Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, şubat ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, narenciye üreticilerinin sorunlarını, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri, mazot fiyatındaki artışlar ve yüksek vergi oranları ile aynı marka gübrelerin bayilerdeki fiyat değişimlerine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Şubat ayındaki market fiyatlarındaki değişimi sıralayan Bayraktar, “Şubat ayında markette 40 ürünün 29’unda fiyat artışı, 11’inde fiyat azalışı görüldü. Şubat ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 61,1 ile kuru incir oldu. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 42,2 ile kuru kayısı, yüzde 31,8 ile fındık içi, yüzde 29 ile kuzu eti, yüzde 20,7 ile kuru üzüm takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 32,5 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 16,6 ile kuru soğan, yüzde 11,3 ile salatalık, yüzde 9,7 ile patates izledi” ifadelerini kullandı.
Üretici fiyatlarındaki değişimleri sıralayan Bayraktar, “Şubat ayında üreticide 32 ürününün 17’sinde fiyat artışı olurken, 8’inde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üretici fiyatlarında kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm, kuru incirde fiyat değişimi yaşanmadı. Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 41,4 ile kabakta görüldü. Kabaktaki fiyat düşüşünü yüzde 34,7 ile limon, yüzde 18,4 ile yumurta, yüzde 18,1 ile havuç, yüzde 17,2 ile salatalık izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 67,3 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 39,5 ile sivri biber, yüzde 29,7 ile kuzu eti, yüzde 21,9 ile yeşil soğan, yüzde 20,6 ile patlıcan takip etti” dedi.
Üretici fiyat değişimlerinin nedenlerini sıralayan Bayraktar özellikle arz talepteki değişimlerden kaynaklandığını belirtti. Bayraktar, “Kuru soğanda İç Anadolu Bölgesinde sezonun sona ermesi nedeniyle fiyatlarda artış yaşandı. Kuzu etindeki fiyat artışı arz ve talep değişiminden kaynaklandı. Sivri biber, yeşil soğan, patlıcan, ıspanak ve marulda dönemsel arzda yaşanan azalma fiyatların yükselmesine neden oldu. Kabak ve salatalıkta havaların sıcak gitmesi nedeniyle arzda yaşanan artış fiyatlarda düşüşe neden oldu. Havuçta talep azalmasıyla üretici fiyatları geriledi. Yumurtadaki fiyat düşüşünün sebebi arz ve talepteki değişimden kaynaklandı” söyleminde bulundu.
NARENCİYE BAHÇELERİ YAZLIK EV OLABİLİR “Sorunların bitmek bilmediği narenciyede sezonun sonuna gelindi. Sezon boyunca beklediği fiyat artışını bulamayan üreticilerimiz, ürünün devlet tarafından alınmasını bekledi. Ürün fiyatının işçilik ücretini dahi karşılamadığı bahçelerde, ürününü dalında bırakan üreticilerimiz oldu. Bir üretim sezonu emek verdiği ürünlerden yeterli gelir elde edemeyen üreticilerimizin kredi borçları faizsiz ertelenmelidir. Narenciye üreticilerimize kullandırılacak faizsiz kredilerde limitler artırılmalı, kredi masrafları alınmamalıdır. Bilindiği üzere narenciye bahçelerinin çoğunluğu sahile yakın değerli arazilerde bulunuyor. Arka arkaya ürettiği ürününden zarar eden bazı üreticilerimiz, arazilerini satmak istiyor. Bu durum ülkemizin en değerli arazilerinin imara açılma tehlikesini beraberinde getiriyor. Üreticilerimize sahip çıkmazsak narenciye bahçeleri yazlık evlere dönüşebilir. Üretmekten vazgeçen üreticilerimizi tekrar tarıma döndürmek çok zordur. Ülkemizin uzun vadede gıdada bağımsızlığının korunması için bir karış toprağın dahi kaybedilmemesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenle üreticilerimiz ürettiğine pişman olmamalıdır. Üreticilerimiz geçimini sağlayacak geliri ürününden kazanabilmelidir. Üreticilerimizin kazanmadığı narenciyede üretici market arası fiyat farkı yüzde 634,4’ü buluyor. Üreticiye pazar garantisi verilmeli, arz fazlası sorunu yaşanan yıllarda devlet adına alımlar yapılarak, marketlere tavan fiyat sözü alınarak satılmalıdır. Bu şekilde üreticilerimizin ürünü elinde kalmayacak ve tüketici markette ürünü daha uygun fiyata satın alabilecektir.”
GİRDİ MALİYETLERİ TÜKETİCİ FİYATLARINI ETKİLİYORGirdi maliyetleri tüketici fiyatlarını da olumsuz etkilediğini kaydeden Bayraktar, “Girdi fiyatları, gıdada tüketici fiyatlarının oluşmasında en önemli etkendir. Tarımda kullanılan girdilerin ise olmazsa olmazı mazottur. Toprağın hazırlanmasından ekimine, ekiminden hasadına kadar tüm tarımsal işlemlerde mazot kullanılıyor. Şubat ayında girdilerde yıllık değişimde en fazla fiyat artışı mazotta görüldü. Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 103,7 oranında arttı. Çiftçilerimiz bu aylarda yazlık ekilişleri için toprak hazırlığına başlıyor, kışlık ekilişlerde gübreleme ve diğer kültürel işlemlere devam ediyor. Son 15 günde mazotta fiyat 2 kez değişti. 13 Şubat 2024 tarihinde mazotun litre fiyatına gelen 2 lira 56 kuruşluk zamla birlikte mazotun litresi 45 lira 6 kuruşa kadar yükseldi. Şubat ayının sonuna doğru yapılan indirim neticesinde mazotun litresi 42 lira 77 kuruş oldu. Çiftçi önünü göremiyor, değişen fiyatlara uyum sağlayamıyor” ifadelerini kullandı.
TARIMDA KULLANILAN MAZOTTAN VERGİ ALINMAMALIDIRGirdi maliyetlerinin başında mazotun geldiğini belirten Bayraktar, “3 Ocak 2024 tarihinde mazottan alınan Özel Tüketim Vergisi’ne zam geldi ve 7 lira 5 kuruştan 8 lira 86 kuruşa yükseldi. Öte yandan mazotta yüzde 20 oranında Katma Değer Vergisi alınıyor. Sonuç itibarıyla 42 lira 77 kuruş olan mazotun yaklaşık yüzde 38’i vergilerden oluşuyor. Mazot fiyatının bu denli arttığı bir ortamda tarımsal üretimin sekteye uğramaması için mazottan alınan vergiler kaldırılmalıdır. Bu sayede girdi maliyeti düşen üreticilerimiz düşük maliyetle üretime daha rahat devam edebilecektir” diye konuştu.
GÜBREDE 5 SATIŞ NOKTASINDA, 5 FARKLI FİYAT“Tarımda kullanılan bir diğer önemli girdi ise gübredir” diyen Bayraktar son olarak şunları kaydetti:
“Üreticilerimiz son yıllarda artan üretim maliyetleriyle gerçekleştirilen üretimde beklediği geliri elde edemediğinde üretmekten kaçınıyor, zaman zaman kullandığı gübreyi de azaltıyor. Durum böyle iken birbirinden farklı yüksek fiyatlardan çiftçilerimizi korumak gerekiyor. Gübre fiyatlarının üreticilerimizi zorladığı bu günlerde, aynı gübrenin farklı satış noktalarındaki fiyat farkının yüzde 27’lere kadar çıkması kabul edilebilir değildir. Yaşanan yüksek fiyat farkının önüne geçmek amacıyla gübrelerde tavan fiyat uygulanmalıdır. Nakit ödemelerde üreticilerimiz gübresini daha uygun fiyata alabiliyor. Bu nedenle üst gübrelerin atıldığı ve yazlık ekilişlerin yaklaştığı şu günlerde üreticilerimizin mazot gübre desteği bir an önce ödenmelidir. Diğer taraftan yüksek gübre fiyatları piyasada sahte gübrelerin çoğalmasına neden oldu. Çiftçilerimiz çuvalların üzerinde bilindik firmaların amblemleri basılmış halde satılan sahte gübrelerden uzak durmalıdır. Yine yüksek gübre fiyatlarıyla bağlantılı olarak klasik gübrelere alternatif olarak birtakım ucuz gübreler de piyasada çoğaldı. Çiftçilerimiz, etkilerini bilmedikleri gübreleri almadan önce Ziraat Odalarımız veya İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden teknik bilgi almalıdır.”