Türk’ün kaderi coğrafyanın çekiciliği

Anadolu coğrafyasının ilgiyi üzerine çekecek kadar cazibeli bir coğrafya olduğu belli. Coğrafyanın kader olduğuna inanıyorsak, Anadolu coğrafyasının da Türk’ün kaderi olduğuna inanmak lazımdır. Çünkü Anadolu coğrafyasının kader yükünü inanarak söylüyorum Türk’ten başka bir millet çekemez. Alımlı ve şuh bir gelin gibi çevreye ilgi dağıtan bu coğrafyanın dost ve düşmanla olan ilişkisini sürdürmek için mert, cesur, ölümden yılmayan, yiğit, adaletli, vicdan ve ahlak sahibi Güç’ün elinde olması gerekir. İşte bu maddi ve manevi gücü bünyesinde barındıran millet de Türklerdir. Anadolu coğrafyasının jeopolitiği emperyalist, dünyada etkili güç olmayı hedefleyen devletlerin ve Türk’le sorunu olanların ilgisini çeker. Bu ilgi zaman zaman çok büyük sıkıntılara acılara dönüşse de Pekmez üzerine konan sineğin sonu gibi sonları da beraberinde getirir.Bu coğrafyasının jeopolitiğini tanımakta yarar vardır. Jeopolitik nedir? “Bir devlette, bir bölgede uygulanan siyasayla o yerin coğrafyası arasındaki ilişkidir” diye tanımlamak mümkün.Veya Suat İlhan Paşa’nın tanımı ile “coğrafi politika”, “Coğrafyaya dayanan politika” veya “Coğrafyanın yönlendirdiği politika” da denebilir.Türkiye coğrafyası Asya ve Avrupa ile sınırdır. Afrika ile bağlantılıdır. “Asya ve Avrupa gibi kıtalarda toprağı olan tek ülkedir”. Aynı zamanda dünkü NATO ve Varşova Paktının sınırındadır. Varşova Paktının dağılmasına rağmen hala sınır olarak görülen bir coğrafyadır.Suat İlhan “Türkiye Jeopolitiği ve Jeopolitik Gelişmeler” başlıklı makalesinde Türkiye Coğrafyası ile ilgili çok orijinal, anlaşılması kolay bir tanımlama yapmaktadır. “Türkiye, üç kıtanın teşkil ettiği dünya adasının menteşesi durumundadır. Aynı zamanda bu menteşe üzerine vurulmuş kilit, hatta ek olarak bu kilidi açan anahtar durumundadır. Kuzeyi güneye kapattığı gibi güneyi kuzeye karşıda kapatır. Aynı zamanda kuzeyi güneye, güneyi kuzeye açar. Doğuyu Batıya kapatır. Fakat aynı zamanda bu iki istikameti birbirlerine açan değerdedir. Bu özelliği ve değeri tarih boyunca etkisini göstermiştir. Dünyayı etkileyen büyük medeniyetlerin çoğu bu bölgede teşekkül etmiştir: Mezopotamya, Suriye, Mısır ve Anadolu medeniyetleri gibi” diye tanımlama yapar.Jeopolitiğin unsurlarından birisi de Suat İlhan’ın aynı makalesinde belirttiği gibi “coğrafi bütünlük” tür. Coğrafi bütünlükten kasıt güvenli sınırlara sahip olmaktır.Benimde şiddetle kabul ettiğim bu unsur Türkiye için maalesef geçerli değildir. Türkiye coğrafi bütünlüğe sahip değildir. İşte bu nedenden dolayı da coğrafyasının ve milletinin geleceği için sık sık birileri ile mücadele etmek zorundadır. Bu nedenlerle bugün Irak, Suriye, İran, Balkanlar, İsrail, Arap ülkeleri ile ilişkileri hep tek katlı iplik gibi zayıf olmuştur. Osmanlılar bir ara coğrafi bütünlüğü sağlamışlarsa da devletin ekonomik, askeri, eğitim ve savunma gücü zayıfladığı için ellerinde tutamamışlardır.Bu gerçekler ışığında soruna, sorunlara bakılacak olursa Türkiye’nin, Türklüğün yarınlarının aydınlık olması için mutlaka ve mutlaka milli kimlikle, medeniyetin aydınlığını bırakmadan her yönüyle güçlü ve donanımlı olmak zorundadır.