İŞKUR’dan iş bekleyen emekliler

Çalışmayan emeklilere verilecek 5 bin liralık ikramiye, Komisyonda kabul edilerek torba kanunun içine atıldı. Yani çalışan emekliler için an itibariyle son umutta bitti. İkramiyeden çalışan emeklilerin yararlandırılması ve ikramiyenin 15 bin liraya yükseltilmesi yönündeki önergede kabul görmedi.Ülkemizde derin bir ekonomik kriz yaşanıyor. Bu gerçeği eğip bükmeye gerek yok. Bunu kabul edeceğiz ve bu noktadan sonra bu krizi nasıl aşacağımıza bakacağız. Buna bakarken de öyle “yüksek maaş artışları yapıldı onun için enflasyon da böyle tırmandı” gibi safsataların ardına sığınmayacağız.Ekonomi uzunca bir süre yanlış yönetildi. Ekonominin bir bilim olduğu unutuldu ve bir takım “yeni model” arayışları sonucu bu hale geldi. Eldeki mevcut kaynaklar da, “bakın ne kadar başarılı olduk” diyebilmek için heba edildi ve edilmeye de devam ediyor.Tüm bu sonuçlara nereden vardık derseniz, en son yaşadığımız şu ikramiye olayı bile bize ne kadar ağır bir yük altında olduğumuzu gösterdi. Ülkemizde ekonomik sıkıntıyı en ağır emeklilerimiz yaşıyor. Emeklilerin yüzde 80’den fazlası ayda aldığı 7 bin 500 lira ile geçim etmeye çalışıyor. Birçok emekli sırf evlerine birkaç lira daha girsin diye, ayaklarını uzatıp, evinde oturmak yerine kapı kapı iş peşinde koşuyor. Emekliler, zevk için kapı kapı dolaşmıyor. Sayın Bakanımızın dediği gibi öyle “yüksek maaşa” kavuştuğu için de iş aramıyor. Evinde çorba kaynasın, evine bir tane daha ekmek götürebilmek için iş arıyorlar. Emeklilerimize layık görülen asgari 7 bin 500 liralık maaşa “sefalet ücreti” diyor emeklilerimiz. Şimdi sizlerle İŞKUR’un emeklilerimizle ilgili olarak verdiği rakamları paylaşmak istiyorum.İŞKUR’un rakamları, ocak-eylül döneminde emeklilerin içinde bulunduğu vahim tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi.Verilere göre, 60-64 yaş grubundaki 4 bin 892 vatandaşımız ve 65 yaş üzeri yaş grubundaki bin 457 emekli ocak-eylül döneminde işe yerleştirilmiş. İŞKUR aracılığıyla işe yerleştirilen 60 ve 65 yaş üstü vatandaşlarımızın toplam sayısı ise 6 bin 349’a ulaşmış. Bu kişilerin bin 338’inin kadın 5 bin 11’inin ise erkek. Kayıtlı işsizlerin bekleme sürelerine yönelik veriler de emeklilerin içinde bulunduğu durumu ortaya koyuyor. Buna göre 60-64 yaş grubundaki 16 bin 53 kişi ile 65 yaş ve üstü grubundaki bin 62 kişinin iş bekliyor. İŞKUR’a kayıtlı işsiz 60 yaş ve üzeri yurttaşların 5 bin 156’sının, bir yıldan fazla süredir iş beklediği belirtiliyor.İşsizlik ödeneğine başvuran 60 yaş üstü yurttaşların sayısı da hızla artıyor. Bu yılın Ocak-Eylül döneminde toplam 5 bin 285 vatandaşımız da işsizlik ödeneği için başvuru yapmış, başvuruların yalnızca 2 bin 789’u karşılanabilmiş.İŞKUR’un, “nitelikli işgücü temin etmekte zorlanan işverenlerin işe alacakları kişileri işyerinde belli bir süre gözlemlemesi ve eğitim vererek işe alması” amacıyla başlattığı İşbaşı Eğitim Programları’na katılan 60 yaş üstü yurttaşlar da kayıtlara girmiş.Bunlar resmi rakamlar. Restoranlarda tabak-çanak yıkayan, getir götür işinde çalışan, ayakkabı boyayan, inşaatlarda gece bekçiliği yapan, apartmanlarda merdiven silen süpüren, çöp toplayan kayıt dışı çalışan binlerce emeklimiz ve emeklilik yaşında insanımız var bu ülkede. Öyle, “yüksek maaş verdikleri için” enflasyonun tırmandığını söyleyenlere şöyle bir tavsiyemiz olacak. Tebdil-i kıyafet yapıp, akşam saatlerinde pazar yerlerine bir gitsinler yaşanan dramları gözleriyle görsünler. Konu sadece emeklilerimiz olduğu için okullarını bırakıp çalışma hayatına atılan çocuklarımızdan burada söz etmeyeceğiz. Çünkü o durum da tam bir facia. On binlerce çocuğumuz, gencimiz okul sıralarında olacakları yerde, kimi tamirhanelerde, kimi berber dükkanlarında, bakkallar da, manavlarda kuaför salonlarında yani aklınıza gelebilecek her yerde çıraklık yaparak evlerine, geçimlerine destek olmaya çalışıyorlar. Yazımızın başında da belirttik, sorunları sağlıklı olarak tespit edip çareleri buna göre üretmek zorundayız. Aksi halde, bugün yaşadığımız bunca sıkıntı, yokluk ve fakirliği aşmamız mümkün olmayacaktır. Çare, toplumumuzun tüm kesimleri kapsayan, ekonomide kuruluş ayarlarımıza dönerek, yeni bir milli mücadele başlatmaktan geçiyor.