Türkiye’de 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak seçimler öncesinde ekonomik ve siyasi tabloya ilişkin tartışmalar sürüyor. Prof. Özcan Yeniçeri Türkiye’nin kritik bir seçim sürecine doğru hazırlık yaptığını belirterek, “Hiç şüphesiz ki mevcut siyasal sistem içeresinde hem iktidar, hem de muhalefet açısından kritik bir seçim olacağı muhakkak. Öncelikle son günlerde yaşanan ama daha sonra gündemin arka sıralarına düştüğü gibi algılanan 50 artı seçim barajının bu seçimler için de güvenoyu sayılabileceği varsayımını ifade edenlere katılmak mümkün olabilecektir. Bunun nedeni sistemin kendi içindeki işleyişinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle yapılacak bu seçimler elbette böyle bir nitelik taşır. Bu açıdan da kritiktir. Ancak bu durumun bir güvenoyu olarak algılanıp algılanmaması yorumunu beraberinde getirecek olan öncelikle muhalefet partilerinin tavrı, daha sonra da iktidar partisinin ortaya koyacağı tavırdır” dedi.
Türkiye’de 2018 yılında yapılan anayasa değişikliğinin ardından cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğini belirten Yeniçeri, şunları söyledi: Bu siyasal sistem cumhurbaşkanlığı seçimleri için 50 artı bir seçim barajını getirdi. Bunun beraberinde cumhurbaşkanlığı hükümet kabinesi ve bir takım düzenlemeler getirildi. Bunun üzerine bugün olduğu gibi o dönemde çok tartışmalar yapıldı hatırlanacağı gibi. Bu sistem de ister istemez seçimlerde alınacak oy oranı 50 artı bir sınav niteliği taşıyor. Bir anlamda güvenoyu. Eğer iktidar partisi 50 artı bir oranını alamaz ise ya da muhalefet 50 artı bir oranını geçer ise o zaman tartışmalar başlayacaktır. En azından teorik düzeyde sisteme ilişkin bir tartışma başlayacaktır. Bu nedenle önümüzdeki seçimler Türkiye açısından kritik bir öneme sahiptir. Toplumsal, ekonomik ve siyasal gelişmeler açısından olsun, uluslararası politikalar açısından olsun bir önem taşıyor kendi içinde. Bu seçimler yerel seçim olacak ama sistemin işleyişi az önce söz ettiğimi tartışmalara açık bir hale getiriyor durumu.”
Bu sistem içeresinde iktidar ve muhalefet partilerinin pozisyonunun da büyük önem taşıdığına dikkat çeken Yeniçeri, “ Böyle bir tartışmayı elbette iktidar ve muhalefet partilerinin söylemleri şekillendirecektir sonuçta. Bugün gelinen noktada iktidar partisinin son genel seçimlerde aldığı oy oranı muhalefet üzerinde ve genel olarak da muhalefet seçmeni üzerinde farklı bir etki yarattı. Bunun önümüzdeki yerel seçimlere nasıl yansıyacağını yaşayarak göreceğiz. 2019 yerel seçimlerinde alınan sonuç iktidar partisinin yenilmez olmadığını seçmen üzerinde psikolojik olarak göstermişti. Seçmenin iktidar partisi yenilmez algısını değiştirdi. Ancak son yapılan seçimde iktidar partisi yerel seçimleri kaybetsek bile genel seçimleri kazanırız algısını güçlendirmiş oldu bir anlamda. Bu seçimler seçmen üzerindeki seçimi anlamlandırma biçiminin de bir testi olacak ifadelerinin yanlış olacağını söylemek zor olur” diye konuştu.
Türkiye’de siyasal sistemin demokratik kurallar ve hukukun üstünlüğünü önceleyen bir anlayış içeresinde işlemesinin toplum kesimlerinin siyaset kurumuna güvenleri açısından da önem taşıdığına dikkat çeken Yeniçeri, “ Türkiye’de şu anda işleyen siyasal sisteme geçilirken şöyle bir tartışma olmuştu. Mevcut durum anayasa açısından sorun yaratıyorsa o zaman anayasayı fiile duruma göre düzeltelim anlayışı hakim olmuştu. Bu noktada hukuk anlayışı devreye giriyor. Tartışmaların başlangıcındaki mantığa bakacak olursa o zaman sonuç ne olursa olsun bu anlayış çerçevesinde iktidar partisinin sonucu algılayış biçimi önem kazanacaktır. Bunun nedeni fiili durumun esas alınmasından kaynaklanmaktadır. Öte yandan son dönemde muhalefetin durumu elbette tartışma yaratmaktadır. Muhalefet partilerinin Türkiye’nin önündeki bir takım sorunları çözebilmeleri için öncelikle seçmen üzerindeki yenilmiyor psikolojisini kaldırmaları gerekir. Bunu yapabilmeniz için de şimdiden bir takım hazırlıkları yapmanız gerekecektir. Seçim öncesi duruşunuzu, söylemlerinizi, politikalarınızı buna göre belirlemeniz alternatifi ortaya koymanız gerekecektir. Bu anlamda muhalefet partileri demokrasi içeresindeki yerini iyi bilip buna göre seçime hazırlanmalı. İktidar değişmiyor o zaman muhalefeti değiştirerek iktidarı değiştirelim anlayışı muhalefetin önündeki engellerden biri olarak görünüyor ki bu anlayış seçim sonrasında da etkisini gösterecektir iktidar partisinin seçimleri kazanması durumunda” ifadelerini kullandı.