Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası perşembe günü kasım ayı politika faizini açıklayacak. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında perşembe günü toplanacak. Geçen ay gerçekleştirilen PPK toplantısında politika faizi 500 baz puan artırılarak yüzde 35’e yükseltilmişti.
TCMB’nin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik beklenti anketi, 12 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı. Ekonomistlerin politika faizindeki değişikliğe ilişkin beklentilerinin medyanı 250 baz puan artırım yönünde gerçekleşti. Anket sonuçlarına göre, 250 ila 500 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri, yüzde 37,50 ile yüzde 40,00 arasında değişti. Ekonomistlerin yıl sonu faiz beklentisi yüzde 40 olması, bu ay 250 baz puan, aralıkta da 250 baz puan artış bekleniyor. Ekonomist Uğur Civelek ise yılsonu faizlerinin yüzde 40 düzeyine çıkarılması için iç ve dış yatırımcıların baskı yaptığını belirterek, “Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yüzde 40 düzeyinde bir faize ikna etme çalışması yürütülüyor. Sıcak para istiyorsan bunu yapman lazım diye bir baskı yaratılıyor. Önümüzdeki yılın enflasyon tahminlerini yüzde 36’a çekmişti Merkez Bankası. Bunun neticesinde önümüzdeki yıl pozitif faize geçtiklerini söyleyerek yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmeye çalışacaklar” dedi.
“Ekonomi yönetimi önümüzdeki yıl enflasyonu faizi daha fazla yükseltmeden düşürmeye çalışacaksa ciddi bir kredi sorunu ile karşı karşıya kalacağız demektir. Yeni kredi alamayınca eski krediler ödenemeyecek, iflas dalgalanmaları ve buna bağlı işsizlik artışı biraz fazla yaşanacak. Bu durum siyaseti de hırpalayacaktır. Yani ya ekonomi yönetimi ile yolları ayırır ya da yerel seçimlerde bunun sonuçlarına katlanır. Tekstil üreticileri 2024 yılında 200 bine yakın işçinin işten çıkarılabileceği öngörüsünde bulundu. Bu sadece tekstildeki durum. Bir de bu kredi sorunu sonrası hizmet sektörü daha çok etkilenecektir. Kredi alamıyorsanız harcamayı kısmanız gerekecektir. Bu da yatırımların durması anlamına gelir. Bir de asgari ücret artışı ne olacak ve o maliyeti kaç şirket işçi çıkarmadan karşılayabilecek bir de işin bu boyutu var” ifadelerini kullandı.
Ekonomide artık bir fatura ödeme zamanının kapıda olduğunu belirten Civelek, “Ekonomi çözümünde artık dışarıdan borç bularak çözme dönemi bitti. Çünkü kısa vadeli borçları nasıl ödeyeceğini düşünüyor ekonomi yönetimi. İMF gibi seçenekler kalıcı çözüm olamaz. Bunun sonucunda ciddi kemer sıkma politikası kaçınılmaz. Fakat dar gelirli veya yoksulluk sınırının altında yaşayan yüzde 85’lik kesimin o faturayı ödeyebilecek gücü yok. Asgari ücret ile çalışanlar büyük şehirlerde ev kiralarını dahi ödemekte zorlanıyor. Emekliler deseniz zaten bitik durumda. Geriye yüzde 15’lik üst gelir kesimi kalıyor. Hiçbir iktidar da o kesime fatura ödetmeyi göze alamaz. Bunu göze aldığınız da tüm ideolojinizi değiştirmeniz gerekiyor. Fakat kalıcı çözüm istiyorsanız zengin kesime fatura çıkarmanız gerekiyor. Statükoyu temsil edenlere, gayrimenkul rantından beslenenlere fatura çıkarmanız gerekiyor. Alt kesime yüklenerek bırakın sorunu kalıcı olarak çözmeyi günü dahi kurtaramazsınız” diye konuştu.