kocanızın pek yakın olmadınız veya sevmediğiniz kalabalık akraba grubuyla yiyorsunuz, birisi Kurban Bayramı tatilini falancanın yazlığında hep beraber geçirmeyi önerdi ve kocanız size sormadan, yüzünüze dahi bakmadan “Çok iyi olur, geliriz.” Deyiverdi. Kocanız sizin yerinize, sizin vermeniz gereken cevabı tamamlayarak davranış gösterdi. Özetle Bateson’un tamamlayıcı ilişkisi eşitsizlik, haksızlık ve karşısındakini kendisiyle eş hakta görmeyen kişilerin iletişim tarzıdır. Sosyal sınıf mücadelesinde sıklıkla inceleniyormuş zira tamamlayıcı sınıf davranış haksızlığı en çok sosyal sınıf ortamında beliriyor. 3 cisim problemini bile belki çözebiliriz ama elitizmden ve onların mutlaka korumaya çalıştığı sosyal sınıflardan bir türlü kurtulamıyoruz.Simetrik ilişki ise her türlü eşitlik üzerine devam eden iletişim tarzıdır, az önce size sormadan bayram tatilinizi zehir etme hakkını kendinde bulan kocanızın aynı yemekte hiçbir söz vermiyor, eve gittiğinizde de “geçen bayram benim istediğim yere tatile gitmiştik, bu bayram da senin istediğin yere gitmeliyiz.” Diyorsa simetrik bir ilişkiniz var demektir. Eğer bize “İncinmişsin” diyorlarsa geçmişimizde veya şimdimizde çok fazla tamamlayıcı ilişki var demektir. Simetri her zaman iyidir.