Vatandaşın açmazı!

Vatandaşın, bir yandan açlık ve yoksulluk sınırı harcamaları yükselirken, diğer yandan da kredi kartı ve kredi borcu önlenemez bir şekilde artıyor. Türk-İş, yaptığı en son tespitlere göre dört kişilik sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırı” 13 bin 648, gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 44 bin 573 lira olarak hesapladı.Türk-İş, bekar bir çalışanın “yaşama maliyeti” ni 17 bin 803 lira olarak belirlerken, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarının da bir önceki aya göre yüzde 2,62 artığını açıkladı.Türk-İş’in araştırmasına göre, süt ve peynir fiyatları geçen ayki seviyesini korurken, yoğurt fiyatları yüzde 11 artmış. Et fiyatlarında artış gözlemlenmemiş. Geçen ay tezgahlarda 100 liradan satılan hamsi bu ay kısmi bir düşüşle 95 liradan satılmış. Tezgahlarda en çok talep gören deniz balıkları bu ay ortalama 178 liradan satılmış.Bakliyatta en yüksek artış kuru fasulyede görülmüş. Kuru fasulye fiyatı geçen aya göre ortalama yüzde 24 artış göstermiş. Nohut fiyatları yüzde 10, yeşil mercimekte yüzde 15, kırmızı mercimekte yüzde 6 artış yaşanmış.Makarna fiyatları yüzde 12 artarken, pirinç, bulgur, un ve irmik fiyatları ise geçen aya göre sınırlı seviyede yükseliş göstermiş.Ortalama sebze kilogram fiyatı 26 lira, ortalama meyve kilogram fiyatı 30 lira olarak hesaplanmış. Ayva ortalama 40 lira fiyatla tezgahlarda yerini alırken, bu ay en düşük fiyatlı meyve 20 lirayla mandalina olmuş.Zeytinyağı ve tereyağı fiyatları ekimde yüzde 5, ayçiçek yağı fiyatında ise yüzde 4’lük artış tespit edilmiş.Vatandaşın mutfakta yaşadıkları Türk-İş’in tespitlerine göre böyle olmuş. Peki, vatandaş evini, mutfağını nasıl çevirmiş, ya da daha doğru deyimiyle çevirmeye çalışmış. Elbette ki, burada ilk başvurulan kredi kartları olmuş. Ekonomi yönetiminin iç talebi baskılamak ve bu yolla da enflasyonu düşürme hedefi çerçevesinde yükseltilen kredi kartı faizleri, ne yazık ki, bu harcamaları durduramamış. Zorunlu ihtiyaçlarını kredi kartı kullanarak karşılamak durumunda kalanlar yüksek faiz oranlarına karşın kartla harcamayı sürdürmeye devam etmiş. Nitekim, haziran ayından bu yana kart harcamaları yüzde 35,7 oranında artış göstermiş.Merkez Bankası’nın politika faizinde yaptığı artışlarla birlikte kredi kartlarına uygulanan faiz oranları da yükseltilmiş, yüzde 1,36 olan kart faizleri seçim sonrası her ay düzenli şekilde yükselerek, son faiz artışı ile birlikte bu aydan itibaren kartla yapılacak harcamalara uygulanacak faiz oranı yüzde 3,66 olacak.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) eylül ayı verilerine göre, kredi kartı ile yapılan harcamalar 975 milyar 811 milyon liraya ulaşmış. Kart harcamalarında bir önceki aya göre yüzde 5’lik bir artış yaşanırken, haziran ayında 793 milyar 773 milyon lira olan harcama tutarı toplamda yüzde 22,9’a ulaştı.Taksitli ve taksitsiz olarak ikiye ayrılan kart harcamalarında, taksitsiz harcamalarının hazirana göre yüzde 35,7 arttığı dikkat çekiyor. Haziran’da 403,3 milyar seviyesinde olan ve daha çok market alışverişi gibi günlük alışverişlerde kullanılan taksitsiz kart harcamaları 547,3 milyar TL’ye ulaşmış.Vatandaş, can simidi gibi kredi kartlarına sarılırken bireysel kredi kartlarında takibe düşen borç tutarı da yüzde 25,5 oranında artmış. Haziran’da 9,3 milyar olan takipteki kredi kartı borcu, eylülde 11,7 milyara ulaşmış. İhtiyaç kredilerinde de takibe alınan borçta artış yaşanıyor. Haziranda 24,4 milyar lira olan takipteki alacaklar, eylülde yüzde 10 artarak 26,9 milyar liraya yükselmiş.İşte vatandaşımızın açmazı dediğimiz nokta burası. Bir yanda ihtiyaçlar, diğer yanda bu ihtiyaçları karşılayacak gelir düzeyinden uzak olmamız. Yukarı tükürseniz bıyık, aşağı tükürseniz sakal dedikleri tam da bu. Neresinden bakarsanız bakın, vatandaş temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Evde bir tas çorba kaynayacaksa, bunun bir bedeli var. İşte bu bedel artık ödenemeyecek boyutlara ulaştı. Kredi kartı ödemelerinde artık asgari sınır ödeme bedeli bile yerine getirilemiyor. Hal böyle olunca gecikme faizi katlamalı olarak kart sahibinin hesabına geçiyor. Biliyor musunuz, bankalar en çok borcunu kısıtlı ödeyebilen müşterilerini seviyor. Çünkü, hem parasını parça parça olsa da alıyor, hem de katlamalı faiz ile karına kar ekliyor. Hükümet, enflasyonu düşürmek ve kredi kartı harcamalarını kısıtlamak için faizleri yükselttikçe, bankalar da “fırsat bu fırsat” deyip, uyguladıkları faizleri, vatandaşların ödeme boyutlarını aşacak şekilde yükseltiyorlar. Öncelikle bu durumun bir kontrol altına alınması ve bu acımasız faizlerin normal sınırları seviyesine çekilmesi gerekiyor. Vatandaşı daha fazla borç batağına sokup, bunaltmaya kimsenin hakkı yok!