Yine açlık, yine yoksulluk sınırı

Biliyorum sizler de benim gibi çok sıkıldınız. Her ay açıklanan açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin haberlerden. Ama her şeyin iyi gittiğini iddia edenlere inat, açlık ve yoksullukta sınır her geçen ay biraz daha yükseliyor. Açlık değil ama eşimin de emekli olması nedeniyle, yoksulluk sınırının altında yaşayan biri olarak, sorunlarımız ele alınıp çözümlenene kadar yazmaya devam edeceğiz.
Bugün sizlere Türk-iş’in ve DİSK Birleşik Metal İşçileri Sendikası’nın ekim ayına ait son verilerini paylaşacağız. İşte, Türk-İş’in tespitleri:
– Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı)  13.684 TL’ye,
– Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 44.573,3 TL’ye,
– Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 17.803,3 TL’ye yükseldi.
– Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 2,62 oranında gerçekleşti.
– On aylık değişim oranı ise yüzde 68,30 olarak tespit edildi.
– Son on iki ay itibariyle değişim oranı  yüzde 84,29 oldu.
– On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 99,96 olarak hesaplandı.
– Süt ve peynir fiyatları geçen ayki seviyesini korurken, yoğurt fiyatları ekim ayında yüzde 11 arttı.
– Mayıs, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yağışın iyi olması saman fiyatlarının düşmesi ile et fiyatlarında pek artış gözlemlenmemişti. Özellikle eylül ve ekim aylarında et fiyatları biraz yükselişe geçti. Et ve Süt Kurumu’nun (ESK), Ankara Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği bünyesinde faaliyet gösteren marketlerin bir kısmına, Nisan sonu itibariyle ithal edilmiş olan karkas etleri düşük fiyattan vermesi sayesinde dana kıyma 190 TL, kuşbaşı 210 TL’den satılmaya başlanmıştı. Bu ürünler sırasıyla ekim ayı itibariyle dana kıyma 289 TL ve dana kuşbaşı 355 TL’den satıldı.
Ankara’da 200 gramlık ekmeğin fiyatı 7 lira. Dört kişilik ailenin aylık sadece ekmek masrafı 735 lirayı buluyor. Ekim ayı içinde makarna fiyatları yüzde 12 artarken; pirinç, bulgur, un ve irmik fiyatları ise geçen aya göre sınırlı seviyede artış göstermiş.
Sebzede ortalama kilo fiyatı 26,19 lira olurken, ortalama meyve kilo fiyatı 30,53 lira olmuş.  Geçen aya göre yağ fiyatlarında sınırlı seviyede bir artış yaşanmış. Zeytinyağı ve Tereyağı fiyatları ekim ayında yüzde 5 artmış.  Ayçiçek yağında ise yüzde 4’lük bir artış gözlemlenmiş.  Yeşil zeytin fiyatı eylül ayına göre yüzde13 artarken. Bu grupta yer alan siyah zeytin, çay, pekmez, reçel ve bal fiyatlarında bir değişiklik görülmemiş.
Gelelim BİSAM’ın tespitlerine
BİSAM verilerine göre, ekim ayı itibarıyla açlık sınırı 13 bin liraya dayanmış. Yoksulluk sınırı ise bir ayda bin 95 TL birden artarak 44 bin 718 liraya yükselmiş. Sağlıklı beslenebilmek için sadece süt ürünlerine günlük 138 lira harcama yapılması gerekiyor.
BİSAM’dan yapılan yazılı açıklamada, sağlıklı ve dengeli beslenmenin günlük maliyetinin 430 lirayı aştığı belirtiliyor. Yetişkin bir erkeğin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için tüketmesi gereken gıdaların aylık karşılığı 3 bin 538 olurken, bu değer yetişkin bir kadın için 3 bin 387, 15-18 yaş bir genç için 3 bin 639, 4-6 yaş arası bir çocuk için 2 bin 365 liraya yükselmiş.
BİSAM’ın hesaplamasına göre, günlük harcamalarda et, tavuk ve balık grubu için yapılması gereken minimum harcama tutarı 81.94 liraya yükselmiş. Sebze ve meyve için yapılması gereken günlük harcama tutarı ise 89.38 liraya ulaşırken; ekmek için yapılması gereken harcama tutarı günlük 33.38 lira, katı yağ ve sıvı yağ ise 23.99 lira olmuş.
Şimdi bu rakamlara bakarak, 7 bin 500 lira emekli maaşıyla geçinmeye çalışan bir emekli ailesinin durumunu şöyle bir düşünün. Onu bırakın bu kez 5 bin lira civarında dul ve yetim maaşı alan bir başka aileyi, ya da 11 bin 402 lira asgari ücret alan bir işçi ailesini düşünün. Ben kendi payıma düşünemiyorum.
Bu ülkenin insanları emeklisi, dulu ve yetimi, asgari ücretlisi ya da günlük yevmiye ile yaşayanlar bu kadar yoksulluğu ve fakirliği hak etmiyorlar. Ama Çalışma Bakanımıza bakarsanız, bu ülkede ne çok ağır açlık ne de çok ağır yoksulluk çekilmiyor. Bir önceki bakanımız da buna benzer bir açıklama yaparak ülkemizde açlık sınırının 4 bin 500, yoksulluk sınırının ise 7 bin lira civarında olduğunu açıklamıştı.
İşte bizim şanssızlığımız ülke gerçeklerinden bu kadar uzak yaşayanların bizi yönetmesinden kaynaklanıyor.